Antik güzelliğin peşinde
Amerikalı fotoğrafçı J. Joshua Garrick “Antik Güzelliği Görüntülerken” adlı sergisiyle Türkiye’de. Garrick'in Beyoğlu'ndaki Sismanoglio Megaro Binası’nda açılacak sergisi, 2400 yıl öncesine duyduğu sevgi ve saygının ürünü. Garrick, Yunanistan’ın görkemli tarihinin, tüm Batı uygarlıklarının temelinin eski Atina sokaklarında atıldığına inanıyor.
Öznur Oğraş Çolak/Cumhuriyet“Eğer biz ölümlülerin Zeus'u sorgulama imkanı olsaydı, belki neden benim Yunanistan'ın harikalarını tanıtmak için seçildiğime inandığımı açıklayabilirdi. Nedenini sorgulamaktan vazgeçtim ve hayatımı 2400 yıl öncesine dünyanın bilinen en büyük dahiler topluluğunun Atina sokaklarında yürüdüğü zamanlara olan sevgi ve saygımı paylaşmakla geçirdim...”
Bu sözlerin sahibi deyim yerindeyse tam bir Antik Yunan aşığı Amerikalı fotoğrafçı J. Joshua Garrick. Yıllarca Yunan Müzeleri’nde sergilenen eserlerin fotoğraflarını çeken Garrick, bu aralar İris Kritikou küratörlüğünde “Antik Güzelliği Görüntülerken” adlı fotoğraf sergisiyle Türkiye’de.
Yoksul bir çocukluk geçirdiğini söyleyen Garrick, burslar ve çok çalışma sayesinde, Columbia Üniversitesi Güzel Sanatlar Yüksek Lisansı’ndan mezun olmuş. Garrick, eğitim hayatına bir şekilde Yunan Tarihi’ni de katmanın yolunu her zaman bulmuş.
Yunanistan’ı anlatırken gözleri parlayan, yerinde duramayan Garrick, kendi deyimiyle evini şu sözlerle tanımlıyor. “Yunanistan'daki gökyüzünün mavisi kadar güzel bir mavi hiç görmemiştim. Daha önce hiç tertemiz ve berrak, denizin dibini görmenin normal sayıldığı sularda yüzmemiştim. Bir fırtınanın ardından Delfi’deki Parnassos Dağı üzerinde uçan kartalların haşmetine tanık olmamıştım. Tüm bunlar Delfi’ye ilk kez geldiğimde oldu, kartalları, yıldırımları adeta Zeus’un bir mesajı olarak aldım.”
New York Görsel Sanatlar Okulunda Antik Yunan Sanat ve Kültürü bölümünde ders veren Garrick, “Amerikalı öğrencileri Yunanistan'a getirdiği zaman onlara Sokrates ve Perikles'in yürüdüğü yerlerde yürüdüklerini hatırlattığını” söylüyor:
“Kamerayı tutuşumda tarihin rolü çok büyük. 2400 yıl öncesine duyduğum sevgi ve saygı sınırsız. Yunanistan’ın görkemli tarihinin, tüm Batı uygarlıklarının temelinin Atina sokaklarında atıldığına inanıyorum.”
Fotoğraflarına hayat ve ölüm, gençlik ve yaşlılık, güzellik ve acı, zafer ve yenilgi, ölüm ve ölümsüzlük gibi adlar yakıştıran sanatçı, “Bize en derinden dokunan sanat, her zaman opera gibi aşk ve ölüm hakkında” diyor.
Eski Yunan, Garrick’te bir takıntı, tutku gibi. Nedenini sorduğumda, “Benim aslında en derin tutkum Klasik Atina hakkında ve aynı dönemdeki Sparta. Bu iki kent devleti ne kadar güçlü; aynı dili, tanrıları, inanışları paylaşyorlar, ama bir o kadar da farklılar. Onur, cesaret ve ahlak gibi sözcükler bu insanlar için gerçek anlamlarını taşıyordu, bugün ihtiyacımız olan bir ahlak anlayışıyla yaşayan önderleri vardı. İO 500-399 arasında Antik Atina’nın 100 yıllık bir dönemde bir bölgede yaşayan en büyük dahiler topluluğuna ev sahipliği yaptığına inanıyorum” diyor.
Garrick, bir sonraki çalışmasının, 2 bin yıl öncesinin mermer ve bronzdan ‘eller’iyle ilgili olacağını söylüyor. Sergi, Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğunun Sismanoglio Megaro Binası’nda 31 Ocak’ta açılacak, 9 Mart’a kadar sürecek.
(Ayrıca sergiyi gezmek isteyenler her Perşembe saat 19.00’da ücretsiz turlara da katılabilir.)