Altan Öymen ve Hüsamettin Cindoruk, Boğaziçi protestolarını değerlendirdi
Altan Öymen ve Hüsamettin Cindoruk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da “terörist” ilan ettiği öğrencilerin durumunu Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Leyla KılıçEski CHP Genel Başkanı Altan Öymen ve eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu’ya karşı eylem yapan öğrencilere yönelik iktidar kanadından yapılan baskıcı uygulamalar ve nefret söylemlerine tepki gösterdi. Öymen ve Cindoruk, “Esas sebepler, Türkiye’nin anayasal bir devlet olmaktan çıkışıdır, parlamenter demokrasinin ortadan kaldırılışıdır” dedi.
‘ŞAHSİLİK YOK SAYILIYOR’
İktidarın üniversitelere yönelik baskı girişimlerinin Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin ilk döneminde de görüldüğünü kaydeden Altan Öymen, 1946’da üniversitelerin özerk olduğunu aktararak “1950’li yılların ikinci yarısında, demokrasiye geçiş sürecindeki geri dönüşler ve bunun sonucu olan sarsıntılar başlayınca, üniversitelerin o düzenine de müdahaleler başladı. Daha sonraki talihsiz olaylardan sonra, halkoyuyla kabul edilen yeni anayasaya göre üniversitelerin özerkliği yeniden sağlandı. Üniversitelerin yönetimleri gene seçimle oluşturuluyordu. Ancak daha sonraki askeri ve sivil yönetim dönemlerinde o düzeni de bozan anayasa ve yasa değişiklikleri yaşandı. Sonra da bugünkü yönetimlerin nedeni olan demokrasi dışı uygulamalar ortaya çıktı. Bugünkü Boğaziçi olayının nedeni o uygulamaların sonuçlarından biridir” dedi. Öymen, Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere ilişkin, “Osman Kavala denilen, adeta Soros’un temsilcisi olan kişinin karısı da provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” diyerek Ayşe Buğra’yı hedef almasını da eleştirdi.
Öymen, “Bu yaptıkları, hukukun binlerce yıl öncesinden beri en temel ilkelerinden birini, ‘suçun şahsiliği’ ilkesini yok saymaktır. Kaldı ki bugünkü örnekte ‘suçludur’ diye itham edilen değerli insanın da suçsuz olduğu, hem ulusal hem de Türkiye’nin yetkisini kabul ettiği uluslararası mahkeme kararlarıyla ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
‘İKTİDAR YÖNLENDİRİYOR’
“Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylar siyasi iktidar tarafından yönlendirilmiş siyaset tartışmasıdır” diyen Cindoruk, “Bu, Türkiye’nin yönetim tarzının bir sonucudur. Biz sonuçları tartışıyoruz, esas sebepleri tartışmıyoruz. Sebep; Türkiye’nin anayasal bir devlet olmaktan çıkışıdır, parlamenter demokrasinin ortadan kaldırılışıdır. Yani kurucu iktidarın iradesi ortadan kaldırılıp başkanlık sistemine geçildikten sonra bu olayların oluşunu hukuksal değil, siyasal buluyorum” dedi.
Kullanılan nefret söylemlerinin Türkiye’nin gençlerinde büyük yara açacağını belirten Cindoruk şunları kaydetti: “Türkiye’nin en büyük yarası bugünkü iktidardır. Rektör ataması yapan siyasi iktidar, olayları yaratan siyasi iktidar... Bunları yaparken sonuçlarını hesaplayarak yapıyor. Bu sonuçların çocuklarımızın üzerinde kalmasına üzülüyorum.” Erdoğan’ın Ayşe Buğra’yı hedef almasına ilişkin ise Cindoruk, “Ayşe Buğra’ya söylenen ifadelere de üzülüyorum. Tarık Buğra benim gençliğimde en çok saydığım ve sevdiğim isimlerdendi. Onun kızının, eşi üzerinden aşağılanmasına çok üzüldüm. Tarık Buğra’nın ‘İbiş’in Rüyası’ kitabını okursanız Buğra’nın bugünlere ışık tuttuğunu görürsünüz” ifadelerini kullandı.