Aladağ iddianamesinden çarpıcı detaylar: Önlemsizlik öldürdü!

Aladağ katliamının yıldönümünde eski İlçe Milli Eğitim Müdürü de dahil 5 kamu görevlisi hakkında dava açıldı. İddianamede çarpıcı tespitler var.

Alican Uludağ

Adana Aladağ’da 29 Kasım 2016’da Süleymancılar tarikatına bağlı kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 12 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili yargı sürecinde dün önemli bir gelişme yaşandı. Gerekli denetimleri yapmayarak olayda sorumlulukları bulunan kamu görevlileriyle ilgili soruşturmayı yürüten Kozan Cumhuriyet Savcısı İsmail Köker, 15 Kasım 2017’de 5 kişi hakkında dava açtı. 20 sayfalık iddianamede, Bayram Aydın, Cihan Ünal, Davut Gökçeli, Mehmet Aktaş ve Ramazan Arı şüpheli olarak yer aldı. Katliamla ilgili ilk dava, yurt çalışanlarına açılmıştı. Sanıkların taksirle öldürme suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar yargılandığı davanın son duruşması 11 Aralık’ta bırakılmıştı.

Cumhuriyet’e aykırı ‘hatası’

İddianamede ifadeleri yer alan kaymakamlık personeli Ramazan Arı ve Bayram Aydın, yangından önceki denetimlerde yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığını sormadıklarını belirtti. İki sanık, raporda Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği’nin 45. maddesindeki “Atatürk ilke ve inkılapları ile Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı hareket edildiği, anayasada ifadelerini bulan temel hak ve hürriyetleri kötüye kullanan ve öğrencileri bu suçlara yönelten davranışlarda bulunulduğu, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozma doğrultusunda faaliyetlerde bulunulduğu, yapılan uyarılara rağmen tabi olunan mevzuata aykırı hareket edildiği” tespitinin “sehven” yapıldığını öne sürdü. Oysa yönetmeliğe göre bu aykırılık durumunda yurdun doğrudan valilik tarafından kapatılması gerekiyordu. Sanıkların bu savunması, valiliği koruma olarak yorumlandı.

‘Kapatılması gerekirdi’

İddianamede, şüpheliler Ramazan Arı ve Bayram Aydın tarafından düzenlenen denetleme raporlarında yangına karşı gerekli önlemlerin alındığının belirtilmesine karşın söz konusu önlemlerin alınmadığı ifade edildi. Denetleme raporunda Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği’nin 45. maddesinde “Atatürk ilke ve inkılapları ile Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı” davranıldığının tespit edildiği anımsatılan iddianamede, bu maddeye aykırılık karşısında yurdun kapatılması gerektiği, “buna rağmen sehven yapılan bu eksikliğin dahi yangın olayından sonra fark edildiği düşünüldüğünde yapılan denetimin tamamen şekli bir denetim olduğu, yeterli sayıda hizmetli bulundurulmamasına rağmen bu durumun de denetlemelerle giderilmediği” vurgulandı. Ünal ve Gökçeli tarafından düzenlenen raporda eksikliklerin bulunduğunun belirtildiği, ancak “yangına karşı gerekli tedbirler alınmıştır” şeklinde rapor düzenlendiği ifade edilen iddianamede, şöyle denildi: “Alınan beyanlarda ise yangın tatbikatı yapılmadığı ve alınan bilirkişi raporunda binada yangın korunma sisteminin olmadığı, dolayısıyla etkin bir şekilde denetim yapmadıkları, ayrıca belli eksiklikler belirlenmesine rağmen giderilip giderilmediğinini denetlemedikleri, ayrıca binada belletici öğretmen görevlendirmesi, yurt müdürünün hizmet içi eğitime katılması gerektiği, yerleşim planına uygun hale getirilmesi, aşçının portör muayenesi yaptırılması, güvenlik birimleri ile iş birliğine gidilmesi, hizmetli görevlendirilmesi yapılmaması eksikliklerini tespit etmelerine rağmen bu eksikliğin giderilmesi noktasında etkin bir denetim yapmadıkları...” Eksikliklerin giderilip giderilmediği noktasında İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Şube Müdürü’nün etkin bir takip yapmadığı belirtilen iddianamede, şu sonuca varıldı.

‘Ölmeyeceklerdi’

“Yapılan denetimlerin şekli bir denetim olduğu, alınan bilirkişi raporlarına göre şüphelilere tali kusur atfettiği, bilirkişi raporlarında yangın tatbikatı yapılmış olsaydı ve yangını önlemeye yönelik tedbirler yeterli şekilde alınsaydı, öğrencilerin başında ergin eğitimli kişilerin bulunması halinde kendilerini kurtarabilme ihtimali bulunduğu düşünüldüğünde meydana gelen ölüm ve yaralanma ile şüphelilerin etkin ve yeterli denetimi yapmayarak yangından korunmaya yönelik önlemlerin alınmasını sağlamaması arasında illiyet bağının bulunduğu, yeterli denetim yapılsaydı ölümlerin meydana gelmeyeceği, şüphelilerin hareketi ile ölüm sonucu arasında illiyet bağının bulunduğu, şüphelilerin üzerlerine atılı taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme suçunu işledikleri anlaşılmıştır.”

O yangın bir yıldır sönmedi

Facianın yıl dönümünde, mezarlıklar dolup taştı. Ölen çocukların aileleri, akrabaları ve köylüler, mezar başlarında saatlerce dua etti. Bahtınur Baş, Nurgül Pertlek, Tuğba Aydoğdu, Sümeyye Yetim, Sevim Köylü ve Zeliha Avcı’nın mezarlarının olduğu Köprüçük Mahallesi’nde mezarlığında çocukların yakınları gözyaşlarına boğuldu. Gözyaşı döken acılı aileler adalet istedi. Yanan yurt binası yıkılırken, öğrenciler için yeni yurt yapılmaya başlandı. Sinanpaşa Yatılı Bölge Ortaokulu bahçesinde 300 kişilik yeni yurt binası yapılması için temmuz ayında başlanan inşaatın gelecek yıl mart ayında tamamlanması bekleniyor. Yangında evlatlarını kaybeden aileler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edip yaşadıkları süreci anlattı.

Atalay: Davayı yanlış açtılar

Aladağlı aileler adına davayı takip eden Sosyal Haklar Derneği’nden Avukat Can Atalay, davanın taksirle öldürme suçundan açılmasını eleştirdi. Dosya kapsamında suçun taksirle öldürme sınırını aştığını vurgulayan Atalay, davanın olası kasıtla insan öldürme veya ihmali davranışla ölüme neden olmadan açılması gerektiğini kaydetti. Atalay, Meclis Araştırma Komisyonu’na gerçeğe aykırı beyanda bulunan Adana İl Milli Eğitim Müdürü ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü hakkında da soruşturma yapılması gerektiğini kaydetti.

‘Çocuğumu göresim geldi...’

Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik, Aladağ Kaymakamı Abdullah Demirdağ ve Aladağ Müftüsü Yasin Kadıoğlu, katliamın yıl dönümünde çocuklarını kaybeden aileleri ziyaret etti. Yangında yaşamını yitiren Bahtınur Baş’ın annesi Cemile Baş, “Bir sene oldu. Çocuğumu göresim geldi. Doyamadım. Ben sadece adalet istiyorum. Adalet, yerini bulsun” dedi. Yangında hayatını kaybeden Sevim Köylü’nün annesi Hayriye Köylü ise “Ne söyleyelim? Ağlayıp, duruyoruz işte. Allah’ım, bu acıyı kimseye yaşatmasın” diyerek, gözyaşı döktü. Başkan Akgedik, “Bu büyük acıdan ders çıkaracağız, unutmayacağız. İmkansızlıklar içinde çocuklar okumak istiyor. İnşallah, en kısa sürede bu sorunlar, çözülür. Merkezdeki yurt çalışması da sürüyor, en kısa zamanda bitecek” diye konuştu