Ankara, Washington ile işbirliğini kesti: Bu raporun itibarı zedelenmiştir
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl yayımlanan rapora iki yıldır resmi açıklamayla tepki gösteren Ankara’nın, raporun yazımında ABD ile işbirliğini kestiği ortaya çıktı.
Duygu GüvençAnkara-Washington arasında birçok alanda yaşanan gerginlik bu yıl ABD’nin 190’dan fazla ülke için yayımladığı insan hakları raporuna da yansıdı. Geçtiğimiz yıla kadar raporların yazımında Washington ile birlikte çalışan Ankara bu yıl işbirliğini kesti. Ankara’nın işbirliğini kestiği Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya şu sözlerle yansıdı:
“Tarafsızlık ve objektiflik kriterlerinden uzaklığı nedeniyle itibarı zedelenmiş olan bu raporun hazırlıkları kapsamında ülkemizin sürdüregeldiği işbirliğinden artık imtina etmesinin yerindeliği de bu vesileyle teyit olmuştur.”
ABD Dışişleri tarafından yıllardır açıklanan ve Ankara’nın 2017 yılına kadar resmi açıklamalarla tepki göstermediği rapor, 15Temmuz’un ardından iki başkent arasında sorun olmaya devam ediyor. Ankara, ilk olarak geçtiğimiz yıl tepkisini yazılı açıklamayla duyurmuş ve “Şimdiye kadar raporların yazımında sergileyegeldiğimiz işbirliğinin devamı konusunda önemli sonuçları olacaktır” demişti. Bu sonuçlar ikili ilişkilerde başta adli işbirliğinde kendisini gösterirken, raporun yazımı sırasında ise Ankara, Washington ile birçok veriyi paylaşmadı. Dışişleri’nin açıklamasında geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da ABD tarafından “iç çatışma” ifadesinin kullanılması eleştirildi:
“Terör bağlantılı grupların anlatılarını tekrarlayan ve terörle mücadeleyi “iç çatışma” olarak nitelendirme gafletine düşen bu belgenin FETÖ’nün elebaşının barındığı bir ülke tarafından kaleme alınmış olması rastlantı değildir.”
Ankara, ABD’yi FETÖ ile mücadelesini gözardı etmekle suçladı ve “Mevcut raporun terör iltisaklı çevrelerin iddia ve ithamlarını gerçek gibi sunmak suretiyle bu sorumluluktan uzak bir anlayışla kaleme alınmış olması tarafımızda derin düşkırıklığı yaratmıştır” dedi. Dışişleri, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine bağlılığını tekrarlarken ayrıca ABD’de sistematik insan hakları ihlali olduğunu savundu; “Önce kendi vatandaşlarına dönük sistematik insan hakkı ihlallerine son vermelerini tavsiye ediyoruz” önerisini iletti.