Aksiyon tam gaz devam
Keanu Reeves’li ‘John Wick 3: Parabellum’, haftanın öne çıkan filmlerinden.
Sungu ÇapanYıllarca yaptığı dublörcülük ve dublör koordinatörlüğünden yetişip yönetmenliğe geçen Chad Stahelski’nin yönettiği “John Wick 3”, öncelikle özenle tasarlanmış dövüş koreografilerinin ürünü uzun planları, seyirciye yer yer yeter artık dedirten kavga-dövüş sahneleri ve hız kesmeyen, inanılmaz hareketli bölümleriyle bu türün iflah olmaz meraklısının hoşuna gidecek (ama bizim gibi dinozorları da epeyce yoran) türden, zehir zemberek bir aksiyon, suç, heyecan, macera üstün yapımı. Artık yaşını başını da almış Keanu Reeves’e de “Matrix”ten yıllar sonra şöhret tazeleten bir aksiyon kakafonisi.
Seksi Pamuk Prenses... “Masumiyetin Dayanılmaz Çekiciliği” gibi Milan Kundera’dan esinlenilmiş, uyduruk bir Türkçe isim takılarak bugün gösterime giren Fransız yapımı “Blanche Comme Neige-Kar Gibi Beyaz”, dağ havasının cinsel arzularını tetikleyip azdırdığı, kentli, çekici bir genç kadının (Brigitte Bardot’nun gençliğini andıran, gelecek vaat eden, işveli cilveli ‘yeni keşif’ Lou de Laage oynuyor) kahramanı olduğu, standart bir erotik gerilim denemesi. Fransız sinemasının yıllanmış, deneyimli kadın yönetmenlerinden Anne Fontaine’in imzasını taşıyan film, baştan çıkarıp çoğuyla seviştiği 7 erkeği peşinden koşturan, kıskanç üvey annesinin (yılların Isabelle Huppert’i artık acuze hallerine düşmüş vah vah) de fena halde canına kastettiği, Claire (Lou de Laage) adındaki seksi bir modern Pamuk Prenses’in beylik hikâyesini anlatıyor. Kabaca “Pamuk Prenses ve 7 Cüceler” masalının sözümona güncelleştirilmiş hali de denebilecek filmde Claire’imiz, ikiz kardeşlerden utangaç bir veterinere, kitapçı baba oğuldan mazoşist bir taşra papazına kadar uzatılacak ‘cücelerine’, yatakta tüm numaralarını gösteriyor ama nerdeyse hep aynı pozisyonda. Oldukça klişe sahneleriyle belirgin senaryo zaafları içermesinin yanısıra bu yavan erotik gişe filminin tek olumlu diyebileceğimiz yanı çevre-mekân kullanımıyla görselliği. |