Anayasa Değişikliğinde Geçici Maddelerdeki Tuzaklar -II-

cumhuriyet.com.tr

Halkoylamasında evet oylarının çoğunluğu sağlaması halinde oluşturulacak HSYK’nin hukuk içinde kalarak bağımsız ve tarafsız yargıyı kurması ve koruması büyük ölçüde adli ve idari yargı hâkim ve savcılarının içinden seçilecek üyelere bağlı olacaktır.

 

Anayasada yapılan düzenlemelerde ayrıntıya girilmemesi, bunların yasalara bırakılması uygun bir yöntemdir. Ancak bu anayasa değişikliğinde farklı bir durum söz konusudur. Değişiklik iktidar partisinin dayatması olarak Meclise getirilmiş, diğer siyasi partilerle uzlaşma sağlanmamıştır. Yargı ile ilgili düzenlemeler kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olmuş, toplum ikiye bölünmüştür. Toplumun neredeyse yarısı bu düzenlemelere karşıdır. Böyle bir ortamda, ana ilkeleri belirtilmeden, HSYKnin yeni yapısının işleyişi, görev dağılımı ve genel sekreterin görev ve yetkilerinin saptanması, iktidar partisinin, salt çoğunluğunu elinde tuttuğu TMBBnin yasal düzenlemelerine bırakılmıştır. Bunun nedeni açıktır. Önce Anayasa Mahkemesinde çoğunluk sağlanacak, daha sonra kendilerince uygun zamanda ve Kurula yeni seçilen üyelerin nitelikleri ve eğilimleri de değerlendirilerek uygulama kanunları Meclisten geçirilecektir. Bu tarihe kadar da HSYK geçici maddedeki kurallara göre çalıştırılacaktır. Doğru olanı, asıl maddede öngörülen uyum yasalarını hemen yürürlüğe koymak ve yeniden yapılandırılan Kurulu bu yasalara göre yönetmek ve faaliyete geçirmektir. Geçici 19. maddedeki kurallara göre, uyum yasaları yürürlüğe girinceye kadar HSYKnin yeniden yapılanması ve çalışma düzeni şöyle olacaktır:

1- Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde HSYKnin yeni üyeleri seçilmiş olacaktır. Bunlardan cumhurbaşkanının tümüyle takdir yetkisi içinde seçeceği dört üye, Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından seçeceği bir asıl bir yedek üye, adli yargı ve idari yargı hâkim ve savcılarının seçeceği toplam on asıl ve altı yedek üye kanunun yürürlüğü tarihinden otuz gün sonraki ilk işgünü görevlerine başlayacaklardır. Yargıtay ve Danıştaya ayrılan üyeliklere de, aynı süre içinde, bu kurumlarda seçim yapılacak; ancak daha önce seçilmiş ve halen Kurulda görevde olan üyeler, seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar görevlerine devam edeceklerdir.

Bunlar görev sürelerini tamamladıktan sonra, bu kurumlardan yeni seçilenler sırasıyla onların yerine göreve başlayacaklardır. Böylece fiilen göreve başlama tarihleri farklı ve dört yıllık görev süreleri dolmamış olmasına karşın Yargıtay ve Danıştaydan yeni seçilen üyelerin görevleri, cumhurbaşkanı, Adalet Akademisi ve adli ve idari yargı hâkim ve savcıları tarafından seçilen üyelerle birlikte aynı tarihte sona erecektir. Başka bir anlatımla değişikliğin kabulü halinde yapısı değiştirilen HSYKnin farklı tarihlerde göreve başlayan üyelerinin tamamının görevleri aynı tarihte (Ekim 2014) sona erecektir. Bu tür düzenlemelerde şimdiye kadarki uygulamalara ters düşen bu yöntemin belli bir amaca yönelik olduğu anlaşılmaktdadır. Örneğin AKPnin, ilerisi için yapısı çok farklı yeni bir HSYK planladığı düşünülebilir.

2- Uyum yasaları yürürlüğe girinceye kadar HSYK yürürlükteki kanun hükümlerine göre kurul halinde çalışacak; en az on beş üye ile toplanacak ve üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verebilecektir. Örneğin, Kurul eğer on beş üye ile toplanırsa, sekiz oy karar vermek için yeterli olacaktır.

Değiştirilen 159. maddede adalet bakanının dairelerin çalışmalarına katılmayacağı kabul edilmiş, AKP bunu değişikliğin olumlu hükümlerinden biri olarak savunmuştur. Geçici maddeye göre HSYK kurul halinde çalışacağından bakan, yanında yürütme tarafından seçilmiş veya yürütmeden gelmiş altı üye ile birlikte toplantılara katılacak, hâkim ve savcıların tüm özlük işlerinde bakan ve yanındakiler oy sahibi olacaklardır.

3- Kurul toplantılarına katılanların çift sayıda ve herhangi bir konuda kabul ve ret oylarının eşit olması halinde çözüm geçici maddede gösterilmemiştir. Örneğin adalet bakanının başkanlık ettiği toplantılara üyelerin tamamının katılması ve oyların eşit sayıda dağılması halinde çözüm nasıl sağlanacaktır? Üyelerden birinin anayasal hakkını kullanması engellenerek, Kuruldan çıkması mı istenecektir?

4- Sekretarya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yürütülecektir yani hâkim ve savcıların naklen atama işlemleri dahil her türlü özlük işleri ile ilgili hazırlık işlemleri bugün olduğu gibi, yine Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce yapılacaktır.

5- Kurul müfettişleri atanıncaya kadar, hâkim ve savcıları denetlemek, haklarında araştırma, gerektiğinde inceleme ve soruşturma yapmak, adalet bakanının onayı ile bakanlık teşkilatında yer alan ve bakana bağlı olan adalet müfettişlerinin yetkisi içinde olacaktır. Geçici madde bunların Kurul müfettişi ve adalet müfettişisıfatıyla görev yapacağını açıklamakla birlikte, kadroları bakanlıkta kalacağı ve hiyerarşik bağlantı devam edeceği için hukuki durum bugünkünden farklı olmayacaktır.

6- Bu uygulamalar, 159. maddede belirtilen uyum yasaları yürürlüğe girinceye kadar devam edecektir.

Sonuç

Görüldüğü üzere AKP bu kez işi sıkı tutmuş, 21 Ekim 2007 tarihindeki halkoylamasında paketten çıkardığı geçici 18. ve 19. maddeler yerine, yine aynı madde numaraları altında, yargıyı kısa sürede teslim alma işini sonuçlandıracak bir düzenleme yapmıştır. Referandum süreci başladıktan sonra paketten bazı maddelerin çıkarılmasına gerek kalmamıştır. Dolayısıyla 2007de olduğu gibi yeni bir hukuk skandalı yaşanmayacaktır. Geçici 18. maddede, bireysel başvuru ile ilgili düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanması öngörüldüğü halde, geçici 19. maddede, HSYKnin görev ve işleyişi ile ilgili yasaların yürürlüğe girmesi için herhangi bir süre sınırlaması getirilmemiştir. Bunların gündeme getirilmesi Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKPnin elindedir. Bu düzenlemeler makul bir süre içinde Meclise getirilse bile müzakereleri, dolayısıyla yürürlüğe girmeleri uzun süre alacaktır. Uyum yasaları yürürlüğe girinceye kadar AKP adalet bakanının başkanlığında Kurula yeni seçilen üyelerin desteği ile önemli ve kritik görevlere atama, naklen atama işlemlerini sonuçlandıracak; yargıda kadrolaşma hareketi büyük ölçüde tamamlanmış ve köşe başları tutulmuş olacaktır. Geçici maddelerdeki hükümler bu operasyon için yeterlidir. Halkoylamasında evet oylarının çoğunluğu sağlaması halinde oluşturulacak HSYKnin hukuk içinde kalarak bağımsız ve tarafsız yargıyı kurması ve koruması büyük ölçüde adli ve idari yargı hâkim ve savcılarının içinden seçilecek üyelere bağlı olacaktır. Yurtsever ve hukuka inanan hâkim ve savcılarımızın bunun için hazır ve dikkatli olmaları gerekir.

Nuri ALAN Emekli Danıştay Başkanı