Ali Babacan: "Öyle bir susturdular ki herkesi..."
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Bugünkü iktidar ülkeyi tamamen sessizliğe mahkum etmek istiyor. Ağzını açanın kapısına polis gidiyor, vatandaşlarımız gözünü mahkemede açıyor. Durum böyle olup da, emekli askerler açıklama yapınca da iktidar şaşırıyor, ‘acaba darbe tehdidi mi’ diyor. Öyle bir susturdular ki herkesi, kimse sesini çıkartamaz oldu" dedi.
ANKABabacan, Şırnak İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada gündemdeki sıcak gelişmeleri değerlendirdi. Babacan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
BİZ VARIZ BİZ
Dün sabah bir televizyon programında dedim ki ‘Kanal İstanbul’a karşı çıkanlara darbeci diyecekler.’ Üzerinden bir gün geçmedi, tam 8 saat sonra Sayın Erdoğan açıklama yaptı, ‘Kanal İstanbul’a karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır’ diye. Lafların ağırlığına bakar mısınız? Ama biz bildik. Maalesef o bildiriyi yayınlayanlar da böyle bir fırsatı altın tepsi içinde bu hükümete sundular. Kaş yapalım derken göz çıkarma, en hafifinden… Belki de başka şeyi var mıdır yok mudur, orasını bilmeyiz. Herkes etrafına bu hükümet gibi rant gözlükleriyle bakmıyor. Bu ülkenin yarınlarını, istikbalini düşünenler de var. Biz varız biz! Biz bu düşman dile de, rant peşindeki heveslere de karşı çıkacağız, sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
HEPSİ KAYITLARDA
Ne yapıyor büyüklü küçüklü ortaklar? Hemen acı darbe hafızamızı suistimal etmeye, ülkemizi kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Şu andaki iktidar partisinin ilk yıllarında, generallere mektup yazıp ‘iktidarı uyarın’ diyen krizlerin ortağı Bahçeli’ydi. Vesayet odaklarından besleniyor. Tabii o günlerde 2002 krizinden sonra baraj altı kalmış Meclis’e bile girememiş, generallere mektup yazıyor… Hepsi kayıtlarda. Zaten kendisinin en tutarlı olduğu konu tutarsızlık. Bir de krizlerin ortağı olması. Bu iki konuda çok tutarlı.”
KİMSE SESİNİ ÇIKARTAMAZ OLDU
Geçtiğimiz günlerde bazı emekli askerler bir bildiri yazmışlar. Anayasal sınırlar içerisinde düşüncesini ifade etmesi tabii ki herkesin en temel hakkı.Elbette ifade sahipleri, sözlerinin nereye varacağını hesaplamak, bunları ölçmekle de sorumludur. Bunlar tecrübesiz insanlar değil. Bu insanların rasgele, hesapsız kitapsız konuşması, açıklama yapması, hareket etmesi de düşünülemez… Bugünkü iktidar ülkeyi tamamen sessizliğe mahkumetmek istiyor. Ağzını açanın kapısına polis gidiyor, vatandaşlarımız gözünü mahkemede açıyor. Durum böyle olup da, emekli askerler açıklama yapınca da iktidar şaşırıyor, ‘acaba darbe tehdidi mi?’ diyor. Öyle bir susturdular ki herkesi, kimse sesini çıkartamaz oldu.”