Anne ve çocuklar risk altında

İnfaz paketiyle birlikte cezaevlerinden 90 bin kişinin tahliye edilmesinin yolu açılırken, açıklanan son verilere göre Türkiye’de anneleriyle birlikte 0-6 yaş arası 780 çocuk ise hala cezaevinde bulunuyor. Koronavirüsten dolayı cezaevinde ölümlerin yaşandığını anımsatan insan hakları örgütleri, infaz paketinde, anneleriyle cezaevinde kalan çocuklar arasında bile ayrımcılık yapıldığını vurgulayarak, çocuklarıyla birlikte cezaevinde olan kadınların bir an önce tahliye edilmesi yönünde çağrıda bulundu.

Mehmet Kızmaz

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye tarihinde ilk defa kadın mahpus sayısının 11 bine çıktığını ve cezaevindeki durumun çok kötü olmasından dolayı da Adalet Bakanlığı’nın uzun bir süredir istatistik yayımlamadığını söyledi. Özellikle kadın koğuşlarının çok kalabalık olduğunu ve sosyal mesafe diye bir şey olamayacağını ifade eden Türkdoğan, “Anneleriyle birlikte cezaevinde kalan 0-6 yaş arası çocuk sayısı en son 780'di. Rakamlar facia olduğu için Adalet Bakanlığı uzun bir zamandır istatistik yayınlamıyor. Çocuklu mahpuslar en tehlikede olan gruplar arasında. İnfaz paketiyle ‘kasten öldürme’, ‘cinsel dokunulmazlığa’, ‘özel hayatın gizliliğine’ karşı v.b. işlenmiş suçlardan yatan kadınlar serbest bırakıldı ki bunlar çok az. Ama TMK ve ‘devlet güvenliğine karşı’ ile ‘casusluk’ gibi suçlarından tutuklu olan kadınlar içer de bırakıldı. Yani cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocuklar arasında da bile ayrımcılık yapıldı. Kadın koğuşları, çocuklu mahpuslar risk bakımdan en yüksek grup içerisinde yer alıyorlar” dedi.

‘ZAMAN KAYBETMEDEN’  

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise infaz paketi dışında kalanlar için de ceaevindeki nüfusun azaltılmalı gerektiğini belirterek, “İnfaz paketi çok açıkça çete mensuplarını kurtarmaya dönük bir hamle oldu. Avukatından, gazetecesine terör tanımına koydukları herkes cezaevinde bırakıldı. Çocuklarda da koronavirüsten dolayı ölümler yaşandı. Kalabalık ortamda, bir çocuğun hijyen kurallarına uyması mümkün değil. Kendisi çok ağır bir şekilde etkilenmese bile, taşıyıcı olma olasılığı yüksek. Kadın mahpuslar birçok atölyelerde çalışabiliyor. Çocuklarla, zaman zaman infaz koruma memuru ilgileniyor. Dolaysıyla virüsün yayılması açısından çocukların cezaevinde olması büyük bir risk taşıyor. Özellikle, düşüncesinden, söylediklerinden dolayı tutuklu yargılanmakta olan çocuklu mahpusların, zaman kaybetmeden tahliye edilmesi gerekiyor. Cezaevindeki nüfus azaldıktan sonra da hijyen koşullarına çok özen gösterilmesi gerekiyor. Koğuşların, düzenli dezenfeksiyonun, yüksek basınçlı buharla temizlenmesi gerekiyor. Bu insanlar sabunu v.s. temizlik malzemesini, maskeyi, eldiveni parayla alıyor. Böyle bir salgın ortamında, cezaevinde bunu karşılayamayacak bir çok insan var. El dezenfektanlarının pahalıya satıldığı, birçok cezaevinde suyun verilmediği bazılarına birkaç saat verildiği söyleniyor. O koşullarda çamaşırı yıkıyorlar, sonrada kuruması için koğuşa asılınca da nem artıyor, bu hiç uygun değil. Cezaevleri maalesef çok tehlike de” ifadelerini kullandı.

MAHKEME TAHLİYE EDEBİLİR  

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden (CİSST) avukat Cansu Şekerci de “İnfaz paketinde 0-6 yaş arası çocukları ilgilendiren iki farklı gündem var. Bunlardan bir tanesi tutuklu ve hükümlü ayrımı. Çünkü infaz paketiyle değişikliğe uğrayan koşullu salıverilme süreleri hükümlüler için bir etki doğururken doğal olarak tutukluların durumunda bir değişim olmadı. Böyle bir durumda çocuklarıyla tutuklu olan kadınlar sadece mahkemenin kararıyla tahliye edilebilir. Özellikle 0-6 yaş arasındaki çocuklarıyla cezaevinde olan tüm kadınlar paketten yararlanmalıydı. İnfaz paketinde bir eşitlik olması gerekiyordu. Annelerin hangi suçtan yargılandığı çocuklar için dezavantaj haline gelmemeli, çocuğun gelişimsel, yaşamsal özelliklerini etkilememeli. Adalet sistemindeki düzenlenlemeler, annenin suçuna bakılmaksızın çocuk odaklı gerçekleşmesi gerekiyor. Çocuklarıyla tutuklu olan annelerin tahliyesi için de HSK gibi ilgili kurumlar mahkemelere bu kişilerin tahliye edilmesine ilişkin tavsiye verilmeli ” diye konuştu.

‘ANNE, TOPRAK NE DEMEK?’

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, “Sadece 0-1 yaş arası 200 bebek var. İzmir Şakran Kapalı Cezaevinde B\14 koğuşunda 12 anne 13 çocuk var. Ayşegül Özer adlı tutuklu, ‘Bebeğimle iki buçuk yıldır Tokat Cezaevindeyim. Bebeğim yürümeyi avluda öğrendi. Bana ‘Anne, toprak ne demek?’ diye sorduğunda cevap veremedim’ dedi” ifadelerini kullandı.