Ambulansın bile en kötüsü Silivri için seçilmiş
CHP Cezaevi Komisyonu Prof. Dr. Alemdaroğlu’nu hastanede ziyaret etti. Alemdaroğlu, "Hastaneye sevk işkence. En berbat ambulanslar Silivri Cezaevi'nde" dedi.
Ayşe Sayın / CumhuriyetCHP Cezaevi Komisyonu üyelerinin ziyaret ettiği Ergenekon davası tutukluları, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve “adil yargılama” ile kendilerine “derhal tahliye” yolunun açılmasını istedi. CHP’lileri, 31 Ocak’ta geçirdiği baygınlık sonrasında Silivri Devlet Hastanesi’nde kolunda serum şişesi ile karşılayan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 2-3 gün ateşinin 40 derecelerde seyrettiğini belirtirken, hastaneye sevk sürecini, “Koğuşlardan sedye ile tekerlekli sandalye ile sevk aracına, arabaya gitmek apayrı bir işkence. Hele hapishanelerden ambulanslarla sevk bir ölüm. Tangır tungur, takır tukur. Soğuk. Türkiye’nin en berbat, en kötü ambulansları özellikle Silivri Cezaevi’ne verilmiş” diye anlattı.
CHP Cezaevi Komisyonu üyesi milletvekilleri Nurettin Demir, Veli Ağbaba ve Muharrem Işık, 3 Şubat’ta Kemal Alemdaroğlu, Fatih Hilmioğlu, gazeteci Tuncay Özkan, A. Can Erenoğlu, Hasan Ataman Yıldırım ve Suat Aykın’ı ziyaret ettiler. Komisyon üyelerinin görüşme notları ve izlenimleri şöyle:
Kemal Alemdaroğlu: 7 aydır hâlâ gerekçe yazılamadı. Yazılabileceğini de sanmıyorum. Sahtelikler bin kez milyon kez kanıtlandı. Davanın dayanağı hemen hemen tek maddi kanıtı da yani CD’nin de sahteliği ortaya çıktı. Daha ne ilginç ve şaşırtan olaylar oldu. İfadelerimizin üstüne eklemler oldu. Söylemim şudur; ÖYM kalksın. Normal ağır ceza mahkemelerinde adil yargılama tesis edilir. Ben buna inanıyorum. Pek çok arkadaşımız bunu istiyor. Özellikle katalog suçlar var ki normal koşullarda ve yargılama sürecinde ceza bile gerekmiyor. Sabih Kanadoğlu’nun önerdiği çözüm yolu kuşku ve endişelerle dolu. Yargıtay’da 160 blok oy var. Nasıl bir sonuç çıkar? Endişeliyim. Burası Türkiye! Genelkurmay Başkanı’nın koruduğu subaylar ve tutukluların yüzde 95’i beraat etti. Geri kalan yüzde 5’i de tutuksuz yargılanıyor. Yargıtay Genel Kurulu tehlikeli ve riskli. Yüksek mahkeme hiç güven vermiyor. Demokratikleşme paketi için pazarlık payı olmak istemiyoruz.
Fatih Hilmioğlu: (Yorgun ve uykusuz.) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden alınan iki rapora ek yeni bir rapor istediler. Çapa Tıp Fakültesi’ne gittik geldik. Tetkikler ve muayeneler yapıldı. Heyet yeni bir rapor yazıyor. Bizimle top gibi oynuyorlar. Bizi diri diri mezara gömmek istiyorlar. Hekimler özgür iradeleriyle mesleklerini yapamıyorlar. Uzun tutukluluk; öldüresiye yargılamak, ölümüne tutuklamak demektir. Tutuklama ile ilgili yeni çalışma yapıyorlar. Umarım sağlıklı bir sonuç çıkar. 1 yıl + 6 ay, ağır ceza suçlarında buna uygun olmalı; 2 yıl+1 yıl gibi. Bazı söylentiler var; 2+3 yıl gibi. Eki aslından uzun olmamalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin “5 yıl kararı” ivedilikle uygulanmalıdır. Normal çözüm, derhal tahliye ve adil yargılama koşullarının sağlanmasıdır.
Hasan Ataman Yıldırım: ‘Hükümlü tutuklu’ konusu çok onur kırıcı. Bu konunun üzerinde durulmalıdır. TMK 10’a ek 2. maddenin kaldırılması ile ilgili tartışmalarla ilgili olarak; hastalar derhal serbest bırakılmalıdır. Fatih Hilmioğlu duruşmalarda tel tel terliyor, durumu, psikolojisi çok bozuk. Derin bir depresyonda olduğunu anlamak için hekim olmaya gerek yok. Hekimler, heyetler, Adli Tıp, AYM üyeleri ve Cumhurbaşkanı bunu görmelidir. Kurum yani Silivri hapishanesi koşulları çok kötü. Önce fiziki özellikleri, sonra psikolojisini bozuyor. Önce çürütüyor sonra öldürüyor. Bir başka ağır hasta Levent Ersöz. Tüm bu kumpaslar ve düzmece davalar PKK ve KCK’yi kurtarmak için tezgâhlandı.
Tuncay Özkan: Silivri Hapishanesi hasta dolu… Yalçın Küçük daha yeni katarakt operasyonu geçirdi. 75 yaşında. Retina sorunu var. Fatih Hilmioğlu, karaciğer sorununu biliyorsunuz. Adamla top gibi oynuyorlar. Hoca sabaha dek duvarla konuşuyor. Duvarda oğlunun resmi var. Ağır bir depresyon geçiriyor. Sesi kesilince ne oldu diye meraklanıyorum. Sürekli konuşunca da dikkatini dağıtmak için yanına gidiyorum. ‘Öyle olmaz böyle olur’ diye sohbet ediyorum. Neredeyse Cem Yılmaz oldum. Benim ağır sorumluluğum var. Sürekli tetikteyim. Sürekli kulağım onda… Ben tek başıma yetemiyorum. Ancak tarihi ve insani sorumluluğum var. Levent Ersöz hastalıklar kütüphanesi sanki. Yarı ölü... Adil yargılama sağlanmalıdır. AİHM başvurumuzu mahkeme kabul etti. Ben Susurluk olayını ve belgelerini ortaya çıkardığımdan ve tümüyle yasal olan Cumhuriyet mitinglerini düzenleyicisi olarak, intikam alınmak için buradayım. Susurluk nedeniyle yargılandım ve beraat ettim. Yeşil’i ben ortaya çıkardım diye oluyor bunlar. Beraat ettiğim davadan 16 yıl hüküm yedim. Sorgulamalarımda tekrar tekrar sordular ‘Alevi misin?’ diye. Her seferinde ‘Alevi değilim ama şimdiden sonra Aleviyim’ dedim. Erzincanlıyım, bir çiftçi çocuğuyum. Bu Cumhuriyet sayesinde okudum, bugünlere geldim. Üstümde malım yok mülküm yok. Sadece ülke sevdalısıyım. Nedir bu intikam duygusu? Bitmeyen kin!
Suat Aykın: Mehmet Haberal hocayla 2 yıl aynı koğuşta kaldık. 312’den yargılananlara yeni bir fırsat verilebilir. Yeniden yapılandırılırken ‘hükmün ertelenmesi’ sağlanabilir. TBMM yani yasama bunu süratle çözebilir. Bir yol bulunabilir. Tam bir tiyatro, senaryo dedik ya, nedir bu davaların maddi kanıtı, bir CD, bir HD ve bir de flash bellek. Hazırlanmış ya bu senaryo, dışarda kurgulanmış. Yazılmış senaryo. Yüklenmiş CD’lere. Açıyorsun bakıyorsun, darbeyi başta denizciler ve karacılar yapıyor. Nasıl olur, havacılar olmadan nasıl yapılır darbe diyorsun? Hemen bir flash disk kurgulanıyor. Daha neler neler. CD, HD’lerin sonradan yüklendiği de kanıtlandı. Ne olacak şimdi. Nasıl yazacaklar gerekçeleri?
A. Can Erenoğlu: Buradan soruyorum. Hanefi Avcı belki yanıt verebilir. Hanefi Avcı askeri savcılığa verdiği ifadede Genelkurmay Başkanlığı’ndaki imamın ismini vermiş. Bu isim kimdir? Emniyetteki imamın ismi Öztürk deniliyor. Sahi Yargıtay’ın imamı kim? Yeniden yargılanmaya karşıyız. Bizim suçumuz yok. Suç yok. Bu suçlamaları yapanlar er geç hesap vermelidir.