Anayasa mahkemesi gazetecileri korudu
Anayasa Mahkemesi, gazetecilere ödenmeyen ücretlerin ve fazla mesailerin her geçen gün yüzde 5 fazlasıyla ödenmesi hükmünün, çalışma koşulları bakımından işçilerden farklı bir konumda olan ve kamuoyunu doğru bilgilendirme görevleri bulunan gazetecileri işveren karşısında korumak amacıyla getirildiğini bildirdi.
cumhuriyet.com.trAnkara 9. İş Mahkemesi ve Bursa 2. İş Mahkemesi, ''Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun''un ücret başlıklı maddesinde yer alan ''Gazetecilere ücretlerini vaktinde ödemeyen işverenler, bu ücretleri geçecek her gün için yüzde 5 fazlası ile ödemeye mecburdurlar'' ve ekindeki ''fazla çalışmalara ait ücretin müteakip ücret tediyesi ile birlikte, ödenmesi mecburidir. Fazla çalışma ücretlerinin gününde verilmemesi halinde, her geçen gün için yüzde 5 fazlası ile ödenir'' hükümlerinin, Anayasa'ya aykırılığı savıyla iptali istemiyle Yüksek Mahkeme'ye başvurdular.
Mahkemeler, söz konusu yüzde 5 fazla ödemeye ilişkin talep ve bu talebin dayanağı düzenlemenin, Anayasa'nın ''kanun önünde eşitlik'' ilkesini açıkça ihmal ettiğini savunarak, Anayasa'nın ön gördüğü eşitlik ve sosyal denge kavramlarına aykırı olduğunu iddia ettiler. Gazetecilerin toplumun tüm kesimindeki işçilerden ayrık tutulmasının, eşitsizliğe meydan verdiğini ileri süren mahkemeler, bu hükmün Basın İş Kanunlarına tabi olarak çalışanlara haksız yere ayrıcalık sağladığını savundular.
Anayasa Mahkemesi'nin başvuruların reddine ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Gerekçeli kararda, kanunda, gazeteci tabiri kapsamında içinde çalışanlar için günlük iş süresinin, gece ve gündüz devrelerinden sekiz saat olduğunun, bunun dışında çalışma süresinin artırılması ve ulusal bayram, genel tatiller ve hafta tatilinde çalışılmasının fazla saatlerde çalışma sayılacağının, her bir fazla çalışma saati için verilecek ücretin normal çalışma saati ücretinin yüzde 50 fazlası olduğunun belirtildiğine işaret edildi.
Anayasa'nın 10. maddesinde yer verilen ''yasa önünde eşitlik ilkesi''nin hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusu olduğunu vurgulayan Yüksek Mahkeme, bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitliğin öngörüldüğüne dikkati çekti. Eşitlik ilkesinin amacının, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğunu belirten Anayasa Mahkemesi, yasa önünde eşitliğin, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmeyeceğini de kaydetti.
Farklı çalışma koşulları nedeniyle gazetecileri koruma
Durumlarındaki özelliklerin, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirdiğini belirten Anayasa Mahkemesi, yasama belgelerinde, basında mevcut bir huzursuzluğun çözümüyle işçi ve memur statüsünden farklı çalışma koşullarına tabi gazetecileri korumanın amaçlandığının ifade edildiğini bildirdi.
Basın İş Kanunu kapsamında çalışanların, yaptıkları iş gözetilerek İş Kanunu'na tabi olanlardan farklı yasal düzenlemelere konu edilmelerinin mümkün olduğunu vurgulayan Yüksek Mahkeme, bu iki grubun, aynı hukuki statüde bulunmadıklarından itiraz gerekçelerinde öne sürülen karşılaştırmaya elverişli olmadıklarını, bu nedenle düzenlemelerin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir yönünün görülmediğini kaydetti.
Anayasa Mahkemesi kararında şöyle denildi:
''Çalışma koşulları bakımından işçilerden farklı bir konumda olan ve kamuoyunu doğru bilgilendirme görevleri bulunan gazetecileri işveren karşısında korumak amacıyla getirildiği anlaşılan itiraz konusu bu kurallarla, gazetecilerin bazı alacaklarının zamanında ödenmesine, gecikme halinde ise belli miktarda ilave yapılarak tahsiline imkan sağlanmıştır. Fazla çalışma ücretiyle normal ücretin yüzde beş fazlasıyla ödenmesine ilişkin bu kuralların, 'zamanında' ödenmeme koşuluna bağlı olarak uygulanabilir oldukları açıktır. Ayrıca, bu düzenlemelerin basın özgürlüğü yönünden önemli bir işlev gördüğü de yadsınamaz. Gazetecinin görevinin haber alma, verme, basma ve yayma gibi kamu düzenini yakından ilgilendiren niteliği de göz önüne alındığında kuralların başlı başına çalışma barışını bozacak nitelikte oldukları söylenemez.
Anayasa'nın 'ücrette adalet sağlanması' başlıklı 55. maddesinde, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri için devletin gerekli önlemleri alacağı öngörüldüğünden, yaptıkları işin özelliği nedeniyle basın çalışanlarını ödenmeyen ücretleri konusunda korumaya yönelik düzenlemelerin Anayasanın bu maddesine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır.''