Anayasa Mahkemesi Sincan Cezaevi’nde çocuklara karşı kötü muameleye ilişkin ihlal kararı verdi
Anayasa Mahkemesi (AYM), Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 1 Ocak 2014’te hasta bir çocuğun sayıma katılmak istememesi üzerine başlayan tartışmanın “isyan”a dönüşmesi üzerine müdahale edilen çocuk mahkûmların süngerli odada darp edilmesine ilişkin ihlal kararı verdi. Kapatılan soruşturmanın yeniden açılmasına karar veren mahkeme, savcılıktan kötü muamele iddialarını araştırmasın
Alican Uludağ
Cezaevindeki olayların ardından süngerli odada darp edildiklerini belirten çocuklar, Şakran ve Maltepe çocuk cezaevlerine sürüldü. Sincan Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, çocukların şikâyeti üzerine gardiyanlar hakkında başlattığı soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
AYM’ye başvuru
AYM’ye bireysel başvuruda bulunan çocuklar, özellikle kameranın kayıt almadığı yerlerde işkenceye maruz bırakıldıklarını, ellerinin ters kelepçelendiğini ve ayaklarından kelepçelenerek süngerli odada tutulduklarını, yemek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını bildirdi.
Yüksek Mahkeme, başvuruya ilişkin kötü muamele yasağının usul yönünden ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, 8 çocuğa ayrı ayrı 10’ar bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. Kararda, başvuru konusu olayda kötü muamele yasağının usul yönü açısından incelenmesini gerektiren hususların, başvurucuların kontrol altına alındıktan sonra kamerasız alanlarda darp edilmesi, ellerinin ve ayaklarının kelepçeli olarak müşahede odasında tutulmaları, doktor raporu için geç gönderilmeleri ve raporun gerçekleri yansıtmayacak şekilde yazılması olduğu ifade edildi.
Çocukların müşahede odasına alındıktan yaklaşık 4 saat sonra doktor muayenesine götürüldüğü belirtilen kararda, yapılan soruşturmada bu gecikmenin nedenleri araştırılmadığı gibi bu uygulamanın başvurucuları cezalandırmak amacıyla yapılıp yapılmadığının da değerlendirilmediği ifade edildi.
Bununla birlikte başvurucuların beyanlarında tutarlı olarak doktorun ayrıntılı muayene yapmadan ve yanlarında güvenlik görevlileri varken raporu hazırladığını iddia ettiklerinin anımsatıldığı kararda, “Buna rağmen bu husus da araştırılmamış ve tekrar rapor alma gerekliliği gözetilmemiştir. Başvurucuların doktor muayenesinden sonra müşahede odasında darp olaylarının devam ettiğine yönelik ısrarlı ve tutarlı iddialarına rağmen bu hususta da ek rapor aldırılmamıştır” denildi.
Kararda, “Özellikle başvurucuların kameranın bulunmadığı yerlerde ve müşahede odasında darp edildikleri yolundaki iddiaları değerlendirilmemiştir. Başvurucuların olaydan sonra yapıldığını iddia ettikleri uygulamalar ise incelenmemiştir. Bu bağlamda olayların kontrol altına alınmasından sonrasına ilişkin iddiaların gerçek olup olmadığı, gerçek ise güç kullanmayı gerektiren bir durum olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilmemiştir” ifadesi kullanıldı.