Annenin ‘işi’ zor

1.3 milyon kadın çocuk bakımı nedeniyle işgücüne katılamıyor. Oysa kadınlar evlendikten ve anne olduktan sonra işi bırakmazsa GSMH yüzde 30 büyüyebilir.

Gamze Bal

Bugün Anneler Günü. Kadınların iş yaşamında yaşadığı zorluklar bir yana, anne olmanın da kadına getirdiği farklı sorunlar var. Evlendikten ve anne olduktan sonra çocuğuyla ilgilenmek isteyip işlerini bırakan annelerin oranı yüzde 40 iken, yüzde 60 oranında kadın ise, çocuğuyla kaliteli vakit geçiremeyip, işine geri dönmek istiyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER), ‘Çalışan Annelerin İşe Dönüş Araştırması 2017’ raporuna göre, istihdamdaki 8 milyon kadının yüzde 40’ı anne olduktan sonra işini bırakmazsa, GSMH’nin yüzde 30 artacağı ifade edildi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi CHP tarafından yapılan benzer bir raporda da, Türkiye’deki kadın istihdamının OECD ortalamasında olmayışının faturası, 2017 için 282 milyar dolar olarak belirtilmişti.

Ücret tablosu vahim

Bir ülkenin kalkınması ve ekonomik gelişmişlik düzeyini yükseltmesi için kadınların işgücüne katılımının yüksek olması şart. Oysa veriler Türkiye’de durumun tam tersi olduğunu gösteriyor. Nüfusunun neredeyse yarısını (yüzde 49.8) kadınların oluşturduğu Türkiye, kadınların işgücüne katılımı, ücret eşitsizliği ve kadın yöneticilerin azlığı gibi konularda yıllardır en sorunlu ülkelerden. Ülkede yalnızca 8 milyon kadın çalışırken, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre bu kadınların istihdamda yarı zamanlı çalışma durumu erkeklerin 3 katı, yönetici pozisyonundaki kadın oranı ise yalnızca yüzde 16.7.

TÜİK’in 2017 Temel İşgücü Göstergelerine göre, Türkiye’de işgücü olarak nitelendirilen nüfus 31 milyon 790 bin iken, bu sayının yalnızca 10 milyon 287 binini kadınlar oluşturuyor. İstihdam edilen nüfus içerisinde 19 milyon erkek olmasına karşın, sadece 8 milyon kadın var.

Çalışma hayatındaki kadınların ücret düzeyine bakıldığındaysa daha vahim bir tablo ile karşılaşılıyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi’ne (DİSK-AR) göre kadınların yüzde 48.6’sı 1400- 2000 TL arasında ücret aldığını ifade ederken, yüzde 21.9 oranındaki kadının 2017’deki aylık kazancı 1400 TL’nin aşağısında kaldı.

Çalışan da çalışmayan da mutsuz

KAGİDER’in ortaya koyduğu oranlara göre, işini bıraktıktan sonra memnun olduğu sosyal statüsünü kaybetmekten dolayı mutsuz olan annelerin oranı yüzde 84. Anne olduktan sonra işini özleyen kadınların oranı da yüzde 60. İşini bıraktıktan sonra sosyal çevresinin çok azaldığını belirten annelerin oranı yüzde 58 iken; işini bıraktığı için pişmanlık duyan annelerin oranı yüzde 44.

Az kazanç, çok vergi

Çalışan kadınların Türkiye’deki sorunlarından diğerleri de güvencesiz, sendikasız çalıştırılmaları ve daha az kazanmalarına rağmen daha çok vergi ödemeleri. DİSK-AR’ın raporu kadınların yüzde 25’inin güvencesiz işlerde çalışıp, en az yüzde 92’sinin sendikasız çalıştırıldığını ortaya koyarken, TÜRKONFED’in bu yıl yayımladığı kadın raporunda ise, kadınların erkeklere göre yüzde 12 daha az ücret alıp, daha fazla vergi ödediği ifade edildi. 1.3 milyon civarında kadının çocuk bakımı nedeniyle işgücüne katılamadığının aktarıldığı raporda, kadınların ezici çoğunluğunun çalışma hayatına katılmıyor ya da katılamıyor olması, “büyük bir