‘Amaç geçmişimize gelecek sağlamak’

Aslında basın toplantısına gitmemin nedeni, sizleri 18-20 Mart arasında İstanbul’da 5.’si açılacak olan “Heritage İstanbul” Restorasyon, Arkeoloji, Müzecilik Teknolojileri Fuarı ve Konferansı konusunda bilgilendirmek ve oraya gitmenizi önermekti ama toplantı Arkeoloji Müzesi’nin kütüphanesinde gerçekleştirilince fikrim değişti! Müzenin restorasyonu taze bitmiş, güzel olmuş ve inanın, gittiğim ülkelerde bu kadar müze gezen biri olarak diyorum ki, bizim müzemiz de bir harika, önce oraya gidin! Ama bilet fiyatları uçmuş, sonra bana kızmayın.

Yazgülü Aldoğan

Fuara gelince, anlatılanları dinledikten sonra ilk sorum şuydu: Bu fuar sadece müze restorasyonu, müzecilik ve arkeolojiyle profesyonel olarak ilgilenenlere mi hitap eder, yoksa kültüre, arkeolojiye meraklı insanların da ilgisini çeker mi? Yoksa herkes niye gitsin değil mi? Sadece bilimsel değil, sıradan bir kültür gezisi meraklısı seyyahın da ilgisini çekecek konuşmalar, sergiler ve hatta uygulamalar varmış ki örneğin kerpiç duvar ya da rasta nasıl yapılır öğreneceksiniz! Popülarize edilmiş arkeoloji teknolojisi mi desem? Bu yıl Patara yılı ilan edildi malum, örneğin kazı başkanı Havva İşkan tarafından Patara sunumu bile olacakmış. 

Cam üfleme’den Sultanahmet Camii ve Kapalıçarşı çatı restorasyonu ile ilgili 3 boyutlu görsellerle rölöve teknikleri de cabası.  Toplam 130 standın 35’i yabancı, 20 yabancı konuşmacı da var, etkinlikler bölümü çok geniş ve heyecanlı; Antalya’da bulunan dünyanın en eski su batağından Bodrum’daki lahte, Hitit kazılarına kadar pek çok yeni bulgu anlatılacak. Ve hatta define kazılarına kadar. Toplantının konuşmacılarından 40 yıllık arkeolog Nezih Başgelen, “Geçmişe gelecek sağlamak” olarak açıklıyor fuarın amacını. Türkiye’nin neolitik dönem açısından çok önemli olduğunu, son kazılarla Mardin Dargeçit’te Göbeklitepe’den daha eski bir uygarlık bulunduğunu, Roma dönemi kazıları çerçevesinde Kibura kazılarında da müthiş eserler ortaya çıktığını anlatırken bir tehlikeye de dikkat çekiyor: Maalesef yaşadığımız coğrafyada bir zenginliği yeni keşfederken defineci mantığının yaptığı ciddi tahribat yüzünden bulamadıklarımızı kaybetmek üzereyiz. 

Bu konuya önemli bir panel ayırdık. Bodrum’da çok önemli bir lahtin üstündeki evi kiralayıp içinde taşınabilecek ne varsa çalmışlar; iş ortaya çıktığında bir tek lahit kalmıştı!” Sadece çalmak değil, defineciler tahrip ediyor, kırıyor, parçalıyor. Tıpkı bir zamanlar Batı’nın arkeologlarının gelip, bizim padişahların taş toprak, kaya diye götürmelerine izin verdiği tarihi değerlerimizi yağmalayıp, kırıp parçalayıp kendi ülkelerindeki müzelere götürdükleri gibi. 

Ünlü mimar Cengiz Bektaş da şu sıralar Muğla’da Bölge Müzesi inşa ettiğini anlatırken “Yüz yıl önce ülkemizden her şeyi koparıp götürdüler, ben onların ne yaptığına bakıp müze yapacaksam Vah bana, Londra’da Kırk Haramiler Deposu gibi” diye dile getiriyor kızgınlığını. Kuzguncuk’ta yaptıklarını ise saray kültürü değil, İstanbul’da yaşama kültürü diye özetliyor. Cengiz Bektaş’ın fuarda 20 Mart günü öğleden sonra bu konuda bir sunumu olacak. 

Fuara Kültür ve Turizm Bakanlığı da destek veriyor ve katılan yabancı konukları restorasyonu yapılan tarihi eserlere inceleme gezisine götürüyor. Kültür ve arkeoloji meraklıları 18-20 Mart arasında Heritage Fuarı’nı Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda izleyebilir.