Amerikan ligine Mersinli ortak

Türk işadamı Ersal Özdemir, Indy Eleven’ı kurarak ABD’de profesyonel spor takımı sahibi tek Türk oldu. Özdemir futbolun bu ülkedeki geleceğinden çok umutlu. Haklı olabilir çünkü Eleven’ın maçları kapalı gişe oynanıyor. O da yeni ve modern bir stat için girişimlere başladı bile…

Alp Ulagay/Cumhuriyet

Bundan üç yıl önce ABD’nin orta batısındaki Indianapolis’e Indy 500 otomobil yarışı için ayak bastığımda henüz adını duymamıştım Ersal Özdemir’in. Ayağına kadar gidip ıskalamışım Türk kökenli bu başarılı işadamını. Ama ne zaman ki Özdemir Indiana’da bir profesyonel futbol -Amerikalıların deyimiyle ‘soccer’- takımı kurmak için girişime başladı, o zaman adını duymakla kalmadım, her hamlesini uzaktan da olsa takibe aldım. 2013’te takımın kuruluşunu, Indy Eleven ismini almasını ve geçen yıl NASL ligine katılmasını ilgiyle izledim. 

Öyle ya 150 milyar dolarlık spor pazarına sahip ABD’de takım sahibi olabilmek başlı başına bir iş. Doğru, NASL en büyük futbol ligi değil. Ama ABD’de futbola giderek artan ilgi de ortada. Nihayet bu hafta Özdemir’i Indianapolis’teki ofisinde yakaladım ve uzun uzun konuşma fırsatı buldum. 

 

BURADA TAKIMLARA İŞ GÖZÜYLE BAKILIYOR

 

Özdemir lisede ve üniversitede hep futbol oynamış ama çok üst düzeye çıkamamış. Indianapolis’e yerleştikten sonra şehirdeki profesyonel takımları yakından izlemiş. “Indiana zaten sporla çok haşır neşir bir eyalet. Üniversite takımları çok kuvvetli. Ayrıca Amerikan futbolu takımı Colts ve NBA takımı Pacers var. Maçlarına hep giderim. Son 10 yılda ABD’de futbola ilgi de çok arttı. Ligler hızla gelişiyor. Eskiden beyzbol statlarında oynamak zorundaydı futbol takımları. Şu anda çeşitli şehirlerde 20’ye yakın yeni stat inşa ediliyor. Futbol burada geleceğin sporu. Bundan 10 yıl sonra ABD’de dünya çapında bir lig olacağına inanıyorum.” Peki ABD’de takım sahibi olmak kolay mı? Özdemir’e göre hele büyük liglerde yeni takım kurmak çok zor. “Burada takım sahibi olunca aynı zamanda lige de ortak oluyorsunuz. Takımlara da iş gözüyle bakılıyor. Ben de ligdeki takım sayısı çok artmadan bu işe girersek iyi olur diye düşündüm. Indiana eyaletinde de futbol takımı yoktu. Bu fırsatı değerlendirdim.”

 

TRİBÜNE GELENLERİN YÜZDE 40’I KADIN

Tabii fırsat değerlendirmek kolay değil Amerikan spor sisteminde. Özdemir, Indy Eleven’ı kurmadan önce teminat mektupları vermiş, lige katılım parası ödemiş. NASL yönetimi ligde devamlılık istediğinden bu teminatlar işin olmazsa olmazları. “Takımın bütün masraflarından ben sorumluyum. Henüz ikinci sezonumuz. Bu sebeple mali açıdan zarardayız. Ama yayın haklarının artması ve yeni stadın yapılmasıyla artıya geçeceğiz.”

Stat meselesini çok önemsiyor Özdemir. Bu konuda haklı da. Indy Eleven geçen yıl maç başına 10 bin 465 seyirciyle NASL’de en yüksek ortalamaya sahip takımdı. Bunu sağlamak için çok çalıştıklarını özellikle vurguluyor. “Doğrusu takımı kurduğumuz 2013’te iş başına getirdiğim pazarlama ekibi bir yıl boyunca bunun için uğraştı. Stadımız eski, bu sebeple biletlerimiz çok pahalı değil. Bunun 7 bin kadarı da sezonluk bilet sahibi. Seyircimizin yüzde 40’ı kadın, yüzde 75’i de 18-44 yaş grubunda. Zaten ABD’de farklı bir spor kültürü var. Ailece maçlara gitme adeti yaygın.”

Bu potansiyeli görünce Indy Eleven yönetimi daha yüksek kapasiteli bir stadyum için harekete geçti. Bu yıl Indiana eyalet meclisi ve senatosunda görüşülen konulardan biriydi. İkisinden de olumlu görüşler çıkmasına rağmen kanun metninde tam anlaşma olmayınca 75 milyon dolara mal olacak 18 bin kişi kapasiteli yeni stadyumun inşası 2016’ya kaldı. 

 

TÜRK OYUNCUNUN BİZE FAYDASI YOK

Indy Eleven’da geçen sezondan beri Beşiktaş’ın eski oyuncusu Brezilyalı Kleberson da forma giyiyor. Kleberson geçen yıl takımını final maçlarına taşıyamadı ama nisanda başlayan 2015 sezonunda Indy Eleven henüz yenilgisiz. Onun dışında kadroda iki Honduraslı, bir Makedon, bir Jamaikalı ve bir Brezilyalı futbolcu daha var. Peki ya bir Türk oyuncu? “İleride Türk oyuncu alabiliriz, neden olmasın? Ama burada büyük bir Türk nüfusu yaşamadığından, almanın şu an için faydası yok. Buna karşılık Güney Amerika ve Orta Amerika’dan çok daha ucuza oyuncu bulabiliyoruz. Kültürel açıdan da bu oyuncuların uyum sağlaması daha kolay. Çünkü İspanyolca konuşan nüfus çok yüksek. Ama Türkiye’den takımların buraya kamp yapmaya gelmesini çok isteriz.”

Özdemir’in bundan sonraki spor projesi ise kadınlara yönelik. “Evde iki küçük kızım var. Onların tek konuştuğu spor da futbol. ABD’de özellikle genç kızlar arasında futbol çok yaygın. İleride Indianapolis’te bir profesyonel kadın takımı da kurmak istiyorum.” 

 

Cumhuriyetçilerin adayıydı

Ersal Özdemir (41) Mersin doğumlu. Liseden sonra ABD’de, Indiana eyaletindeki Purdue Üniversitesi’nde okudu ve 1997’de inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Aynı yıl Indianapolis’te kendi müteahhitlik şirketi Keystone’u kurdu ve o günden bu yana birçok projeyi hayata geçirdi. Aynı zamanda ABD vatandaşı da olan Özdemir 2008 ve 2012 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti delegesiydi.

 

ABD’de takım kuran ilk Türkler

ABD’deki ilk yükselişi sırasında Warner grubunun yöneticileri Ahmet ve Nasuhi Ertegün, 1970’te efsanevi New York Cosmos takımın kurdu. Cosmos rakiplerine göre dev bütçesi ve Pele, Beckenbauer, Chinaglia, Carlos Alberto gibi yıldızlarla ligi kasıp kavurdu. Bu dengesizlik sebebiyle o zamanki NASL’in 1984’teki iflasına da sebep oldu.