ALİKEV’e destek olduğu için işine son verilmişti... Turkcell’den skandal savunma: 'Duyumla attık'

ALİKEV’e destek olduğu için işten atılan Fizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Merdoğlu’nun açtığı davada Turkcell’den skandal savunma.

Seyhan Avşar

TMMOB Fizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Alper Merdoğlu, Ali İsmail Korkmaz Vakfı’na (ALİKEV) destek olduğu için işten çıkarıldığı Turkcell’e açtığı davayı kazandı. Turkcell, Anadolu Adliyesi 8. İş Mahkemesi’nde dün görülen davada skandal bir savunmaya imza attı. Şirketin mahkemeye sunduğu dilekçede, “Turkcell’in içinde bulunduğu bilişim sektörünün stratejik önemi ve iletişim işinin kamu hizmeti vasfı olması dolayısıyla, hakkında alınan çeşitli duyumlar doğrultusunda şüphe bulunmuş ve şirketle olan güven ilişkisi zedelenmiştir” denildi. İlk duruşmada işine iade edilen Merdoğlu ile işine son verilmesinin ardından yaşadıklarını ve mahkeme kararını konuştuk.

- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

17 yıldır aralıksız çalışan, hayatının büyük bir kısmı iş olan bir mühendisim, plaza çalışanıyım. Sosyal alanı boş bırakmadan hayatın içinde kendimce anlamlı bir yer tutmaya gayret ettim. TMMOB’ye branşım ve birikimim çerçevesinde katkı sunmaya çalıştım. Turkcell’de ise 12 yıl çalıştım. Şirketin yüzme takımındaydım. Şirketler arası yarışmalarda bir sürü madalya kazandık. Aslında bakarsanız son ana kadar güzel bir hikaye gibi görünüyor.

- Son anda neler oldu?

Ülkenin içinde olduğu koşullarda artık işini iyi yapmak değil, kimlik, taraf, aidiyet gibi kavramlar öne çıkıyor. Her şeyin çok iyi gittiğini düşünürken o kritik soruyla mukakkak karşılaşıyorsunuz: “Bizden misin değil misin?” İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçmek ve olanağı kısıtlı olan gençlerin eğitimine ve toplumsal barışa dikkat çekmek için yapılan bir işe kim ne diyebilir ki? Ama kampanyaya Ali İsmail Korkmaz ismini ekleyince sonuç böyle oluyor.

- Muhalif olduğunuz için böyle bir sonuçla karşılaşacağınız aklınıza gelir miydi?

Evet muhalifim. Ama yaptığım işle politik tercihlerim arasında hiçbir ilişki yok. Dolayısıyla muhalif kimliğimin temelini oluşturan barış, demokrasi ve özgürlükten yana olan düşüncelerimi saklamadan hayatın içinde durmaya çalışıyorum. Gezi Parkı eylemleri sırasında yargılandım ve beraat ettim. Daha mutlu bir Türkiye istiyoruz fakat bunu istemenin de bedelleri var.

- İşten çıkarılma sürecini anlatır mısınız?

Son yıllarda şirketin değişen çehresi ve yönetim anlayışı sonucunda benzer işten çıkarmalar olmaya başlamıştı. Bu durumun çalışanlar üzerinde içe kapanma, yalnızlaşma ve daha fazla gizlenme gibi etkileri oldu. Hatta çoğu kişi bu yeni yönetimle çalışmayı istemediği için istifa etti. Ben neysem olduğum gibi devam ettim. İşten atarken hiçbir hakkımı vermediler. Sözü dolandırmadan söyleyim, demek ki düşman olarak görüyorlar.

- Şu an zamanınız nasıl geçiyor?

Uzun bir seyahate çıksam diye düşlerdim. Biraz bunu gerçekleştirmeye çalıştım. Ailemle daha çok vakit geçirdim. Örneğin Likya yolunu yürüdüm, yaklaşık bir ayım dağlarda geçti. Diğer yandan TMMOB’deki görevim zaten devam ediyor ve bu görevimi birçok şeyden daha fazla önemsiyorum.

- Mahkemenin işe iade kararını bekliyor muydunuz?

Haklılığım konusunda da kimsede bir tereddüt olduğunu düşünmüyorum. Buna bence Turkcell avukatları da dahil. Şirket yönetimi kendilerini oraya getirenlerin gözüne girmek ve diğer çalışanlara göz dağı vermek için beni attı. Turkcell’in duruşmadan önce gönderdiği cevap dilekçesiyle duruşmadan bu sonucun çıkacağı belliydi. Dilekçede “Aldığımız duyum üzerine işten çıkardık” benzeri gayri ciddi açıklamalar yazmışlar. Ben bu sonucu dayanışmanın ürünü olarak görüyorum. Bunun ötesinde insanlar Ali İsmail Korkmaz’ın güzel hatırasına sahip çıkmak için orada benimle birlikteydiler. Bizim çabalarımız da onun bize bıraktığı hatıraya, artık zihnimize kazınmış olan tertemiz yüzüne armağan olsun.

- Sizce Turkcell şimdi ne yapacak?

Turkcell’in karara uymasını ve işe iadeyi kabul etmesini bekliyorum. Böyle bir yaklaşımın toplumsal barış ve hukukun üstünlüğünü tanıma adına çok güzel bir tavır olacağını düşünüyorum. Umarım bu fırsatı görürler, önceki yanlışlarında ısrar etmezler. Bana gelirse, çağırsınlar gururla giderim başlarım.