Anlık ve karanlık kararlar vermeyelim!

Genelde çeşitli olumsuzluklar ve acıların etkisiyle karamsarlaşıyor ve bir anda geleceğimizi de düşüncelerimizle karartıyoruz.Biz insanlar küçük bir mutluluğun etkisini yaşamımıza dağıtmıyor, ufacık bir olumsuzluğun etkisini üzerimizden atamıyoruz.

Üstelik böyle durumlarda etkisinden kurtulamadığımız olumsuzlukların bir yenisinin daha yaşanması an meselesi oluyor.Çünkü, negatif de kalan enerjimizi ve odağımızı değiştirmeyerek günümüzün ya da yaşamımızın tamamına taşınan canı sıkkın modumuzdan kurtulmaya çalışmıyor dolayısıyla çekim yasasını yaşama geçiriyoruz. Böylelikle hayattan güzel şeyler almayı da erteliyor, acılarımızla olduğumuz yerde sayıyoruz.

-Karamsar olmak zor değil, zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir.

Kayıplar, ayrılıklar, hayal kırıklıkları ve diğer acıların hemen hemen hepsi insan hayatından mutlaka en az birer kez geçiyor.Önemli olan bütün bu acıları sonuna kadar yaşadıktan sonra bir daha dönüp bakmadan önümüzdeki ışığa yürüyebilmek.Çünkü hayat mucizelerini içinde taşıyor ve hiç bir şey nedensiz yaşanmıyor.

"Acele karar vermeyin.Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının.Karar aklın durması halidir.Karar verdiniz mi akıl düşünmeyi durdurur.Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar.Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar.Oysa gezi asla sona ermez.Bir yol biterken yenisi başlar.Bir kapı kapanırken başkası açılır.Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz."
-LAO TZU

Yaşam derslerimizi çözebildiysek biliriz ki; aslında hiçbir neden geleceği tamamen karartamaz.Her zaman ufacık bir pencere var ki orayı umutla doldurarak genişlettiğimiz de yepyeni bir yaşam alanıyla karşılaşabiliriz.Tıpkı tüm karanlığın hakim olduğu geceyi aydınlatan ay gibi, bakıldığında ufacık ama umut ve ışık dolu...

Yaşam adına her zaman doğru, adil ve sağlıklı kararlar verebilmek dileğiyle...