ANALİZ İdlib Mutabakatı sonrası sessizlik bozulabilir
Türkiye ile Rusya arasında Soçi’de varılan mutabakat uyarınca Suriye’nin İdlib kentindeki cihatçı grupların çıkarılması için verilen süre dün doldu. Şimdi Suriye ve Rusya’nın askeri bir oprasyonunu geçici olarak durduran İdlib mutabakatı sonrası ne olacağı merak konusu.
Mustafa Kemal ErdemolMutabakat uyarınca Türkiye İdlib’de 15 Ekim’e kadar silahlı grupların ayrıştırılmasından sorumluydu. Bunun ne kadar gerçekleştiği konusunda belirsizlik var. Kentte büyük etkinliği olan El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) İdlip’den çekilip çekilmeyeceği konusunda düne kadar çelişkili haberler geliyordu. Türkiye’nin, kısa bir süre önce “terör örgütü” olarak ilan ettiği HTŞ’yi çekilme konusunda nasıl ikna edeceği de biliniyor değildi.
İdlib: Kırılma noktası
Türkiye’nin çekilmeye ikna ettiği grupların kenti terk etmesinin ardından Suriye’nin idlib’e Suriye devlet kurumlarının yerleştirileceğini açıklaması, kentin hiçbir biçimde Suriye yönetimine bırakılmaması konusunda ısrarlı olan Türkiye’nin durumu kabul ettiği anlamına geliyor. Bu bugüne kadar sürdürdüğü Suriye politikasında ciddi bir kırılma demek.
<haber-dikey:1111509>
Türkiye’nin kaçırdığı fırsat
Türkiye İdlib mutabakatı uyarınca silahlı grupların kentten çıkarılması konusunda ne kadar başarılı olduğu bilinmemekle beraber özellikle İdlib’deki muhalif gruplar arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle mart ayında kentten çekileceğini açıklayan HTŞ’yi bu yönde zorlama fırsatını kaçırmış görünüyor. İdlib’de 25 bin silahlı gücü olan HTŞ diğer muhalif güçler karşısında gücünü yitirdiği için çekilme kararı almıştı. Türkiye’nin bu çekilmeyi kolaylaştıracak önlemler almaması, daha sonra yeniden güç kazanan HTŞ’nin İdlib’de varlığını sürdürmesine yardım etti. Türkiye’nin İdlib’deki muhalifleri Ulusal Kurtuluş Cephesi adı altında birleştirme girşimi, girişimin dışında bırakılan HTŞ’nin çekilme kararını değiştirmesine yol açtı.
İdlib’de söz konusu ayrıştırma yapıldıysa silahlı muhalif grupların nereye gittiğinin yanıtını da Türkiye’nin vermesi gerekiyor. Mutabakatın bitmesinden sonra Rusya ve Suriye’den bu yönde bir açıklama gelmedğine göre çekilme büyük oranda gerçekleşmiş bulunuyor. Çekilenler nereye konuşlandılar sorusu yanıt bekliyor. Eğer Suriye içerisinde tampon bölgeye yerleştirilmişlerse bunun çözüm olmadığı, Suriye’nin yakın zamanda (Rusya ve Türkiye tarafından korunan) tampon bölgeyi de hedefleyeceği biliniyor.
<haber-dikey:1098672>
ABD’nin konumu
Suriye yömetiminin İdlib’i geri alması, ABD’nin bu ülke içindeki konumuna büyük bir darbe indirmiş olacak. ABD, IŞİD’le mücadele gerekçesiyle ülkede 2 binden fazla özel kuvvet bulunduruyor. IŞİD’in etkisiz hale getirildiğini söylemesine ragmen ABD hala Suriye’de asker bulundurmaya devam ediyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışması John Bolton, İran Suriye’de olduğu sürece ABD’nin de Suriye’de kalacağını açıklamıştı. İdlib’in, 15 Ekim sonrası pozisyonunu ABD’nin kabul etmesi mümkün görünmüyor. İdlib mutabakatı ile bölgede diplomatik bir zafer elde etmiş olan Suriye’nin sonraki hedefi, Şam’ın defalarca açıkladığı üzere, ülkenin kuzeydoğusu yani Kürt bölgeleri. Bu kapsamlı bir savaş anlamına geliyor. Devreye, Kürtlerle ittifak içinde olan ABD’nin girmesi de söz konusu.
Suriye’de İdlib özelinde kısa süren “sessizlik” bozulacağa benziyor. Böyle bir durumda, Astana görüşmelerinde Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunacağı konusunda tüm dünyaya söz veren Türkiye’nin bu sözünü tutup tutmayacağı da görülmüş olacak.