AKP’nin hazırladığı düzenlemenin anayasaya aykırı hükümler içerdiği belirtildi
STK’lere mahkemesiz kayyım atamayı da içeren “kitle imha silahları” teklifinin anayasaya aykırı olduğu belirtildi. İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu, avukata muhbirlik de dayatılacağını söyledi.
Seyhan AvşarAKP’nin hazırladığı “Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin kanun teklifi”nin önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor. Bu kanun ile Cumhurbaşkanı ile içişleri bakanına tanınan yetkiler artırılırken dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanıyor. Düzenleme, avukatlara “ihbarcılık” dayatmasının da önünü açıyor.
Söz konusu kanun teklifine tepki gösteren İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Avukatı muhbir yapan bu düzenleme kabul edilemez” derken, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bu düzenleme anayasaya aykırı. Söz konusu düzenleme ile muhalif görülen derneklerin faaliyetleri durdurulacak” dedi.
‘MUHBİR AVUKAT’ KABUL EDİLEMEZ
İSTANBUL BAROSU BAŞKANI MEHMET DURAKOĞLU:
Bu düzenleme, avukatı idarenin bir ajanı haline getirmektir. Oysa yasa ile sevk edilmiş olan ve avukata özgülenmiş olsa da özü itibarıyla erk karşısındaki yurttaş için güvence oluşturan sır saklama yükümlülüğü gibi müesseseler, avukatı idarenin ajanı olmaktan uzaklaştıran güvencelerdir. Aynı güvencenin bir başka ifadesi de avukatın tanıklıktan kaçınmasıdır. Bu teklif ile getirilen yeni esaslar, yurttaşı bu güvencelerden yoksun bırakmak anlamına gelecektir” dedi. Sorunun sadece avukatlık mesleği açısından olmadığını belirten Durakoğlu, “Hukukun üstünlüğü ve yargı süjelerinin konumları açısından da ayrı bir önemi haizdir. Tam da “yargı reformunun” gündemde bulunduğu sırada böyle bir teklifin de aynı zaman diliminde gündeme gelebilmiş olması manidardır.
OLMAYAN YETKİ KULLANILIYOR
İHD BAŞKANI ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN:
Hiç kimsenin haberi olmadan, ilgisi olmayan bir kanunun içerisinde böyle bir durumla karşılaştık. Bu, yasa yapma tekniği açısından oldukça antidemokratik bir yöntem. Söz konusu düzenleme sadece muhalif dernekleri değil, bütün dernekleri ilgilendiriyor.
Buradaki problem ise şu: Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Kanunu’nda suçlar sayılmış. Bu suçların içerisinde özellikle terör suçları var. Terör suçundan bir dernek yöneticisi hakkında soruşturma açıldığında o zaman İçişleri bakanı bu yönetiyi görevden alıp, bunu gerekçe yapıp derneğin faaaliyetini askıya alabiliyor. Zaten soruşturmaları içişleri Bakanlığı’nın kolluk birimleri yapıyor. Savcının önüne dosyayı koyuyorlar. Kolluk yetkisi onlarda. Bir nevi kendin pişir kendin ye durumu var. Bu durum problemli. Anayasada örgütlenme özgürlüğü düzenlenmiş. Derneklerin faaliyetlerinin geçici durdurabileceği belirtilmiş. Ancak dernek yöneticilerinin görevden alınacağına dair hiçbir hüküm yok. İçişleri Bakanlığı anayasada olmayan bir yetkiyi kullanmış olacak. Bu durum anayasaya aykırı. Düzenleme ile muhalif görülen derneklerin faaliyetleri durdurulacak.