'Allah' vurgulu anayasa geliyor
Abdülkadir Selvi’nin, “Yeni anayasada İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak” içerikli yazısı, Kahraman’ın sözlerinin ardından yeni bir tartışma daha yarattı. Partide oluşturulan anayasa komisyonunda bir akademisyen üye, Alman Anayasası’nın “Allah’ın adıyla başladığını” belirterek, başlangıç bölümünün bu şekilde yazılmasını önerdi. Ancak bu öneri kabul görmedi.
Emine KaplanHürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi’nin, AKP’nin yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak “Kapsayıcı ve kuşatıcı bir başlangıç kısmı olacak. İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak. Başlangıç bölümünde milletimizin birlik ve bütünlüğünün simgesi olan değerlere vurgu yapılacak. Şeyh Edebali, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Ahmed-i Hani ve Atatürk, milletin birlik ve beraberliğinin simgesi olarak başlangıç bölümünde yer alacaklar” içerikli yazısı, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “Dindar anayasa olmalıdır” sözlerinin ardından yeni bir tartışma daha yarattı.
Partide oluşturulan Anayasa Komisyonu’nun bazı üyeleri, bu yönde bir karar olmadığını belirtti. Bir üye, komisyonun çalışmaları sırasında komisyona dışardan çağrılan bir akademisyenin “Alman Anayasası, Allah’ın adıyla başlıyor. Yeni anayasanın başlangıç bölümünü biz de bu şekilde düzenlemeliyiz” önerisini getirdiğini, ancak bu önerinin kabul edilmediğini söyledi.
Alman Anayasası
Alman Anayasası’nın önsözü, “Tanrı ve insanlar karşısındaki sorumluluğunun bilincinde olan, birleşmiş bir Avrupa’nın eşit haklara sahip bir üyesi olarak, dünya barışına hizmet etmek emeliyle beslenerek özgür iradesiyle haraket eden Alman milleti, kendi anayasa yapma yetkisine dayanarak işbu anayasayı kabul etmiştir” tümcesiyle başlıyor.
Kafalar karışık
Yeni anayasanın başlangıç bölümüyle ilgili komisyon üyeleri arasında görüş ayrılığı var. Bazı üyeler, yeni anayasada başlangıç bölümüne gerek olmadığını belirtirken, bazıları da “olmalı’ diyor. Başlangıç bölümün olmasını isteyenler de kendi aralarında ikiye bölünüyor. Bazıları başlangıç bölümünün anayasa metninden sayılmaması gerektiğini düşünürken, diğerleri ise ‘sayılsın’ görüşünü ifade ediyor. Komisyonda Erdoğan ve Davutoğlu’na yakın ekipler arasında bazı konularda görüş birliği bulunmaması ve güven sorunu oluşması nedeniyle sıkıntı yaşandığı dile getiriliyor.