"Anayasa değişikliğinin gerçek yüzü ortaya çıktı"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSYK) üye seçimlerinde Adalet Bakanlığı'nın desteklediği iddia edilen listenin kazanmasını "Gelinen süreçte, yürütme, yani siyasal iktidar doğrudan doğruya yargı mensuplarının seçilmesine el koymuştur ve iktidarın, bakanlığın hazırlamış olduğu liste seçimi kazanmıştır" sözleriyle değerlendirdi.
cumhuriyet.com.trCHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve MYK sözcüsü Okay, toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında toplantıya ilişkin gazetecilere bilgi verdi ve soruları yanıtladı. MYK toplantısında ekonomiye ilişkin gelişmelerin ele alındığını belirten Okay, Orta Vadeli Ekonomik Plan ve Orta Vadeli Mali Plan'a göre AKP'nin işsizlik konusunda son derece iddiasız olduğunu, yüzde 11.5-12 aralığında bir işsizliğe razı göründüğünü ifade etti. Her iki plandaki rakamlara bakıldığında bir samimiyet değil, uluslararası mali piyasalara bir mesaj bulunduğunu, "Biz ihtiyatlıyız, gerçekçiyiz, mali disiplinde kararlıyız" mesajı verilmeye çalışıldığını dile getiren Okay, seçimlerden sonra bu rakamların revize edilebileceğine işaret etti. Okay, CHP'nin ekonomi politikalarına ilişkin taslak üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü ve çalışmaların sonucunda taslağın Kılıçdaroğlu tarafından açıklanacağını bildirdi.
"İktidar yargı mensuplarının seçilmesine el koymuştur"
Okay, MYK toplantısında Anayasa değişikliği sonrası Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) üye seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğunu da belirtirken, HSYK'daki seçim göz önüne alındığında AKP'nin referandum öncesi dile getirdiği "Yargı kendi kendini yönetsin, HSYK'daki kast kalksın" iddiasının gerçeği yansıtmadığı ifade ederek, "Gelinen süreçte, yürütme, yani siyasal iktidar doğrudan doğruya yargı mensuplarının seçilmesine el koymuştur ve iktidarın, bakanlığın hazırlamış olduğu liste seçimi kazanmıştır" dedi. HSYK Merkez Listesi adı altında Adalet Bakanlığı'nın bürokratları ve AKP'nin benimsediği isimlerin seçildiğini söyleyen Okay, YARSAV ve Demokrat Yargı derneklerinin sert bir şekilde Bakanlığı eleştirdiğini kaydetti. Bakanlığın belirlediği iddia edilen listede Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Adalet Akademisi Müdürü gibi Bakanlık bürokrasisinden gelen adayların en yüksek oyu aldığına dikkat çeken Okay, "Muhtemelen Bakanlıktan gelen bu personeller, HSYK kanunu çıktıktan sonra orada oluşacak 3 dairenin başkanları da olacaktır. Böylece Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi tamamen rafa kaldırılmış olacak ve yürütmenin emrinde yasamanın yanı sıra yargı da yer alacaktır. Böylece kuvvetler ayrılığı değil, bir kuvvetler birliği söz konusu olacaktır. Dengeleme ve denetleme görevi üstlenen yargı, siyasal iktidarın tahakkümü altında ezilecektir" diye konuştu.
"Yargı AKP'ye teslim edilmiştir"
YARSAV ve Demokrat Yargı'nın, Adalet Bakanlığı'nın seçim sürecinde hakim ve savcılar üzerinde baskı uyguladığını ifade ettiklerini anımsatan Okay, "Bu anahtar listenin sonuç almasıyla birlikte artık yargı AKP'ye teslim edilmiştir. Özgürlükler ve demokrasi, bağımsız yargı adı altında yapılan Anayasa değişikliğinin gerçek yüzü daha Anayasa değişikliğinin üzerinden 1 ay geçtikten sonra çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır" dedi.
Anayasa değişikliği sürecinde CHP'nin, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'ya ilişkin maddeler konusunda çekincelerinin bulunduğunu anımsatan Okay, şöyle devam etti:
"Bu iki madde çıksın iddiasında bulunurken işte o iki maddeyle Türkiye'de yargının nasıl biçimleneceğinin öngörüsünü ifade ediyorduk. Bugün karşılaştığımız tablo, Sayın Genel Başkanımız'ın hem süreç içinde hem de Anayasa değişikliği sürecinde CHP sözcülerinin ifade ettiklerini teyit etmiştir."
İktidarın, referandum sürecindeki gibi yargı mensupları üzerinde baskı uyguladığını dile getiren Okay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"170'i aşan aday arasından 12 bine yaklaşan hakim ve savcının 11 tanesini çok özel tercih etmesi çok manidardır. Bu bir sistemdir. Bu sistemin içinde baskı vardır, AKP'nin yargıyı ele geçirme projesinin gerçekleşmesi vardır. Bundan sonra Türkiye'de yargıyı teslim alan bir siyasal iktidar bağımsız yargıdan bahsedilmesinin önündeki en büyük engel olacaktır. Ancak bilinsin ki böylesine yargı bağımsızlığının ortadan kaldırıldığı, hukuk devleti ilkelerinin ortadan kaldırıldığı, hukukun üstünlüğünün yok farz edildiği ve bu vesileyle demokrasinin askıya alındığı bir sürece karşı CHP muhalefetini sürdürme kararlılığındadır ve bu konuda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bunu böylesine bir oldubitti olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Her platformda bu, yargının iktidar tarafından teslim alınması dile getirilecektir."
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Okay, AKP'nin türban sorununu çözmek için girişimde bulunması durumunda CHP'nin destek verip vermeyeceğinin sorulması üzerine "Sayın Genel Başkanımız ne diyorsa CHP o sözün arkasındadır. Sayın Genel Başkanımız açıkça bu sorunu biz CHP iktidarında çözeceğiz demişti. Yeter ki bu, siyasette malzeme olmasın, siyasi sömürü aracı olmasın, siyaseten nemalanmak için bu gündemde olmasın demişlerdi. Ancak şu aşamada bir resmi başvuru olmadığı sürece varsayım üzerine konuşmak doğru değildir, başvurulur, ondan sonra değerlendirilir" dedi.
Resepsiyon tartışması
Okay, 29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'nde vereceği resepsiyona Kılıçdaroğlu'nun, AKP'nin kamusal alanda türbanın olmayacağına ilişkin garanti vermesi durumunda katılacağı iddialarının sorulması üzerine şöyle konuştu:
"Medya aslında bu ve buna benzer tartışmaları CHP'nin çalışmalarında öne çıkarıyor. 'İddia edildi' bazı medyada diyorsunuz. Ama Sayın Genel Başkanımız'ın bu konudaki açıklaması çok net. '29 Ekim tarihine çok var' diyor. Açıkçası o çok olan tarihten bugün itibariyle 3 gün eksildi ama yine de epey bir zaman dilimi var. O süreçte bu irade Sayın Genel Başkanımız'a aittir." Okay, bugünkü toplantıda bu konunun gündeme gelmediğini belirtti.
Okay, AKP Grup Başkanvekillerinden türban sorununun çözümü konusunda bir randevu talebinde bulunulması durumunda görüşüp görüşmeyeceklerine ilişkin bir soruya ise "Siyasetin nezaketi gereği, geçmişte de bunlar yaşandı, böyle bir talep olduğunda çok doğal ki arkadaşlarım görüşürler. Buna göre bir termin belirlerler. Bu, Grup Başkanvekili arkadaşlarımın ihtiyarındadır. Ama geçmişte de sizlerle beraber yaşadık, gün oldu Sayın Bakanlar, Başbakan Yardımcısı bizi ziyaret etti, Grup Başkanvekillerini ziyaret etti. Ziyaret edilmiş olması her şeyin bir anda bir mutabakatla sonuçlanması değildir. Ama bir ziyaret talebi olursa çok doğal ki Grup Başkanvekili arkadaşlarım bunu değerlendirecektir" yanıtını verdi.
29 Ekim Resepsiyonuna CHP'nin katılmayacağını açıklayan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin bu açıklamayı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'ndan habersiz olarak yaptığı iddialarını da değerlendiren Okay, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin bugünkü toplantıya ve İstanbul'daki toplantılara da katıldığını ifade ederek "Basında çıkan kimi iddiaların her birinin doğrusunu ifade etmek biraz zor oluyor. Çünkü basında herkes kendisine göre bir iddiada bulunuyor, yorum yapıyor. Önemli olan şu aşamada Sayın Genel Başkanımız'ın yaptığı açıklamadır" dedi.
"Yargıçların sorumluluk taşıma süreçleri başlayacak"
Okay, son Anayasa değişikliklerinin ardından yargıda yaşanan değişimlerle birlikte AKP'nin dokunulmazlıkları kaldırmayı gündeme getirmesinin kendisini şaşırtıp şaşırtmayacağının sorulması üzerine, "Şaşırtmaz ama bundan sonraki süreçte yargı sorumluluğunu taşıyan yargıçların, taşıdıkları sorumluluğa göre hareket edip etmeyecekleridir. Artık o kurumu oluşturan kadroların kurumsal kimliği iktidara teslim olmuştur. Ama yargıç kimliğini taşıyan insanların, halk diliyle peygamber postunda oturduğu iddia edilen yargıçların bu sorumluluğu taşıma süreci başlayacaktır. Kolay iş değildir, onların da işi zordur. Çünkü onlar da tayin ediliyor, naklediliyor. Onların da Yargıtay üyeliği beklentileri var, farklı yerlerde Avrupa'ya gitme beklentileri var. Tabii bireysel beklentileriyle taşıdıkları sorumluluğu açıkçası karşılaştırarak bir sonuç çıkartmaları lazım" diye konuştu.
"Bundan sonra..."
AKP'nin Kızılcahamam toplantısından basına yansıyan bir bilgiye göre AKP'li bir kadının "8 yıldır iktidardayız, biz hala türbanımızla Meclis'e giremiyoruz" dediğini anımsatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine Okay, "Ben burada yapmış olduğum daha önceki basın açıklamasında da bu sorunun nereden odaklandığını paylaşmıştım. Üniversite kapılarında türbanı nedeniyle yüksek öğrenimde öğrenim özgürlüğünden mahrum kalıyorum iddiasında bulunan genç kızlarımızın öğrenim özgürlüğüyle başlayan bir süreçti. Ancak gelinen noktada türbanın okul öncesinden ilk okula, ilk okuldan liseye ve üniversite eğitimi sonrası kamuda hizmet veren alanlara da taşıma arzusu var mı yok mu sorusunu Hükümet'e sormuştum. Bu konuya henüz bir cevap alamadık. Bundan sonra 6 yaşındaki kız çocuklarının başında da türban olacak mı, veyahut da hukuk fakültesini bitiren türbanlı bir kız öğrenci türbanıyla hakimlik-savcılık yapacak mı?" diye konuştu. Okay, Başbakan Erdoğan'ın "Kamusal alanda cumhura yasak olmaz" sözlerinin de "olayı çarpıtma" olduğunu söyleyen Okay, "Hangi kamusal alanda halk, cumhur gitmiş de, bir kamu hizmetinden yararlanmak istemiş de devlet dairesine gidememiş? Burada önemli olan şudur: Hizmeti verecek olan kişi, yani bundan sonra hakim, savcı, kaymakam türbanlı olarak görev yapacak mı yapmayacak mı?" dedi.