Anadolu'daki son Yezidiler

Anadolu'nun çok kültürlü yapısında farklı bir yeri bulunan ve çoğunlukla Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde yaşayan Yezidiler, yıllar önce yurt dışına göç eden yakınlarının yolunu gözlüyor.

cumhuriyet.com.tr

Başta Irak'ın kuzeyi olmak üzere Türkiye, Suriye, İran, Ermenistan ve Gürcistan'da cemaatleri bulunan Yezidiler, 1970'li yıllarda ağırlıklı olarak Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesindeki 30-40 civarında köyde kendilerine özgü bir yaşam tarzı sürdürüyor.
1980 yılından sonra genellikle ekonomik nedenlerle Almanya ve İsviçre gibi ülkelere göç etmeye başlayan Yezidiler'in bu ülkelere yerleşmesi ve yakınlarını da yanlarına davet etmeye başlamasıyla birlikte Türkiye'deki nüfusları hızla azaldı.

Viranşehir'e bağlı Burç, Oğlakçı, Bozca ve Kerme köylerindeki Yezidiler, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Bölgede sayıları 400 civarında olan Yezidiler, genellikle çiftçilikle geçimlerini sağlıyor.

Yurt dışında ölenler Türkiye'de gömülüyor

Yazılı kaynaklara ulaşma konusunda sıkıntı yaşadıkları için ibadetle ilgili konularda yeterince bilgi sahibi olmadıklarından yakınan Yezidiler, uzun yıllardan bu yana anlatıla gelen şekliyle güneşin doğuşu, öğle saati ve güneşin batışı olmak üzere günde 3 kez ibadet ediyor.

Güneşin bulunduğu yöne doğru yönelen ve ellerini birbirinin üzerine kenetleyen Yezidiler, ''kötülüklerden ve felaketlerden'' korunmak için dua ediyor. Yılın belirli dönemlerinde 9 gün oruç da tutan Yezidiler, genellikle sonbaharda Irak'ın kuzeyindeki Musul-Duhok kentleri arasındaki bir vadide bulunan ve Şeyh Adi'nin mezarına ev sahipliği yapan Laleş bölgesini ziyaret hacı oluyorlar.

Şeyh Adi'nin mezarının yanı sıra kutsal olarak kabul ettikleri mekanları da beyaz kıyafetlerle ziyaret eden Yezdiler'in bir kısmı burada çocuklarını vaftiz ediyor.

İnançlarında toprağa ayrı bir önem veren Yezidiler'den yurt dışında vefat edenler Türkiye'ye getirilip, doğduğu topraklara gömülüyor. Güneşi ''kutsal'' kabul eden Yezidiler'in mezarlarında güneş ve tavus kuşu figürleriyle, vefat eden kişinin fotoğrafı da yer alıyor. Tabutla gömülen cenazelerin bulunduğu mezarlarda ''Lalişa Nurani'' yazısı da yer alıyor.

Yöre halkıyla ilişkiler


Viranşehir'deki köylerde yaşamlarını sürdüren Yezidiler, Ramazan ve Kurban bayramlarında Müslüman komşularını ziyaret edip, bayramlarını kutluyor. Bir kısmıyla ticari ortaklıklar da kuran Yezidiler, aralık ayı içerisindeki ''Yezidi Bayramı''nda kendilerini ziyaret eden Müslüman dostlarıyla bayramlaşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Müslüman misafirleri için evlerinde namazlık bile bulunduran kimi Yezidiler, konuklarına ikram edecekleri yemekler için hayvanları Müslümanların kesmesine özen gösteriyor. Kapalı bir toplum olan ve genellikle kendi içlerinde evlenen Yezidiler'in 3 gün, 3 gece süren düğünleri bölgedeki düğünlerle genellikle benzer özellikler taşıyor.

Çocuklarının mutluluğuna önem veren Yezidiler, özellikle kız çocuklarını kendi dinlerine mensup kişiler arasından ancak birbirlerini beğenmesi koşuluyla evlendirebiliyor.
Viranşehir'de yaşamlarını sürdüren Yezidiler, çocuklarının öğrenimlerine büyük önem veriyor. İlçeye bağlı Burç köyündeki tarım işlerinde çalışan Müslüman ailelere mensup çocuklarla okulda aynı sıraya paylaşan Yezidi öğrenciler, zamanlarının büyük çoğunluğunu birlikte geçiriyor.

Kardeşleri gitti kendi kaldı

Burç köyünün ileri gelenlerinden Halis Avanaş, yaptığı açıklamada, maddi olanaksızlıklar nedeniyle yıllar önce kardeşlerinin Almanya'ya göç ettiğini ancak kendisinin iki kardeşiyle birlikte doğduğu topraklarda kalmaya karar verdiğini söyledi.

Daha önce yaklaşık 40-50 hanenin bulunduğu köyün büyük çoğunluğunun göç ettiğini, şu anda yalnızca 18 hanenin kaldığını anlatan Avanaş, tarımla uğraştıklarını ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek oluşu nedeniyle zaman zaman sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi.
Bölge halkıyla iç içe yaşadıklarını ve bugüne kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını ifade eden Avanaş, şöyle devam etti:

''Müslümanlarla genelde iç içeyiz. Doğru söylemek gerekirse geçinip gidiyoruz. Bayramlarda dostlarımızı arayıp, kutluyoruz. Bizim bayramımız olduğunda bir kısmı ziyaretimize geliyor. Sosyal hayatta da arkadaşlığımız var bir çoğuyla. Dinler, mezhepler ayrı ama herkes kendi işine bakıyor.''

Dinlerini öğrenme konusunda yeterli yazılı kaynak bulunmadığını bu nedenle bazı konularda yeterli bilgiye sahip olamadıklarını anlatan Avanaş, ''Dinimizi daha iyi yaşamak istiyoruz. Şeyhlerimiz olmadığı için doğru dürüst bir şey öğrenemiyoruz. Almanya'dan şeyhlerimizin dönmesini, gençlerimize yol göstermesini istiyoruz'' diye konuştu.
Köyde birkaç yıldan bu yana öğretmenlik yapan Murat Taş da köyde inanç yönünden herhangi bir ayrımın olmadığını söyledi.

İlk atandığı dönemde ön yargılarının bulunduğunu ancak köylüleri tanıyınca çok sevdiğini ve iyi ilişkiler kurduğunu anlatan Taş, görev yaptığı süre içerisinde hiç yalnızlık çekmediğini, köylülerden her türlü imkanı sağladığını kaydetti.

Yezidilik nedir?

Ortadoğu kökenli bir inanç sistemi olan ve Şeyh Adi tarafından kurumsallaştırıldığı belirtilen Yezidilik, tek tanrılı bir dindir.

12. yüzyılın yarısında ortaya çıktığı ve o döneme kadar ''güneşe tapan'' Zerdüştler olarak anılan Yezidiler, kendi inanç sistemlerine göre yasak olduğu belirtilen konuların yer aldığı 15. yüzyılda yazılan mitolojik bir eser niteliğindeki ''Meshaf Reş'' ve ''Kitabel Celve''yi kutsal kitap olarak kabul ediyor.

Kimi kaynaklara göre üç büyük dinin karması olarak da tanımlanan Yezidiliğin ibadet yönünden pagan kültürünü de yansıttığı belirtiliyor.