Anadol'dan Köşk'teki yemeğe tepki

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Cumhurbaşkanı Gül'ün, yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarını Çankaya Köşkü'nde yemekte bir araya getirmesine tepki göstererek, "Yemekte dava dosyası konuşulacaksa Anayasa'nın 138'nci maddesini ihlal etmiş olurlar"dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da Cumhurbaşkanı'nın Başbakan'ı uyarması gerektiğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarına verdiği yemekte "siyasal krizden nasıl çıkılır" sorusunun yanıtının aranmasının da yanlış olacağını belirtti ve "O zaman da yüksek yargı organlarının başkanlarını, siyasetin göbeğine itmiş olurlar" diye konuştu. Anadol "Bu bir yılbaşı yemeğidir. Kayseri Mantısı ikram etti sayın cumhurbaşkanı. Önemli makamlarda bulunan kişilerin tanışmalarına vesile oldu, onun için bu toplantıyı yaptık diyorlarsa bir diyeceğimiz yok" dedi.

Anadol Meclis'te, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Gül'ün yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarını buluşturan yemek davetiyle ilgili sorularını yanıtladı. Türkiye'de siyasal kriz olduğunu, bunun ana nedeninin iktidarın yargıyı siyasallaştırması olduğunu belirten Kemal Anadol, Ergenekon davasının da dava olmaktan çıktığını ve iktidarın yürüttüğü psikolojik savaşın bir aracı haline geldiğini söyledi. Anadol şöyle konuştu:
"Ülkede bir bunalım var, siyasal kriz doğdu. Anayasaya göre siyasal krizin nerelerde çözüleceği bellidir. Cumhurbaşkanı'nın yemeği, bu krizin çözümüne yönelikse çok yanlış. Neden yanlış? Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın, Yargıtay'ın başkanlarıyla birlikte, dava dosyasını tartışacaklarsa, konuşacaklarsa, yani yüksek yargı organlarının başkanları, meclis başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanı, dava dosyasını masanın üstüne koyup tartışacaklarsa, Anayasa'nın 138'nci maddesini ihlal etmiş olurlar. Böyle bir yetkileri yok. 'Yargıya talimat verme, yol gösterme, öneride bulunma' yetkileri yok. Böyle yapmayacaklar da 'bu siyasal krizden nasıl çıkarız, çözüm yollarınız nedir?' diye soracaklarsa, o zaman da yüksek yargı organlarının başkanlarını, siyasetin göbeğine itmiş olurlar, siyasal tartışmanın içine çekmiş olurlar. Bu da anayasaya aykırı. Yargının görevi belli. Yüksek yargı organlarının başkanlarının görevleri arasında siyasal sorunlara çözüm aramak diye bir görevleri yok."

"Yılbaşı yemeğidir deniyorsa diyecek birşeyimiz yok"

Çankaya Köşkü'ndeki yemek için "bu bir yılbaşı yemeğidir" deniyorsa, kendilerinin diyecek bir şeyi olmadığını belirten Anadol, "Kayseri Mantısı ikram etti sayın cumhurbaşkanı. Önemli makamlarda bulunan kişilerin tanışmalarına vesile oldu, onun için bu toplantıyı yaptık diyorlarsa bir diyeceğimiz yok. Yüksek makamlarda bulunan kişilerin birbirleriyle tanışmalarına vesile olmak için bu yemek düzenlendiyse bir diyeceğimiz yok." diye konuştu.

 

"Cumhurbaşkanı Başbakanı uyarsın"

Öte yandan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Gül'ün yasama, yargı ve yürütme organlarının başkanlarını yemekte bir araya getirmesini "ahengli çalışmayı temin açısından olumlu" olarak nitelendirirken, Cumhurbaşkanı'nın da yemekte Başbakan'ı uyarmasını istedi.

Yargı üzerine baskı oluşturan bir siyasi iktidar olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın ise Anayasa Mahkemesi ve Danıştay arasına "fitne" soktuğunu kaydeden Vural, "Yargı karar verdiği zaman 'bu kararı tanımıyorum' diyen başbakanın kendisi. Ergenekon davasında 'ben savcıyım' diyen yine kendisi. Ancak 'yargısız infaz yapmayın'diyen de kendisi. Başbakan yandaşlarının oluşturduğu böyle bir ortam içerisinde ıslık çalarak kurtulmak istiyor" diye konuştu.


"Başbakan yemeğe fail olarak katılıyor"

Başbakan Erdoğan'ın doğrudan doğruya yargıya müdahale ettiğini ve Gül'ün yemeğine "fail" olarak katıldığını savunan Oktay Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı umarım Başbakanı uyarır" dedi. Erdoğan'a "yargıdan elini çek" diye seslenen Vural, "Başbakan bu yemeğe davet ediliyorsa ben ne yaptım diye düşünmesinde fayda var. Bu konuda başbakanın sorumluluğunun hatırlatılmasında fayda var çünkü başbakan hem suçlu hem güçlü." diye konuştu.