Alkole karşı savaşın ‘baltalı ilahı’
Alkol karşıtı bir eylemci olmasında kendisini ve çocuklarını terk eden ilk eşinin etkisi vardı.
Mustafa Kemal ErdemolAlkole karşı verdiği “savaşı” cihat olarak adlandıranlar bile var. Tepkide aşırılık deyince herhalde akla gelen ilk isim odur. Mücadele etmenin onca yolu varken alkole olan karşıtlığını “küçük çaplı bir terör”e dönüştürdüğü için gittiği her yerde, başta güvenlik güçleri olmak üzere herkesin korktuğu, çekindiği birine dönüşmüştü.
Carrie Nation çok ama çok ilginç bir kadındı. Alkolün aile kurumunu dağıttığını dolayısıyla kadınları mağdur ettiğini savunurken aslında bu mücadelesinin kendisine “Tanrı tarafından yüklenen bir misyon” olduğunu söylerdi. Kadınların yavaş yavaş da olsa erkeklerle eşit haklar için seslerini çıkarttığı bir dönemde, kadınlar için asıl sorunun alkol olduğuna inanması tuhaf görülebilir ama Nation, alkol ve tütün ile diğer uyuşturucuların yasaklanması mücadelesine ek olarak kadınlara oy hakkı verilmesi için reform çağrıları da yaptı. Ama alkole karşı o tuhaf mücadele yöntemi bu çağrıların önüne geçti ne yazık ki.
Camı çerçeveyi indirir
Neydi o “tuhaf” mücadele yöntemi denirse, söyleyeyim; eline baltasını alır, hedeflediği bara, meyhaneye saldırır, camı çerçeveyi indirirdi. Ünlü olmasına yol açan ilk eylemi Kansas’ın Wichita kasabasındaki Carey Hotel’in barını baltayla paramparça edip binlerce dolarlık hasara yol açmasıdır. Bu eylem yüzünden tutuklanıp kodese atılmasından sonra ülke çapında tanınır olmuştur.
Aslında alkole takıklığının anlaşılabilir bir tarafı da vardır kuşkusuz. 1846 yılında Carry Amelia Moore adıyla Kentucky’de doğan Nation’un tüm ömrü boyunca bir alkol düşmanı kesilmesinde ilk eşi Charles Goyd’un kendisini ve çocuklarını alkol yüzünden terk etmesinin etkili olduğu söylenir.
Dava arkadaşı
İkinci eşi David Nation, dava arkadaşı da olmuştur aynı zamanda. Hem avukat hem de vaizdi. Carry de kocası David de sıkı Hıristiyandılar. David ile evlendikten sonra yerleştiği Kansas’ta, 1874’de Hıristiyan Kadınlar İstikrar Birliği’ni (WCTU) kurdu Carry Nation. Kuruluş nedeni belli: Alkolün ailelere verdiği zararın önüne geçmek”.
1880’de Kansas, alkolün üretimini ve satışını yasaklayan ilk eyalet (devlet) oldu ama pek etkili olduğu söylenemez. Pek çok salon sahibi yasağı takmadı yani. Nation’un WCTU’nun şiddetten uzak politikasını değiştirmesine yol açan gelişme aslında budur. İşte şu sözünü ettiğim Carey Hotel barı baskını bu politika değişikliğinin ilk ilanı olmuştur.
Nasıl para topluyordu peki?
Valla bu da ayrı bir güzelliktir. “Eli baltalı kadın” olarak tanınmasından asla rahatsızlık duymayan Nation, WCTU’ya gelir sağlamak için küçük el baltaları satardı. Hayli de satmış, örgütünün kasasını doldurabilmiştir. Ha bir de baltasıyla gerçekleştirdiği eylemlerde kırıp döktüğü mekânların parasını yine balta satışından çıkarırdı.
Köle sahibi çiftçi bir aileden gelmiştir. Köleliğe de keşke alkole olduğu kadar “şiddetle” karşı çıksaydı diye düşünüyorum ama bilemeyiz tabii ki durumu. İlk eşinin alkol kaynaklı sorunlarının yaşattıkları çok büyük olmalı ki yaşamının amacı yapmış alkol karşıtlığını.
Toplumsal duyarlılık arttıkça, sıkı bir dindar olmasına rağmen, o duyarlılığa katılmakta hiç tereddüt etmediğne göre, belki yaşadığı dönemde köleliğe karşı hareketlerin pek cılız olması bu dramla mücadele etmeyi akıl etmemesine yol açmıştır. Kim bilir?
“Kışkırtıcılık, barış ortamını zedeleme, toplum huzurunu kaçırma” gibi suçlamalarla defalarca hapiste yattı. Baltayla kırıp dökme yöntemi pek benimsenmese de alkol karşıtlarının gelmiş geçmiş en büyük lideri oldu.
Yol ve dava arkadaşı ikinci eşinden de ayrıldıktan sonra, biraz da sakinleştiği bir dönemdir bu, tüm ülke çapında turlara çıkıp konferanslar verdi. Bu yolla kazandığı parayla aldığı çiftliğini adeta bir okula çevirdi. Bu “okul” alkole karşı mücadele verenlerin mutlaka “öğrenci” olduğu bir okula dönüştü.
Yaşadığı dönemde meyhanelerin, barların çoğunun kapısında, Carrie’nin “ulus” anlamına gelen soyadından yola çıkılarak, şu yazılıydı şakayla karışık: All nations welcome... Except Carrie (Bütün uluslar kabulümüzdür...Carrie hariç).
1911’de öldü. Keşke 16 Ocak 1920’de yürürlüğe giren alkol yasağını görebilseydi. Kimilerine göre “bozguncu”, “tedhişçi”ydi.
Bir kesimin gözünde ise “baltalı ilah”.