‘Anadil hakkı için anayasal güvence şart’
SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, Diyarbakır’da partisinin Kürt sorununa çözüm raporunu açıkladı.
Sinan Tartanoğlu / Mahmut OralSaadet Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin düzenlediği “Hak ve Adalet Ekseninde Kürt Meselesi” konferansına katıldı, bölgedeki sivil toplum kuruluşları, gazeteciler ve yazarlar ile bir araya geldi, partisinin Kürt Meselesi raporunu açıkladı. Konferansta Karamollaoğlu, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
Saadet’in çözümü
-Vatandaşların tamamının benimsediği, insan haklarını teminat altına alan, hak ve adalet merkezli yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu açıktır. İnancı, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, bütün vatandaşlara temel insan hakları pazarlık konusu yapılmadan tanınacaktır.
-Anadil eğitimini ve kullanımının önündeki engeller kaldırılacak, bu haklar anayasal güvence altına alınacak.
-İfade özgürlüğü; şiddet barındırmadığı sürece, her türlü farklı görüşün özgürce ifade edilebileceği şekilde genişletilecektir.
-Halkın oyları ile seçilmiş olan milletvekilleri ve belediye başkaları hakkında herhangi bir iddia varsa gereği hukuk devleti çerçevesinde yapılacaktır. Toplumdaki bütün farklılıkların siyasi alanda kendisini ifade etmesinin önündeki engeller kaldırılacaktır.
-Temsilde adaletin sağlanması milletvekili seçimlerinde barajı kaldırarak bütün siyasi görüşlerin TBMM’de temsil edilmesi mutlaka sağlanacaktır.
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bazı belediye başkanları hakkında başlatılan tahkikatlar sebebiyle görevden uzaklaştırılan partililer yerine, eğer partileri kapatılmamışsa mevcut üyeler arasında bir seçim yapılacak, yoksa en kısa sırada seçimler yenilenecektir.
-Yerel yönetimler güçlendirilecektir.
-Köylerinden göç etmek zorunda kalan vatandaşların geri dönüşünü sağlayacak politikalara hız verilecektir.
İç barış rotası
-Güvenliği sağlamak devletin görevidir. Ama şiddet yoluyla bir mesele çözülemez. Terörle mücadele meselesi, dağa çıkmış kişilerin etkisiz hale getirilmesi kadar basite indirgenmemelidir. Mesele şiddetle ölüm üzerinden değil, insanı yaşatma ve iç barışın tesisi üzerinden konuşulması ve çözülmesi zaruridir.
-Güvenlik hizmeti yerine getirilirken, insan haklarının, insan onur ve haysiyetinin korunmasına azami dikkat gösterilecektir. Devlet kamu düzenini tesis ederken, hukuktan ayrılmayacak, meşru zeminde kalacaktır. Operasyonlar sırasında sivil halkın zarar görmemesi için azami hassasiyet gösterilecektir. Ortaya çıkabilecek insan hakları ihlallerinin ilgili kamu kurumları ve yargı tarafından etkin olarak denetlenmesi sağlanacaktır.
-Operasyonlar sırasında duvarlara, yatak odası aynalarına yazı yazılması ve bunların medya aracılığı ile yayılması gibi rencide edici ve ciddiyetten uzak davranışlara asla izin verilmeyecektir.
-Bütün siyasi partilerin, STK’lerin ve kanaat önderlerinin katkı yapacağı platformlar oluşturulacaktır.
Medreselere statü
-Bölgenin sosyal, ilmi ve manevi gelişmesinde önemli görevler üstlenen medreselerin resmi statü kazanmaları ve mezunlarının ilahiyat denkliği almaları için mevzuat ve müfredatları gözden geçirilecektir.
-Türkiye, İran, Irak ve Suriye arasında sınır ticareti, siyasi, sosyal, ekonomik münasebetler ileri düzeyde geliştirilecektir. l Bölge için özel kalkınma programları hazırlanacak, burada kamu kurumlarının koordinasyonu uygulanacaktır.
-İşsizliği önleyecek politikalar hayata geçirilecektir. İş adamların yatırımları için uygulanabilir teşvik ve destek paketleri hayata geçirilecektir.
'Kürdistan denebilir'
Karamollaoğlu’nun sorulara yanıtları şöyle:
-“Birlikte nasıl yaşacağız”ın yolunu aramak, ayrılmaktan daha önemli.
-Bölünmenin, doğuracağı menfi hadiselerden dolayı taraftar değilim. Bu bizi zayıflatır.
-Bölgenin adı neden Kürdistan olmasın? Kürtlerin çoğunlukla yaşadığı bölgeye konulmasında itirazım olmaz.