'Anadilde savunma için talimat verildi'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan'ın, ''anadilde savunma yapma'' konusunda gerekli çalışmanın yapılması için ilgili bakana talimat verdiğini açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Arınç, açlık grevleriyle ilgili olarak, ''Bugün açlık grevlerinin eğer dayanıklarından birisi olarak ana dilde savunma yapma imkanının getirilmesi düşünülüyorsa bu konu CMK'nın 202. maddesinde yapılacak bir eklemeyle önümüzdeki günlerde esasen gerçekleştirilecektir'' dedi.

Arınç, ''Başbakan'ın, anadilde savunma için gerekli talimatı verdiğini'' söyledi.

 

Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesi

Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşebilmesinin önündeki mevzuat engelinin ne olduğu sorusuna Arınç şöyle cevap verdi:

''Başbakanımızın bu konuya yönelik sözleri olmuşsa benim sözlerim kapsamında bunu değerlendirin. Ben de bir hukukçuyum. Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olan bir insanın kararı kesinleşmemişse yani dava halen devam ediyorsa her dava için bunu söylemek mümkün, avukatlarıyla hukuki istişareler yapmak amacıyla onun görüşme imkanı vardır. Hakkındaki karar kesinleşmişse bütün derecattan geçerek ki Öcalan ile ilgili böyle bir karar olduğunu herkes biliyor. O zaman avukatlarıyla bu konuda görüşmesinin uluslararası hukuk çerçevesinde karşılığı yoktur. Ancak o kişi başka başka sebeplerle avukat talep ederse olabilir ki o kişinin ailevi bir sorunu vardır, bir miras sorunu vardır. Yani çözülmek zorunda olan başka bir problemi olabilir. O takdirde avukat ile görüşmek isteğini, şüphesiz bu konuda infazla yetkili olan Adalet Bakanlığımızın uygun görmesi lazım.

Geçmişte Öcalan'ın ana davası kesinleşmekle birlikte başka açılmış ve süreci devam ettirmeye matuf davalar vardı. O davalar sebebiyle avukatlarıyla görüşüyordu. O davalar da bitti. Dolayısıyla benim söylediğim iki konu önemlidir. Bir kendisinin kabul etmesi, arzu etmesi ve istemesi. İkincisi de bu görüşmenin ne amaçla olacağının Adalet Bakanlığı tarafından bilinip ona göre bir karar verilmesi gerekecektir. Adalet Bakanlığı bu konuda tek yetkili mercidir.''

 

BDP'ye çağrı

''İnsanların yaşaması için BDP'nin de bir çağrı yapmasını bekler misiniz?'' sorusu üzerine Arınç, ''Şüphesiz. Çünkü bu arkadaşlarımız özellikle bu açlık grevleriyle ve oradaki tutuklu ve hükümlülerle onların savunduğu ve dayanak yaptığı konularla yakından ilgili olarak kendilerini gösteriyorlar. Şahıslarına karşı hiçbir diyeceğim yok. Bir milletvekili arkadaşınız olarak ben onlara diyorum ki: İçeride, bu grevi sürdürmek niyetinde olan, gerek baskı gördüğünden gerek inandığından, kalplerini yarıp bakamayız, bu kişilerle görüşün, aileleriyle görüşün, yakınlarıyla görüşün, onlara etkili olabilecek kimse, onlar daha iyi bilirler, ben onlar kadar bilemem. Onlarla görüşün ve onlardan rica edin. Bu açlık grevlerini sona erdirsinler. Eğer böyle hayırlı bir iş yaparlarsa biz BDP'li milletvekili arkadaşlarımıza sadece teşekkür ederiz.''

 

Başbakanlık'ta silah sesi duyulması

Arınç, bir gazetecinin ''Bakanlar Kurulu toplantısı başladıktan on dakika sonra bir vatandaş geldi üç el silah sesi duyuldu. Sizin toplantı yaptığınız salona sadece metrelerce uzaklıkta meydana geldi olay. Bu konuda bir güvenlik zafiyet olduğunu düşünüyor musunuz'' sorusuna, ''Biz de bu silah sesini duyduk. İlgili arkadaşlar, ilgilendiler. Bize sayın Müsteşar'ın getirdiği bilgiler, kuru sıkı tabancayla havaya 3 el ateş edildiği ve kendisine müdahale edildiği noktasında'' yanıtını verdi.

Saldırganın Rize'nin Çayeli nüfusuna kayıtlı 1978 doğumlu Nuri Başkapan olduğunu ifade eden Arınç, şunları söyledi:

''Şahsıyla ilgili bütün GBT dediğimiz ve diğer istihbarat konularındaki bütün dokümanları incelendiğinde, şahsi sorunları olduğu, sabıkası bulunduğu ve yetkili gördüğü herkese zaman zaman mektup yazdığı, taleplerde bulunduğu, müracaat ettiği makamlar kendisine yardımcı olmasına rağmen dengesiz davranışlar sergilemeyi alışkanlık haline getiren bir şahıs olduğu belirlendi. Üzerinde yapılan aramada da bir mektup bulundu. Bu mektupta bu eylemden dolayı peşinen özür dilediği, yaşadığı sorunlar nedeniyle intiharın eşiğine geldiğinden bahseden bir mektup olduğu görülmüştür. Hakkında Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce de soruşturma yürütülmektedir. Basit bir olay olarak, bir zabıta vakası olarak görüyoruz. Kurusıkı tabancayla her halde fark edilmek istenmiş, bir problemli insan olduğu, geçmişte sabıkaları bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bunun dışında yorumlanabilecek herhangi bir husus görmüyoruz. Zaten üzerinde gerekli incelemeler de yapılmaktadır"