Amy'siz geçen 1 yıl

Amy Winehouse geçen yıl bugün bir otel odasında ölü bulundu. Enfes şarkıları, yorumları, kayıtları kaldı ama 'Kim bilir daha nasıl şarkılar çıkardı?' diye de düşündürmeye devam ediyor.

cumhuriyet.com.tr

Amy Winehouse, Londra'nın kuzeyindeki Southgate semtinde, 14 Temmuz 1983 günü dünyaya geldi. Ailesi caza yönelmesinde etkili oldu. Winehouse'ın babası Mitchell taksi şoförü, annesi Janis (kızlık soyadı Seaton) eczacıdır. Bir ağabeyi vardır.[16] Mitchell, çocukluğunda Amy'ye sık sık Frank Sinatra şarkıları söylerdi.

Winehouse, dokuz yaşındayken büyükannesi Cynthia, Susi Earnshaw Tiyatro Okulu'na girmesini önerdi. On yaşındayken çocukluk arkadaşı Juliette Ashby ile Sweet 'n' Sour adında kısa ömürlü bir rap grubu kurdu. Tam zamanlı eğitim veren Sylvia Young Tiyatro Okulu'na başlamadan önceki dört yıl boyunca Earnshaw okuluna gitti ve bir iddiaya göre 'okul ve derslere ilgisi olmadığı' ve burnunda piercing olduğu için okuldan uzaklaştırıldı.

Sylvia Young Okulu'nda 1997'de The Fast Show'un bir bölümünde sahne aldı. Daha sonra, Selhurst, Croydon'daki BRIT Okulu, Southgate Okulu ve Ashmole Okulu'na gitti.

Winehouse'ın 2003'te çıkan ilk albümü Frank, başarılı satış grafiğinin yanısıra eleştirmenlerce de beğenildi ve Merkür Ödülü'ne aday gösterildi. Bir sonraki albümü olan ve 2006'da yayımlanan Back to Black ile En İyi Yeni Sanatçı, Yılın Kaydı, Yılın Şarkısı dahil olmak üzere altı dalda Grammy Ödülü'ne aday gösterildi ve beşini kazandı.

Böylece bir gecede en çok ödül kazanan kadın şarkıcı rekorunu kırdı ve beş Grammy kazanan ilk İngiliz şarkıcı oldu.14 Şubat 2007'de En İyi İngiliz Kadın Sanatçı dalında bir BRIT Ödülü kazandı, ayrıca En İyi İngiliz Albümü dalında aday gösterildi. Üç defa Ivor Novello Ödülleri'ne aday gösterildi: biri 2004'de 'Stronger Than Me' ile En İyi Çağdaş Şarkı (söz ve müzik) dalında, biri 2007'de 'Rehab' ile En İyi Çağdaş Şarkı dalında ve biri 2008'de 'Love Is a Losing Game' ile En İyi Söz ve Müzikli Şarkı dalında. Albüm, Birleşik Krallık'ta 2000'lerin en çok satan üçüncü albümü oldu.

Winehouse, zaman zaman önemli kadın müzisyenler, soul müziğin popülaritesinin artışında etkisi olanlar ve İngiliz müziğini yeniden canlandıranlar arasında gösterildi. Kendine has saç ve kıyafet stili, Karl Lagerfeld gibi moda tasarımcılarına ilham kaynağı oldu.

Amy Winehouse, ‘hayatını değiştiren adam’la yani eski kocası Blake Fielder-Civil’le, bilardo oynamaya gittiği bir barda tanıştı. İkili, 6 ay birlikte olduktan sonra, Blake Amy’yi terk etti. Bu ayrılık sonrasında kendini içkiye veren Amy, bulumia oldu ve aşırı zayıfladı. 2006’da babasının ısrarıyla uzman yardımı aldı. Kalbinin üzerine Blake’le ilgili bir dövme yaptıran Amy, tedavi gördüğü rehabilitasyon merkezindeki uzmanlara erkek arkadaşından koptuğu için bu halde olduğunu söyledi. Aynı yıl çıkan ve uluslararası bir şarkıcıya dönüşmesini sağlayan ‘Back To Black’ albümündeki ‘Rehab’ adlı şarkıda kendini anlatıyor gibiydi. Bir süre Alex adlı bir erkek arkadaşı oldu ama albümünün ABD ve Kanada turnesi sırasında, Blake’le yeniden görüşmeye başladı.

Şarkıcının uyuşturucu ve alkol bağımlılığı sorunları, 2007'den ölümüne kadar haberlerde düzenli olarak yer aldı. Boşandığı eşi Blake Fielder-Civil ile birliktelikleri esnasında çeşitli nedenlerle sık sık yasal sorunlar yaşadılar ve eşi kısa bir süreliğine hapse girdi. 2008'de Winehouse, kariyeri ve hayatını tehdit eden bir dizi sağlık sorunu ile karşı karşıya geldi.

Winehouse, Londra'daki evinde 23 Temmuz 2011 tarihinde ölü bulundu; polis, ölüm nedeninin henüz bilinmediğini açıkladı.Ailesi ve arkadaşları, 26 Temmuz 2011'de cenazesine katıldı. Daha sonra cesedi Golders Green Crematorium'da yakıldı.