Annelerin bitmeyen isyanı

Uyuşturucu çetelerine karşı mücadele verirken vurulan 20 yaşındaki Hasan Ferit Gedik ile aynı yaşta gözünde lens olduğu ve saçı uzun olduğu gerekçesiyle bıçaklanarak öldürülen Aykut Alıcı’nın anneleri isyan ediyor: “Oğullarımızın katilleri hak ettiği cezayı çekene kadar bize rahat yok. Katiller hesap versin, adalet yerini bulsun...”

Sibel Bahçetepe/Cumhuriyet

Onlar, çocuklarının, eşlerinin hukuk mücadelesinin peşinden koşan kadınlar, anneler... Her bayramda, Anneler Günü’nde, Kadınlar Günü’nde acıları bir kat daha artıyor. Bu annelerden biri, 20 yaşındaki oğlu Aykut Alıcı’yı 4 yıl önce “saçı uzun ve gözünde lens” olduğu için toprağa veren Songül Alıcı, biri de 20 yaşındaki oğlu Hasan Ferit Gedik’i 10 ay önce Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleri ile mücadele ederken kaybeden Nuray Gedik. Adalet bekleyen anneler “Oğullarımızın katilleri hak ettiği cezayı çekene kadar bize rahat yok” diyor.

Çocukları serseri kurşununa kurban gidenler, bıçaklanarak yaşamını yitirenler ile cezaevindeki babaları için mücadele eden kızlar ve eşleri için hukuk mücadelesini sürdüren kadınların verdiği mücadele aslında birçok kişiye örnek oluyor. Uyuşturucu çeteleri ile mücadale ederken Gülsuyu’nda katıldığı yürüyüşte vurularak öldürülen Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik ile Küçükçekmece’de bıçaklanarak öldürülen Aykut Alıcı’nın annesi Songül Alıcı, Gezi Direnişi sırasında evinden ekmek almaya giderken polisin attığı biber gazı kapsülü ile vurulan Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan mücadeleci kadınlardan yalnızca birkaçı. Her gün evleri ile adliye koridorları arasında yüzlerce kilometre yol kateden ve hukuk mücadelesi sürdüren kadınlardan Songül Alıcı ve Nuray Gedik ile bir araya geldik.

Songül Alıcı’nın İstanbul Üniversitesi’nde okuyan oğlu Aykut Alıcı, 14 Ağustos 2010’da Küçükçekmece İkitelli’deki Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Ayyıldız Sokak’ta evlerinin kapısında otururken, saçı uzun ve gözünde lens olduğu için tartıştığı kişiler tarafından bıçaklanarak öldürüldü. O gün ramazanın 3. günüydü. Oğlu bıçaklandığı sırada, terasta oturan ve olaya tanıklık eden anne Alıcı’nın gözündeki yaş o günden bu yana durmadı, sağlığını kaybetti, gözlerinde renk körlüğü başladı. Evinin salonunu oğlunun fotoğrafları ile donatan anne Alıcı, her sabah oğlunun kıyafetlerini koklayarak ve fotoğraflarına “günaydın” diyerek güne başladığını anlatıyor.“Aykutum gittiğinden beri eve badana yapmadım, onun kokusu bu evde var. Aykut’un davası bitene kadar bu eve hiçbir işlem yapmayacağım. Ölmeden önceki gün aldığı dondurma hâlâ buzdolabında duruyor, bir kaşık almıştı. İçi kurusa da onu atmayacağım, öldüğümde benim üzerimi o dondurmayı koysunlar ki içim soğusun” diyerek acısını paylaşan anne Alıcı, oğlunu bıçaklayan Celal T. adlı kişinin müebbet hapis cezası aldığını anımsatıyor. Anne Alıcı “Celal T. yalnız değildi, yanında 9 kişi daha vardı. Onlar tutmasaydı, engel olsaydı oğlum yaşardı. Bu 9 kişinin de yargılanması ve gereken cezayı almasını istiyorum, adalet yerini bulmalı. Oğlum ve ağabeyi, olaydan önce Şehit Zeki Kaya Polis Karakolu’na sığınmış. Bu kişiler çocuklarımı orada tehdit etmiş, karakol neden kamera kayıtlarını vermiyor? Karakol görüntüleri verseydi, savcı gerçekten görevini yapsaydı, sokaktaki marketin ve caminin kamera kayıtlarına ulaşılsaydı, görgü tanıkları dinlenseydi şimdiye kadar dava çözülmüştü, bende adliye karakollarında sürünmezdim, acımı yaşardım” diyor.

‘Bayram benim neyime’

Bu ülkede cinayete kurban gitmiş ailelerin sesini çıkarması gerektiğini vurgulayan Alıcı, adalet yerini bulana kadar susmayacağını söylüyor. “Oğlumu neden bıçakladılar? Ben oğlumu asker edemedim, damat edemedim, kına yakamadım. Aykutumun suçu neydi?” diye soran anne Alıcı, özetle şunları söylüyor:

“Oğlumun ölümünden beri siyahlar giyiniyorum. Adalet yerini bulursa o zaman bu kıyafetleri çıkaracağım ve adliye önünde yakacağım. Ama adalet yerini bulmazsa, davayı AİHM’ye taşıyacağım ve adliye önünde kendimi yakacağım. Oğlum Hadımköy Güzelbahçe’deki mezarlığında gün sayıyor. Bayram gelmiş, bayram benim neyime? Oğlumun mezarına gidip mezar taşını silmek bana yakışıyor mu? 10 Haziran, Aykutumun doğum günüydü, mezarında pasta kestim. Aykut, ‘Saçlarını sakın kesme anne’ derdi. Uzun saçlarım vardı, şimdi saçlarım kısacık ve bir gece de beyazladı. Rüyalarımda hep onu görüyorum. Ben oğlumun davası için ayaktayım, ilaçlarla yaşıyorum. Onun davası için mücadele vereceğim.”

‘Gazeteci ya da avukat olmak isterdi’

Maltepe ilçesi Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucu çetelerine karşı düzenlenen yürüyüşte vurularak yaşamını yitiren 20 yaşındaki Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik de oğlunun ölümünden sonra hukuk mücadelesine girişen annelerden. Oğlunun toplumsal olaylara karşı çok duyarlı ve mert biri olduğunu anlatan anne Gedik, “Ferit, Küçükarmutlu’da doğdu, Gülsuyu’nu bilmezdi ama ‘benim mahallem değil’ demedi, gençler zehirlenmesin diye orada yürüyüşe katıldı ve çeteler tarafından katledildi” diyor. Oğlunun üniversite sınavlarına hazırlandığını, idealinin de gazeteci ya da avukat olmak olduğunu anlatan anne Gedik, oğlunun vurulduğu günü şöyle anlatıyor:

“Biz Ferit’le anne oğul gibi değil de arkadaş gibiydik. Vurulduğu gün sabah 10.00- 11.00 sıralarında evden çıktı. Onu son görüşüm olduğunu bilmiyordum. 17.00 gibi aradım, ‘Gel yemek yiyelim’ dedim. Cemevinde olduğunu söyledi. Akşam 20.30 gibi cemevinden aradılar. ‘Acil gel’ dediler. Gittim, kalçasında kırık olduğunu söylediler. Kartal’a gittik, hastanede yoğun bakımdaydı. Doktor durumunun çok kötü olduğunu söyledi. 4 kurşun ile vurulmuştu. Tanınmaz hale gelmişti. Çocuğum katledildi, 3 gün ölüsü burada bekletildi, vurulduğu yere götürmemize engel olmak istediler. Ferit gittikten sonra hayatımızda çok şey değişti, odasına dokunmadım. Onu bir kez rüyamda gördüm. Rüyamda kollarını açmış karşımda sessizce duruyordu. Sabah kalktığımda Berkin Elvan’ın öldüğünü öğrendim, sanki kucağını açmış, onu karşılıyordu. Şimdi geldi, bizim için ne kadar bayram olabilir ki? Ezik, buruk bir bayram. Benim ne zaman ki çocuğumun katillerinin hesabı sorulur, adil yargılama olursa bizim için o zaman bayram olur. Şu an 34 kişi tutuklu. İlk dava 14 Ağustos’ta Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde görülecek. Dava sabahı, saat 09.00’da Ferit’in vurulduğu yerde toplanıp adliyeye yürüyeceğiz. Meydanları çetelere bırakmayalım. Ferit için adalet istiyoruz. 1 milyon kişinin mahkemeye katılmasını hedefliyoruz, suçlular cezalanmalı. ”