'Anne olmak tüm çocukların annesi olmaktır'

Anneler Günü'ne özel, Acıbadem Fulya Hastanesi'nde düzenlenen "Annelik Hallerimiz" konulu söyleşide annelikle ilgili duygularını dinleyenlerle paylaşan ünlü annelerin yanında günün tek 'baba' konuşmacısı olarak Bora Gencer yer aldı. Gencer, annesini 20 yıl önce bir trafik kazasında kaybettiğini ve o günden beri kendisini hep bir yanı eksik olarak gördüğünü söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Anneler Günü’ne özel, Acıbadem Fulya Hastanesi’nde düzenlenen “Annelik Hallerimiz” konulu söyleşide, sanat, medya ve tıp dünyasının önde gelen anneleri buluşarak, annelik sürecine ilişkin anılarını anlattı. Şair ve yazar Şebnem Yüce’nin moderatörlüğünde yapılan toplantıya, oyuncu Aliye Uzunatağan, fotoğrafçı Bennu Gerede, modacı Özlem Süer, Dermatoloji uzmanı Doç Dr. Emel Güngör ve blog yazarı Elif Doğan katıldı.
 

Sanatçı baba: Annemi kaybettim, yarım kaldım

Beş annenin anılarını paylaştığı toplantının sürprizi ise üç yaşında bir oğlu bulunan pop müzik sanatçısı Bora Gencer oldu. Bora Gencer annesini 20 yıl önce bir trafik kazasında kaybettiğini belirterek, “O günden beri hiç tam olmadım, kendimi hep bir yanım eksik olarak gördüm. Hala da bu hissi taşıyorum. Babalığı 45 yaşımda tattım, anneliğin ne kadar kutsal olduğunu annemin hayatımdaki vazgeçilmezliğini düşünerek çok daha iyi anladım” diye konuştu.
 

Oyuncu anne: Üvey anne kavramını hiç sevmedim

Toplantının ilk konuşmasını yapan tiyatro oyuncusu Aliye Uzuntağan, anneliği 37 yaşında tadabildiğini ve her zaman bu duyguyu tatmakta çok geç kaldığını düşündüğünü anlattı. Genç anne olanların çok akıllı davrandıklarını söyleyen Uzuntağan, anneliğe bakışını şöyle ifade etti: “Ben işlerimin yoğunluğu nedeniyle bu duyguyu geç tattım. Ama iyi ki de tatmışım. Annelik kul köle olmak, hayatından vazgeçmek, kendini unutmak değildir. Annelik bir meslektir. Biz çocuklarımıza anneliğin bir yaşam kültürü olduğunu öğretmeliyiz. İnsan anne olunca sadece kendi çocuğunun değil, tüm çocukların annesi oluyor. Ben bu yüzden üvey anne kavramını hiç sevmedim. Eşimle evlendiğimde 5 ve 6 yaşlarında iki çocuğu vardı ve ben o sırada anne değildim. Onlara altı yıl aralıksız baktım ve benimsedim.”
 

Fotoğrafçı anne: Dört çocuğum var, çok mutluyum

Fotoğraf sanatçısı Bennu Gerede dört çocuk sahibi olduğunu, ilk çocuğunu 26 yaşında kucağına aldığını anlatırken, sekiz yıl sonra dördüncü çocuğunu dünyaya getirmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Annelik duygusunun en çok dünyayı yeniden keşfetmeye imkan veren büyüleyici hallerini sevdiğini ifade eden Bennu Gerede, şunları söyledi:
“Çocuk dünyaya getirmek demek sürekli bir saflık içinde olmak, yeni bir enerjiyle dolmak ve dünyayı çocukların gözüyle yeniden görebilmektir. Dört çocuğum var ve ben onların annesi olmayı çok seviyorum. Yine çocuk dünyaya getirebilirim.”
 

Blog yazarı anne: Normal doğumu da deneyin

Anne olmakla ilgili duygularını kendi bloğunda yazan Blog Yazarı Elif Doğan ise uzun yıllar ABD’de yaşadığını, ABD’li kadınların bebeklerini normal doğumla dünyaya getirdiklerini, Türkiye’de ise annelerin sezaryene yönlendirildiklerini belirterek kendisinin de normal doğumla bebeğini dünyaya getirdiğini söyledi. Bloğunda annelerle normal doğumun güzelliğini, pozitif yanlarını yaşanmış örneklere yer vererek paylaşmaya özen gösterdiğini belirten Elif Doğan, anneleri emzirmeye teşvik için de projeler geliştirdiğini anlattı.
 

Modacı anne: 42 yaşında anne oldum, annelik müthiş bir duyguymuş

Modacı Özlem Süer ise 40 yaşında evlendiğini, dört defa tüp bebek denemesi yaptığını ve beşinci denemede 42 yaşıda ilk bebeğini kucağına aldığını belirterek, anneliğin müthiş bir duygu olduğunu, bu duygunun kadını güçlendirdiğini, sağlamlaştırdığını ifade etti.
 

Doktor anne: Kızımı 13 aylıkken yuvaya vermenin burukluğunu unutamadım

Dermatoloji uzmanı Doç. Dr. Emel Güngör de anneliğin zorluklarını yaşamış. Anneliği ilk defa 16 yıl önce tattığını, hekimliğin yoğun temposu nedeniyle kızını 13 aylıkken kreşe vermek zorunda kaldığını anlatan Dr. Güngör, “Bunun burukluğunu hep yaşadım. Ama şimdi kızıma bakıyorum, onun ne kadar güçlü, aklı başında, kendi ayakları üzerinde durabilen bir birey olduğunu görüp mutlu oluyorum” diye konuştu.