Aktivistlerden yeni bir kadın örgütü: Mor Dayanışma
Aktivistler, ev ve mahalle toplantıları yapacaklarını, kadınlara hukuki ve psikolojik destek vereceklerini ve davalarını takip edeceklerini söylüyor.
Seyhan Avşar'Özgürlük mücadelesi'
Perihan Koca, Ondokuz Mayıs Üniversitesi mezunu. Zihinsel Engelliler Öğretmeni. Öğrenciliğinden beri kadın hareketinin içinde. Kampüs Cadıları’nın kuruluşunda yer aldı. Sosyalist bir kadın olarak, mücadele ettiğini dile getirdi. Erkek egemen sistemin, tüm dünyada, kadınlara savaş açtığını ifade ederek, “Kamusal alandan temizlendiğimiz, aile içerisine sıkıştırıldığımız bir sistemle karşı karşıyayız. Örgütlü kadın mücadelesine her zamankinden daha çok ihtiyaç var” dedi.
Mor Dayanışma'yı, Gezi isyanının hemen sonrasında kurma kararı almışlar. Koca, kuruluşu hikayesini ise şöyle özetledi: “Güç ve deneyim biriktirmemiz gerekiyordu. Türkiye’nin çeşitli illerinde üç yıl boyunca forumlar yaptık. Kadınlarla bir araya geldik. Kadınların öz örgütü olmak için yola çıktık.
Mor Dayanışma, fabrikalardan, atölyelerden, şehirlerden, taşralardan, kadınların yaşam alanlarına sızan bir özgürlük mücadelesi. Giderek büyüyecek.” Koca'ya göre, Türkiye’deki diğer kadın örgütleri kapsayıcı değil. Mor Dayanışma, işte bu eksiği tamamlayacak.
Koca, AKP İktidarı döneminde kadın cinayetlerinin binde 1500 arttığına da dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Her gün 5 kız kardeşimizin yanı başımızdan koparılıyor. Vahşet tablosu. Bu ülkede ne giyineceğimizden, nerde oturacağımızdan, kiminle yaşayacağımıza, kaç çocuk yapacağımıza kadar başkaları karar veriyor. Dehşet bir erkek terörü altındayız. Erkeklerin yazdığı, devletin yazdığı, patronların yazdığı, iktidarın yazdığı senaryolarda, figüranlar olmamız bekleniyor. Ya da bir fanusta pis ve bulanık suda yaşamamız isteniyor. Böyle bir senaryo. Mor Dayanışma bu fanusu çatlatma girişimidir. Erkekliğin camını çerçevesini indireceğiz”
Kadınları isyan edince...
Gamze Özkök, Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi, Tarih Öğretmenliği Bölümü mezunu. Feminist mücadeleyle, Gezi direnişinde tanışmış. Kısa bir süre sonra da yolu Kampüs Cadıları’yla kesişmiş. Özkök, artık, Türkiye'de hayatı kazanmanın tek yolunun kadınların özgürlük mücadelesinden geçtiğine inanıyor. Kadınların isyanı sonucu kürtaj yasasının geri çekildiğini anımsatan Özkök, “Gezi isyanında, kadınlar yaşam hakları ve özgürlükleri için barikatların en önlerinde yer aldılar. Simgeleştiler. Kırmızılı kadın gibi, sapanlı teyze gibi... Mersin’de Özgecan cinayetinde, sokağa aktılar, isyan ettiler. Kazandığımız hakları elimizden almak isteyen iktidara karşı, kadınlar mücadele ediyor. Kadınlar isyan edince durumlar değişiyor” dedi.
'Ev ev toplanacağız'
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu Arzu Küçük, ilkokul öğretmeni. Kendi deyimiyle, 'çocukluğundan beri feminist.' Kadın erkek eşitsizliğini çocukken fark etmiş. Küçük, “Eşitsizlik çocukluğumdan beri bana batardı. Kızların astranot olamayacaklarını söylediklerinde isyan ederdim mesela...
Lisede örgütlenebileceğim bir ortamım olmadı. Üniversite son sınıfta Kampüs Cadıları’yla tanıştım. Mücadele dolu bir yıl geçirdik” dedi. Mor Dayanışma’nın hedeflerini de şöyle anlattı: “Kadınların taleplerini sokaklara taşıyacağız. Ev ve mahalle toplantıları yapacağız. Kadın cinselliği ve sağlığı alanında çalışmalarımız olacak. Feminizm okumaları, yaratıcı drama etkinlikleri yapacağız. İhbar hattı kurduk. Türkiye’nin her yerinden başı sıkışan kadınlar bizleri arayabilecek. Hukuki ve psikolojik destek vereceğiz. Kadınların dava süreçlerini takip edeceğiz. Kadınlar, sosyal medya hesaplarımızdan ihbar hattımızın numaralarını bulabilirler.”
Fotoğraf: Can Erol