Alo Fatih'in Yeşilçam filmi gibi hikayesi
Fatih Saraç’ın 90’larda mütevazi bir işyerinden 20 yıl sonra Alo Fatih’e dönüşen büyük değişimini eski yakın arkadaşı ve mali müşaviri anlattı..
Erdem Gül / Cumhuriyet
Milli Gazete’de köşe yazarı olan Şama, eski yakın dava arkadaşı Saraç’ın 90’larda başlayan ve bugün “Alo Fatih”e dönüşen öyküsünü Cumhuriyet’e şöyle anlattı:
Az ama helal kazanıyordu: 90’lı yılların başı. 1992, 93. Fatih Saraç’ın Maslak’ta çizgi film üreten küçük bir atölyesi vardı. Mütevazı bir işyeri vardı. Ben de mali müşavirliklerini yapıyordum. Fatih Saraç, belki az kazanıyordu ama hem davasına katkı sağlıyor, hem de helalinden kazanıyordu. Mutlu bir yaşantısı vardı.
Babası Emin Hoca: Babası ve hepimizin hocası Muhterem Emin Saraç’ın öğütlerine uyuyorduk. Fatih de, biz de Emin Saraç Hocamızın sözlerinden çıkmamaya özen gösterirdik.
Arap sermayesinin peşindeydi: Hatırladığım kadarıyla Fatih Saraç, o dönemlerde bir Arap sermayesinin peşindeydi. O Arap sermayesini getirmekten söz ederdi. Tam o sıralarda Cüneyd Zapsu ile tanıştı. Fatih Saraç’ın değişimi, şimdiki geldiği yola girmesi, büyümesi de bu tanışıklıkla başlar. Daha sonra zaten BİM kuruldu. Ve işleri büyüttüler.
Reis(Erdoğan) başkan olunca: Başlangıçta Tayyip Erdoğan’la çok yakınlıkları yoktu. O dönemde Tayyip Bey’le tanıştırıldı. Ama ardından 1994’de ‘Reis’ diye ifade ettiğimiz Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca tanışıklıkları ve yakınlıkları çok arttı.
Reis’in etrafındakiler değişti: Reis’in etrafındaki halka değişmeye başladığında Fatih Saraç’ın daha yakınlara sokulur olduğunu gözlemliyorduk. Arap sermayesinin süpermarket yoluyla Türkiye’ye girme hazırlığında olduğu dönemlerdi. Reis’in etrafının değişmesinde Zapsu’nun büyük rolü oldu. Daha sonra bu ilişkiler bugünlere kadar devam etti gitti.
Eski mahallesine selam vermez oldu: Sonra zaten çevreler değişti, onlar eski mahallesi olan bizimle selamı sabahı kesti. Eski çok yakın arkadaşı olarak beni de aramaz oldu. O aramayınca ben de aramadım. Senelerce beraber koşturduğumuz arkadaşımız bizi aramayınca ben niye arayayım.
Ezikliği içimizi sızlattı: Seneler sonra bugünlerde Mehmet Fatih Saraç, hiç hoş olmayan bir tarzda gündeme geldi. Gördük ki Sayın Başbakan onu, bir yandaş medya grubunun başına oturtmuş. İkide bir arayıp, emir, fırça, nasihat karışımı talimatlar veriyor. Gözlerimize kulaklarımıza inanamadık, aynı türden fırça karışımı talimatları danışmanlar da veriyor. Sanırız bakanlar, müsteşarlar ve parti büyükleri de aynı şekilde arayıp talimatlar veriyorlardır. Eski arkadaşım Fatih Saraç’ın karşılıklı konuşmalardaki tutumu gerçekten içimizi sızlattı. Eziliyor, büzülüyor, ıkınıyor, sıkılıyor.
Tüyü bitmemiş yetimler: Fatih Saraç’ın içinde bulunduğu durumun daha ileri safhalarında tüyü bitmemiş yetim ve öbür dünya boyutunu düşündükçe sıkıntıdan gözlerine asla uyku girmediğini de tahmin edebiliyoruz. Bu kritik noktada eski arkadaşımızın yeniden bir nefis muhasebesi yapacağını düşünmekteyiz. Kendisine bu yolda çağrı yapıyoruz.