Antalya'da AIDS Kongresi yapılacak

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği'nden (Klimik) yapılan açıklamada, ilk HIV vakasının 1985 yılında bildirildiği, 2008 yılı sonu itibariyle ise toplam vaka sayısının 3 bin 370'e yükseldiği belirtildi.

Bu sayının 2 bin 674'ünün HIV enfeksiyonu, 696'sının ise AIDS olduğu vurgulanan açıklamada, bunlardan kaç kişinin hayatta olduğunun bilinmediği ifade edildi.

Açıklamada, 25-29 Mart arasında Antalya'da gerçekleşecek 14. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Kongresi'nde, AIDS'in yanı sıra hastane ve bölge enfeksiyonları ile tüberküloz başta olmak üzere pek çok konunun çözüm yolları ile birlikte ele alınacağı bildirildi.

AIDS'in yeni tedavi olanakları

Açıklamada görüşlerine yer verilen Klimik Derneği üyesi Prof. Dr. Deniz Gökengin, AIDS'in yeni tedavi olanakları ile artık ölümcül bir hastalık olmadığını belirtti.

Günümüzde HIV enfeksiyonu ve AIDS'in kronik hastalıklar grubunda kabul edildiğini kaydeden Gökengin, kullanılan güçlü ilaçlarla HIV enfeksiyonunu kontrol altında tutma ve hastaların uzun süre ve kaliteli yaşamasını sağlamanın mümkün olduğunu belirtti.

Gökengin, yeni ilaç rejimlerinin kullanımının da geçmiştekilere göre çok daha kolay olduğunu dile getirerek, sonuç olarak HIV enfeksiyonu konusundaki en önemli gelişmenin tedavi konusunda kaydedildiğini bildirdi.

Türkiye'de HIV enfeksiyonunun en sık 20-59 yaş arasında görüldüğünü vurgulayan Gökengin, en sık bulaşma yolunun yüzde 52'lik oranla cinsel ilişki olduğunu ifade etti.

Gökengin, AIDS tedavisinin pahalı olduğuna dikkati çekerek, açıklamasında, ''HIV tedavisinin aylık maliyeti, sadece ilaçlar dikkate alındığında 1000-1200 dolar civarındadır. Testler için yapılan masraflar da eklendiğinde bu miktar artmaktadır'' ifadesini kullandı.

Toplumda HIV enfeksiyonu ve AIDS hastalığı ile ilgili yeterli bilincin oluşmadığını ifade eden Gökengin, şunları kaydetti:
''HIV, halen ölümcül bir hastalık olarak tanınmakta ve HIV ile yaşayan kişiler gerek toplum gerekse sağlık çalışanları tarafından hor görülmekte, dışlanmakta ve ayrımcılığa uğramaktadır. Ayrıca HIV enfeksiyonu halen marjinal kişilerin hastalığı olarak bilinmekte ve toplum üyeleri, kendilerini risk altında kabul etmemektedir. Bu nedenle toplumumuzda test yaptırma oranı da istenenin çok altındadır. Bu durum, HIV ile enfekte kişilerde enfeksiyonun fark edilmeden ilerlemesine ve geri döndürülemez aşamada ortaya çıkmasına neden olmakta, bu nedenle hastalar kaybedilmektedir.''