Aksi Yön'ün Güzelliği: Burhaniye
Diyelim sıkıldınız". Ne çıkar bundan. Belki de kazançlı çıkar aksi yöne gitmesini bilenler. Hep bildik yön tekdüzeleştirir bakanı. Boşuna mı söylemiş Hannibal, Ya bir yol bulmalı, ya bir yol açmalı diye...
cumhuriyet.com.trEzber bozma adına yol alınacak Burhaniye Ören’in öncelikli tercih nedeni kültürel ortamın canlılığıdır. Aydınların, edebiyatçıların, sanatçıların uğrak mekanı olan Burhaniye Ören, salt bu özelliğiyle bile uzun yıllardan bu yana ilgi çeken bir merkez. Her yaz döneminde yurdun değişik bölgelerinden Burhaniye’de buluşan kitlelerin tatil anlayışı, dinlencenin yanı sıra kültürel çıtayı da yükseltmek olarak yansıyor. Yerel yönetimin düzenlediği festival günlerinin dışında da, çeşitli etkinlikler bölge coğrafyasına hakim oluyor.
Burhaniye Belediyesi’nin yüz elli yıllık zeytinyağı fabrikası sanat galerisi olarak kullanılıyor. Burhaniye Belediyesi Sanat Danışmanı Işık Erkal’ın organizasyonlarıyla yurdun değişik bölgelerinden sanatçılar Burhaniye’de boy gösteriyorlar.
Kentteki kültür, sanat merkezleri günün her saati özellikle gençler tarafından yoğun biçimde dolduruluyor. Çocuklar, rehber öğretmenler eşliğinde geleceğe hazırlanıyor.
Ülke genelinde su sıkıntısı her geçen gün daha da yoğun hissedilirken Burhaniye’de bunun tam tersi yaşanıyor. Tatilciler su ihtiyaçlarını kent merkezindeki toplam 32 çeşmeden sağlıyorlar.
Çınar ağaçlarının dibinde yer alan çeşmeler önünde uzun kuyruklar oluyor ve damacanalar İda Dağı’nda gelen suyla dolduruluyor.
İda
Ören’in kuzeyinde kalan İda, mitolojiye göre Truva Savaşı’na neden olduğuna inanılan tarihin ilk güzellik yarışmasının yapıldığı mekan. Tanrıların tanrısı Zeus, tanrıçaların en güzelinin seçilebilmesi için Hera, Afrodit ve Athena’yı, İda Dağı’na yolluyor. Akıllı olan Zeus seçimi kendisi yapmıyor, Paris’e yaptırıyor. Sonuçta Afrodit, dünyanın ilk güzellik kraliçesi olarak kabul görüyor.
Tanrıların Truva Savaşı’nı, İda Dağı tepelerinden seyrettiğine inanılıyor. Zeus’un da, İda’da doğduğu mitolojide kabul gören inanış.
Ören’e vardığınızda dibinizdeki efsaneye tanık olma adına İda Dağı’na çıkmaya başladığınızda, binlerce yılla şekillenen kültürlerin temsilcileriyle karşılaşacaksınız.
Kültürel aktarım İda’da öylesine net, o denli ortada ki...
Çam ağaçları arasında güneşin doğuşunu karşılamak her tatilciye nasip olmaz. İda’da yüzler, binler değil, milyonlarca çam ağacı arasında gezinti keyfinin alışkanlık yaratması kaçınılmaz. İyisi mi buraya yapacağınız keşif için gün doğmadan kalkmalı. Tan vakti en ideal zaman İda’ya gelmek için. Kuşlar uyanıp ötmeye başlamadan, çiçekler yüzünü güneşe dönmeden buradaki yerinizi alın.
Burasını salt bir dağ olarak da kabul etmeyin. Zeus’un izini sürmek istiyorsanız gelin. Ama öncelikli olarak Azra Erhat başta olmak üzere mitolojiyi ülke insanına aktarmayı ilke edinen değerlerin yapıtlarıyla buluşmak gerek. Böyle daha bir başka çıkar İda’nın tadı. Siz dağın yamacından doğru adımlarınızı atmaya başladığınızda yeni gün de kendisini yavaş yavaş belli etmeye başlamıştır. İda üzerindeki köylerde, binlerce yıl öncesinin kültüründen izler bulabileceğiniz Ege yörükleriyle karşılaştığınızda bilin ki, güler yüzleriyle size bir şeyler ikram etmeye can atacaklardır. Gün bitmese de buradan ayrılmasam diyeceğiniz anlar başlamıştır bile.
Hala oksijen sizi çarpmadıysa yürüyüşe ve keşfe devam o halde. Zaten burada belirli güzergahlar dağ yürüyüşü parkuru olarak biçimlenmiş durumda.
Antik miras
Ören’de tarih salt mitolojik figürlerden ibaret değil. Adramytteion Antik Kenti’nin üzerindesiniz. Batı Anadolu İsyanı sırasında yıkılıp, harabeye dönen kent arkeologlarca antik Mysia Bölgesi’nin, önemli yerleşimlerinden kabul ediliyor. Adına sıkke basabilecek kadar güçlü. Bu sıkkelerden pek çoğu günümüze ulaşmış durumda. Arkeolojik kazılardan çıkan eserler Ören’in merkezinde sergileniyor.
Mavi bayrak
Kültür turizmi iyi hoş da yazın sıcağında hep yürünmez ki diyorsanız sıkıntıya gerek yok.
Zaten başka başka yerlerden bunalıp da rotayı çevirmediniz mi Ören’e. Denizi serin, tek kelimeyle serin. Mavi Bayraklı plajı, tatil merkezini boydan boya çevreliyor. Soğuk su dinçleştirir ilkesiyle hareket edenler, güneşi kollamıyorlar denize girmek için. Günün hangi saati olursa olsun bilin ki Ören’in suyu hep dinç tutar. Gün içindeki aktivite ne kadar yorarsa yorsun, denize dalıp çıkmak güne yeni başlıyormuş hissi vermez ise iyisi mi bir hekime danışmalı.
İşte size Ören’e gitmek için bir neden daha. Depresyonda olup olmadığınızı ölçmek için burada denize giriyorsunuz ve hala dirilmediniz ise ileri safhalar için bile tıp önlemini alır mutlaka.
Deniz kıyısındaki her tatil merkezinin limanı olur elbet. Ağlarını toplayan balıkçılar yanaşır, hoş sohbet olanlarıyla arkadaşlıklar kurulur. Sohbetler eşleşirse ertesi gün şafak vakti için sözleşilir, balığa beraber çıkılır. Keyifli insanlar; balıkçılar.
Mesire yerleri
Ören merkezinin üç kilometre uzağındaki Seklik Tepe Çamlığı‘nı da görülmesi gereken yerler listenize not edin. Çam ve zeytin ağaçlarıyla kaplı bu mesire yerinde ayrıca şifalı su kaynakları da bulunuyor. Ören-Akçay yolu üzerindeki Ayaklı Kır Bahçesi de, keyifli mesire yerleri arasında. İskele Mahallesi’nin bitişiğinde yer alan Murat Çeşme, temiz suyu ve doğal örtüsüyle biliniyor. Körfezi panoramik olarak seyre dalmak istiyorsanız Taylıeli Köyü’nün en ideal alan olduğunu aktaralım.
Zeytinağaç
Zeytinlikler ilk çağlardan kalma kaya sunakları arasında dal salıyor. Bölgenin adı kadar ünlü zeytin ağaçları yöre insanının salt geçim kaynağı değil bir bakıma can suyu. Tarih boyunca barışın simgesi olagelmiş zeytinliklerden Ören ve çevresinde tüm dargınlıklara, küskünlüklere şifa gelecek kadar var. Ören’e kendini aramaya gelen ey okur, var ise bir küskünlük içsel dünyanda, çevrendeki zeytinliklerden bir dal da senin için.