Alevi işçinin hukuk zaferi

15 Temmuz darbe girişiminin ardından İSKİ’den Facebook paylaşımları ve Alevi olduğu iddiasıyla atılan Aksünger, açtığı davayı kazandı.

Zehra Özdilek

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü’nde 11 yıl taşeron işçi statüsünde çalışırken iddiaya göre Facebook paylaşımları ve Alevi kimliği nedeniyle hiçbir hakkı verilmeden işten çıkarılan Kenan Aksünger (53) kuruma açtığı davayı kazandı. Aksünger, “Umarım bu karar diğer işçi arkadaşlarımın davaları için emsal karar olur” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra kanun hükmünde kararnameler ile birçok farklı görüşteki memur, öğretmen, sağlıkçı, hâkim, savcı, polis ve işçi işten çıkarıldı. Kenan Aksünger ve Müslüm Kılagöz de 2017 Şubatında iddiaya göre görüşlerinden ve Alevi olduklarından dolayı işten çıkarıldılar. Çıkarılmanın ardından Aksünger ve Kılagöz kuruma dava açtılar. Kılagöz’ün kuruma açtığı dava hâlâ devam ediyor.

‘11 yılımı verdim’

İstanbul 11. İş Mahkemesi Aksünger’e kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalıştığı günlerin ücreti ve diğer haklarının İSKİ tarafından ödenmesine karar verdi. Aksünger yaklaşık iki yıldır verilmesi gereken kararın yeni verildiğine değinerek  “Geç verilmiş bir karar olsa da mutlu oldum. Ben o kuruma 11 yılımı verdim. Böyle bir kararın verilmesini bekliyordum” dedi.

‘Diğer işçilere umut olsun’

Aksünger’in avukatı Tuğba Ütebay da müvekkilinin Alevi kimliği yüzünden işine son verilmesinin ayrımcılık olduğuna değinerek dava açmadan önce İSKİ’yle uzlaşmak istediklerini fakat muhatap bulamadıklarını söyledi. Durumu yargıya taşımak zorunda kaldıklarını dile getiren Ütebay, “İki yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Hakları gasp edilmişti. İşçi hareketi adına direnmenin sonucunun getirdiği bir durumdur bu. Dosyadaki isnatlar gerekçesiz, mesnetsiz ve hukuksuzdu. İş hukuku ile alakası olmayan, tamamen baskının olduğunu gösteren savunmalar yapıldı. İşçinin hakları açısından bir tutarlılığı olmadığı ortaya çıkmıştır” dedi.

Ütebay konuşmasını şöyle devam ettirdi: “Bu yönüyle de hem 3. havalimanı direnen işçilere hem de Flormar işçilerine bir nebze olsun umut olabilir. Sonuç itibarıyla haklarını istiyorlar, başka bir şey istemiyorlar. Bu haklar onlara yasal olarak tanınmış haklardır. Baskı yapana karşı yargı yolunu tercih etmek, direnmek, savunmak bizim görevimiz. Müvekkilim adına bu hakları sağlayabildiğimiz için ve diğer işçiler adına buruk bir mutlulukta olsa mutluluğumuzu yaşıyoruz.”