Anastasiadis 'masaya dönme şartları'nı açıkladı

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis “Türkiye, belirli çekilme takvimi olmadan askerin kalması ve garanti haklarının idamesi tezinden kımıldamadığı için (Crans-Montana’da) sonuca ulaşılamazdı” dedi.

İHA

 

Güney Kıbrıs'ta yayınlan Fileleftheros Gazetesi “Askerli Çözümü Kabul Etmeyeceğim” başlıklı haberinde Anastasiadis’in dün akşam Rum Başkanlık Sarayı’nda kabul ettiği Averof Neofitu başkanlığındaki Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Siyasi Bürosu üyelerine Crans-Montana görüşmeleriyle ilgili çok detaylı bilgi verdiğini yazdı. 

Anastasiadis, müzakereye hazır olduğunu ancak “BM Genel Sekreteri’nin de kabul ettiğini” savunduğu ve “kilit-tezler” diye tanımladığı “normal bir devlet kurulması, sıfır garanti, sıfır asker, sıfır müdahale hakkı ve garantör güçlerin çözümü denetleyememesi” şartının kabul edilmesini şart koştu. Rum lider, “Bu tezler BM Genel Sekreteri tarafından benimsendiğine göre benim vazgeçmem söz konusu değil” dedi.

Anastasiadis Annan Planı’nı reddeden yüzde 76’nın da kabul edeceği bir çözüm için çalıştığını söyledi ve DİSİ’lilere -gazetenin ifadesiyle- “kinayeli şekilde” kendisinin siyasi bedel ödediğini, Rum halkının önüne kabul edeceği yeni bir plan koymayacağını söyledi.

“Eide’nin davranışlarından rahatsızlık”

“Olumlu sonuçlanma perspektifi olan herhangi yeni bir inisiyatif için çok iyi ön hazırlık yapılması gerekir ki bu Crans-Montana’da olmadı” diyen Anastasiadis, konferansın ön hazırlığının kötü olmasından BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yi sorumlu tuttu.
Eide’nin Crans-Montana konferansı sırasında sergilediği ve “çoğu zaman kargaşa ve sinir oluşturduğu” savunduğu davranışından rahatsızlığını gizlemeyen Anastasiadis’in, Eide’yi bir takım medya ile bir uydurma haber ağı kurmak ve müzakerelerin seyriyle ilgili yanlış bilgiler aktarmakla suçladığını da yazdı.

Habere göre Eide’nin, ilerleme olduğu ve Kıbrıs sorununu kapatmak istediği intibaı oluşturmaya çalıştığını anlatan Anastasiadis, “Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının gelmeye hazır olduğunu söyledi, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias da konferans salonundan çıkmak ve konuyu netleştirmek için Başbakan Aleksis Çipras’la telefon görüşmesi yapmak zorunda kaldı” dedi.
Anastasiadis BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çıkmaz ilanını yapması öncesinde, son gece gelişenleri ise özetle şöyle anlattı: “Genel Sekreter, müzakerelerin ilerlemediği ortaya çıktığında, başbakanların Crans Montana’ya gitmesine olanak tanımak veya sonraki hafta New York’ta yeni bir konferans perspektifi açmak için bütün tarafların kayıtlı tezlerini içeren ortak bir açıklama yapılmasını önerdi. Genel Sekreter tezleri sıfır garanti ve sıfır asker atfı yaparak yazmaya başladığında Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kendisinin böyle bir şeyi kabul ettiğini hiç söylemediğini belirterek müdahale etti. Bunun üzerine Guterres özür dileyerek, kendisinin görüşmeden öyle anladığını söyledi ve ardından konferansın bittiğini ilan etti. Çöküş konusunda sorumluluk yüklenmemesi Kıbrıs Rum tarafına haksızlıktır.”

Anastasiadis, DİSİ’lilerin “Türkiye’ye bağımlılık konusunda Kıbrıslı Türklerin endişelerini nasıl giderebiliriz?” sorusuna karşılık Türkiye’nin garantisini ve müdahale hakkını kabul etmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Nikos Anastasiadis, “Türkiye’ye ilhak iddialarına değinirken ise “Bizim taraf, Kıbrıs Türk siyasi partileri -siyasi tezlerden bağımsız- en azından Türkiye’ye ilhaka karşı çıktıklarına göre böyle bir şeyin kolay olmadığını değerlendiriyor” dedi.

Alithia’nın haberine göre Anastasiadis, DİSİ’lilere Crans-Montana görüşmelerini dakika dakika anlattı ve “Genel Sekreter’in varlığının ve önerilerinin, 9 gün içindeki en iyi şey olduğunu” söyledi.
Guterres’in Crans-Montana’dan ayrıldığı 30 Haziran’da geri döndüğü 6 Temmuz’a kadar “yarım saat bile özlü müzakere yapılmadığını” savunan Anastasiadis, Espen Barth Eide’nin durumu yönetme şeklinden de “hayal kırıklığı” belirtti ve “Özel Danışman, Türk uzlaşmazlığını göğüsleyemediğini gösterdi” dedi.

Anastasiadis “Önümdeki tezlerle daha fazlasını yapamazdım. Ya hiçbir Kıbrıslıyı güvenceye almayacak bir çözüme rıza gösterecek veya ilke tezlerine bağlı kalacaktım” dedi, özetle şunları ekledi:
“İlke tezlerinden geri adım atsam ne halka ne de önerileri ile bizim Güvenlik ve Garantiler başlığındaki tezlerimizi haklı bulduğunu açıkça izah eden Guterres’e hesap verebilirdim. Guterres çerçevesinin Kıbrıs sorununun çözümünün özü olduğunun Ankara tarafından anlaşılmasını istiyoruz ”dedi.