Annenin nefesi ısıtıyor çocukları

Şengal Dağı’nda çadırlarda titreyen yaşlılar, çocuklar ve kadınlarla karşılaşıyoruz. Her öykü ayrı bir dram. 7 yaşındaki Kerim Nebil’in kaçmaya çalışan ailesi IŞİD tarafından katledilmiş. Sağlık çadırında rastladığımız 5 günlük “Hawar” adı verilen kız bebeğin annesi de. Soğuğu çadırlar kesmiyor. 8 çocuklu Seve Hıdır gibi anneler üşüyen çocuklarının ellerini nefesleriyle ısıtıyor.

Mahmut Oral/Cumhuriyet

IŞİD’in Haziran ve Ağustos’ta iki kez saldırdığı Şengal dağındaki Ezidiler 5 aylık esaretin ardından artık özgür. Ezidiler, IŞİD Şengal’den temizlenene kadar dağda kalmayı düşünüyor. Dağa vardığımızda çadırlarda titlereyen yaşlılar, çocuklar ve kadınlarla karşılaşıyoruz. Her öykü ayrı bir dram.

Peşmerge güçlerinin, 20 Aralık günü IŞİD’ten kurtardığı Şengal Dağı’na gitmek için yine yollardayız. Yolda giderken hububat ekilmiş bereketli toprakların arasından, çalışmayan petrol kulelerine tanıklık ediyoruz.

Şengal Dağı’na gitmek üzere güneye doğru kıvrılan yola girmeden önce bir kez daha 20 gün kadar önce Peşmerge tarafından kurtarılan Rabia kasabasına uğruyoruz. Dağa gitmek için yeniden yoldayız.

İnanılmayacak kadar sıkı bir denetim var yollarda. Hemen her kilometrede bir “seytere” denilen bir peşmerge kontrol noktasından geçiyoruz. Bir süre sonra belki adını yüzlerce kez Diyarbakır’a, Roboski’ye, Şırnak’a, Cizre’ye ve bölgenin diğer kentlerine sığınan Ezidilerden duyduğumuz, terk edilen Sinun kasabasına varıyoruz. Kasaba IŞİD’in elinde harap olmuş. Caddenin her iki yanında sayısız peşmerge var. Yolun Şengal Dağı’na kıvrılan dönemecinde, peşmergenin tahrip ettiği, IŞİD’in Irak Ordusu’nun Musul’dan kaçarken bıraktığı bir tank var. Yola devam edip tırmanmaya başladığımızda, iki küçük tepeyi geçtikten sonra karşımızda YPG ve YPŞ elemanlarını görüyoruz. Konuşmak istemiyorlar, fotoğraflarını çekip devam ediyoruz. Artık Şengal Dağı’na ulaştık. IŞİD saldırdığında katliam korkusuyla kaçan Ezidilerin sığındığı Şengal dağının eteklerinde çadırlar var. Dağınık, tek ya da öbek öbek çadırlar, küçük koyun keçi sürüleri, gecenin ayazından kalan su birikintilerinin üzerindeki buzlar, çocuklar, kadınlar, erkekler ve korku dolu günler geçiren insanların dünyası.

Gide gide Şengal Dağı’nın zirvesine varıyoruz. Burada YPG’nin de KDP’nin de, peşmergenin de karargahları var. Oradaki yardımları ve günlük yaşamı organize eden KDP’nin Şengal Sorumlusu Sait Şengali’yi çadırında buluyoruz. Dağda şu anda 8 bin kadar Ezidinin bulunduğunu belirten Şengali “Bu ayın 20’sine kadar helikopterle veya uçakla yardım atılıyordu. O yardımlar da daha çok zorunlu ihtiyaçlar ve ilaçlardan oluşuyordu. Havadan atılan malzemeler zaman zaman zarar görüyordu. Bu süre içinde dağda kalanlar çok sıkıntılı bir dönem yaşadı. Ama dağ kurtarıldıktan sonra artık buradaki halk rahat bir nefes aldı. Şengal Dağı’nın kuzeyinde kalan toprakların IŞİD belasından tamamen kurtarıldığını söyleyebiliriz. Ama Şengal Kasabası, Tel Afer gibi yerlerin bulunduğu güneyde mücadele sürüyorı” diyor. Şengal Dağı yakınlarında bir süre önce IŞİD’i elinde olan Hardan aldı köyde 2 toplu mezar bulduklarını, burada yaklaşık 50 yetişkin erkek cesedi tespit ettiklerini belirten Şengali “IŞİD onları infaz edip gömmüş. Teröristler ilk saldırıları sırasında tespit ettiğimiz kadarıyla 300 ile 400 kadar kadın ve çocuğu kaçırmış, akıbetlerini bilmiyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Dağın zirvesinde kalan Ezidiler için sağlık hizmeti verdiklerini, yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirten Şengali’ye çocukları soruyoruz. “Ya onlar ne yaptılar bu 5 aylık süre zarfında” diye. Sesi üzgün geliyor, “Maalesef onlara burada eğitim veremedik, oyuncak bulamadık, belki bundan sonra onlara oyuncak getirebiliriz” diye konuşuyor.

Az ötede sağlık çadırı var. Orada genç bir tıp öğrencisi görev yapıyor. Doktor Mervan Geter, ilaç konusunda büyük sıkıntı yaşamadıklarını ancak hijyen ve temiz su ile ilgili sorun olduğunu söylüyor. Geter “Binlerce kişi geçen zaman içinde ishal, enfeksiyon, öksürük gibi enfoksiyonel hastalıklara uğraştı. Halen de bu hastalıklar sürüyor” diyor.

 

Çadırlar çok soğuk

95 yaşındaki kadının adı Mircan Ali. 2’si kadın 2’si erkek toplam 4 çocuğu var. 10 kadar da torunu olmuş. Son torununu doğuracak kızını helikopter gelip hastaneye taşımış. “5 aydır çekmediğim kalmadı buralarda. IŞİD Allah’ından bulsun. Çadırlar çok soğuk, ısınamıyorum üşüyorum” diyor.

 

Palamut ve makara...

Bir başka kadın var yanımızda. Adı Seve Hıdır. 35 yaşlarında olduğunu söylüyor. 8 çocuğu olmuş. Çocukların çok zorluk çektiğini anlatan Hıdır, “Ağladılar, ne vereceğimi bilemedim. Yanımıza aldığımız ipliğin makarasını verdim oynasınlar diye. Bir da dağda meşe palamudu yetişiyor. Onlardan topladım çocuklarım için. Çocuklarım aylardır oyuncak yüzü görmediler. Sadece ben değil, dağdaki annelerin hiçbiri çocuklarını avutamadı. Soğukta üşüyünce, nefesimle ısıttım ellerini” diyor.

 

IŞİD ailesini katletti

Birkaç çadır ötede bırakın bir çocuğu bir yetişkinin bile üstesinden gelemeyeceği bir insanlık dramı var. Adı Kerim Nebil, 7 yaşında bir Arap çocuğu. Onu Şengal Dağı’na getiren ise IŞİD’in bir katliamı. Ailesi Arap olduğu için “Peşmerge bizi öldürecek” diye korkmuş. Kaçmak istediklerinde IŞİD onlara engel olmuş. Israr ettiklerinde ise annesini ve 4 kardeşini öldürmüş IŞİD, onu da sol bacağından yaralamış. Babası kargaşa sırasında Musul’a kaçmış o ise bir başına ortada kalmış. Peşmerge onu alıp tedavi için Şengal Dağı’nın zirvesine getirmiş. Çok korktuğunu söylüyor Kerim, anlatırken sesi titriyor. Ağlatmak istemiyoruz onu ve yanından ayrılıyoruz.

 

Onun adı Çığlık

Battaniye ile ayrılmış çadırda Kerim’in hemen yanında ise el kadar bir bebek var. Peşmergelerin de isteği üzerine bebeğin adını “Hawar” (çığlık) koymuş yanındaki kadın sağlık görevlisi. 5 gün önce peşmerge geldiği gün doğan minik bebeğin annesi anlatılanlara göre IŞİD tarafından kaçarken vurulmuş. Dünyadan habersiz, anne sütünden yoksun, ne olacağı belirsiz bir hayat Hawar’ı bekliyor diye düşünüp, çadırlara doğru yöneliyoruz.