Ali Babacan Londra'da

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G-20 kapsamındaki çalışma toplantılarına katılmak üzere Londra'ya gitti.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G-20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısına katılmak üzere geldiği Londra'da temaslarda bulunuyor. Babacan, Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakcı, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan, Hazine Dış Ekonomik ilişkiler Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay ve beraberindeki ekiple Londra'da düzenlenen program kapsamında, çalışma toplantılarına katıldı.

Ali Babacan, Londra'da yapılan, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısında, küresel mali kriz ve çözüm yolları ile diğer küresel konularda bir konuşma yaptı. Babacan, IMF reformu konusunda yaptığı konuşmada, IMF'nin kaynaklarının artırılması ve yönetişim reformu son derece önemli olduğunu anlattı.

G20'nin, IMF'ye ilave sağlayıcı gayretleri, piyasa güveninin yeniden tesis edilmesinde son derece pozitif bir etkiye sahip olduğunun altını çizen Babacan, IMF'nin, gelecekteki krizlere etkin bir şekilde müdahale edebilmesi için geçici değil sürekli mali kaynaklara ihtiyacı bulunduğunu ve Fon'un, kota temeline dayalı bir kurum özelliğini sürdürmesi gerektiğini vurguladı.
 

IMF kota reformu

IMF'deki kota reformunun Ocak 2011'e kadar tamamıyla gözden geçirilmesi konusunda taahhütlerinin olduğunu belirten Babacan, bu süreçte, mükemmel olmayan mevcut formül ile çalışmaya devam edilmesinin pratik bir çözüm olacağını kaydetti.

Fon'daki mevcut kotaların ikiye katlanmasının anlamlı olacağı konusunda görüşbirliği olduğunu belirten Babacan, kota reformunun gözden geçirilme sürecinde, ülkelerin küresel ekonomideki ağırlıkları nispetinde temsil edilmelerinin de önemine dikkati çekti.
Kota reformunun tamamlanmasıyla, IMF'nin daha etkin bir kurum olacağının altını çizen Babacan, yönetişim reformuna da dikkati çekerek, kota reformunun yanısıra, Fon'u uluslararası mali sistem içindeki gözetim görevi ve yapısının yeniden vurgulanmasının önemli olduğunu da ifade etti.

Babacan, Uluslararası Para ve Finans Komitesinin çalışma prosedürünün geliştirilmesinin, Fon'un icra direktörleri kurulunun da iş yükünü hafifleteceğini kaydetti.
Ali Babacan, Fon dışındaki diğer uluslararası kuruluşların da, yeterli kaynak ve efektif bir çalışmaya sahip olmaları ve kaynaklarını gelişmekte olan ülkelere daha esnek imkanlarla kullandırmaları gerektiğini anlattı.

Mali sektör reformu

Ali Babacan, mali sektör reformu konusunda ise sistemik risklerden korunabilmek için yeni bir küresel mali düzenleme ve denetleme çerçevesinin gerekli olduğunu vurguladı.
Babacan, yeni çerçevedeki düzenleme ve standartların ise tüm ülke ve bölgeler için farklılıklar oluşturmadan uyumlu olması gerektiğine de dikkati çekti.
 

Küresel korumacılık

Küresel ticaret sistemindeki korumacılık konusuna da değinen Babacan, G20'nin, küresel ticarette korumacılığa karşı yaptığı açıklamanın zamanlama açısından uygun olduğunu ve diğer tüm ülkelerce de olumlu karşılandığını ifade etti. Dünya ticaret müzakerelerinde Doha görüşmeleri sürecinin önemini vurgulayan Babacan, bu sürecin başarılı bir şekilde sonuçlanmasının, krizden çıkma açısından acil bir öneme sahip olduğunu söyledi. Ali Babacan, küresel krizden en çok etkilenen piyasalara ticaretin finansmanı için katkı sağlanması gerektiğini de ifade etti.
 

Sürdürülebilir toparlanma ve büyüme

Küresel kriz nedeniyle, yükselen piyasalara yönelik özel sermaye hareketlerinin azaldığının altını çizen Babacan, ekonomik büyümesi baskı altında olan, dış kaynakları kısıtlı bu ülkelere sürdürülebilir büyüme için mali kaynak sağlanmasında, IMF ve bu kuruma verilecek kaynağın büyük önemi olacağını söyledi. Mevcut kriz koşullarında işsizlik oranının yüksek kalmasının beklendiğini ifade eden Babacan, istihdam üzerindeki vergi yükünün geçici olarak hafifletilmesinin kısa dönemde önemli rol oynayabileceğine de dikkati çekti.

Yeni küresel ekonominin iş gücü piyasalarında esnekliği öngördüğünü kaydeden Babacan, iş gücünün teorik ve pratik eğitiminin de istihdam artırmanın öncelikleri arasında olması gerektiğini belirtti. İklim değişiklikleri ve finansmanı konusuna da değinen Babacan, mevcut küresel kalkınma finansmanı yapısının, gelişmekte olan ülkelere, iklim değişiklikleri ve düşük karbonlu kalkınma için yeterli teşviğe sahip olmadığını kaydetti.

Yeşil ekonomiye geçişin büyük yatırımlar gerektirdiğinin altını çizen Babacan, bu süreçte ülkelerin kendine özgü teknolojik kalkınma süreçleri ve ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi. Uluslararası finans kurumlarının, yenilenebilir enerji kaynaklarına ayırdığı kaynağın artırılmasının önemine dikkat çeken Babacan, yatırım ortamını teşvik edici yasal çerçevenin özel sektörü yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaya çekebileceğini anlattı. Babacan, buna örnek olarak da Türkiye'de, yenilenebilir enerji yatırımları stratejisini, devlet ağırlıklı bir yapıdan, özel sektör ağırlıklı bir yapıya kaydırılmasını gösterdi.
 

Küresel ekonominin önündeki iki risk

Küresel ekonomideki dengeli büyümenin önünde iki büyük riskin bulunduğuna dikkat çeken Babacan, bu risklerden ilkinin, başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının hızlı yükselme riski ve diğerinin de dünyanın farklı bölgelerindeki dengesiz toparlanma riskinin olduğunu vurguladı. Yüksek enerji fiyatlarının, kriz öncesindeki küresel dengesizlik önündeki en önemli faktörlerden biri olduğunu ifade eden Babacan, G20 olarak, adil ve şeffaf bir şekilde işleyen emtia piyasalarının teşvik edilmesini desteklediklerini kaydetti.

Asya'nın, küresel ekonomik toparlanmaya öncülük ederken, Avrupa'nın bunun arkasında kaldığını vurgulayan Babacan, Avrupa'nın iç talebinin canlandırılması ve büyümesinin, dengeli küresel büyüme açısından önemli olduğunu belirtti. Babacan, bu çerçevede, Batı Avrupa'daki bankacılık sektörünün sorunlarına dikkat edilmesi gerektiğini de ifade etti.