Akpınar’a ‘özür dile’ çağrısı

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Metin Akpınar’ın sözlerinden dolayı özür dilemesini isterken, Bakan Akar’a Kuran, silah, bayrak hediye ettiğini anlattı.

SELDA GÜNEYSU
<video:1181981>

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hakkında soruşturma başlatılan sanatçı Metin Akpınar’a “yeniden televizyon ekranına çıkıp, milletten özür dilemesi” çağrısında bulundu.
Bahçeli, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ve partisini takip eden muhabirlerle düzenlediği kahvaltılı sohbet toplantısında, özetle şunları söyledi:

-Esad ile diyalogdan yana değilim: (Şam yönetimiyle diyalog) Esad rejimi ile Türkiye’nin bir diyalog kurmasından yana değilim. Türkiye’nin kat etmiş olduğu terörle mücadeleyi sonunda getirip Esad’ın tercihen ve iradesine teslim etmek, Türkiye için en büyük kayıp ve ayıp olur. Suriye, Esad rejiminden kurtarılmalıdır.

<haber-dikey:1182604, 1181790, 1180536,1180424,1179701>

 

-Akar’a Kuran, bayrak silah hediye ettim: (CHP’li Özel - Bakan Akar tartışması) Türkiye’yi çok üzmüştür. 2 Ekim 2015’te, Hulusi Akar Paşa’yı ziyaret ettim, burada diğer genelkurmay başkanlarında yapmadığım olayı gerçekleştirdim. Akar Paşa’ya Kuranıkerim, Türk bayrağı ve altın kaplama bir silah hediye ettim. FETÖ ihanetine karşı bugün lüzumsuz konuşma ile onu inciten şahıslara cevaben söylüyorum: Kendisine yöneltilen baskıyı yerine getirmiş olsaydı, bugün burada bir toplantımız, Meclis olmazdı. O yüzden CHP’nin kendisine bir çekidüzen vermesinde yarar vardır. Kazanan burada Akar Paşamız olmuştur. Manevi değeri olan Kuran’a, milli değeri olan bayrağa, Türkiye’nin güvenliğini temin eden silaha sahip çıkmıştır.

-Jest ve rest arasında bir harf farkı var: ‘Cumhur İttifakı’nda sonuca gelinmiştir. ‘Jestler’ falan konuşuluyor. ‘Jest’ ile ‘rest’ arasında bir harf farkı vardır. ‘Jest’i ‘rest’e çevirtmemek lazım. 3 büyükşehir bizden olacaktır.

-Yıldırım’ın adaylığını gölgeler: (Yıldırım’ın adaylığı) Seçilirse seçildiği gün tercihini ortaya koyacaktır. Belediye başkanlığını tercih ettiği andan itibaren kimin Meclis Başkanı olacağı Türkiye’nin gündemine gelecektir. O aşamada partiler arasında bir diyalog gelişebilir. Ama şimdiden Meclis Başkanlığı’ndan ayrılarak, kendisi de aday olduğu takdirde, “Meclis Başkanı kim olacak” tartışması Yıldırım’ın adaylığını gölgeler. Tartışmayı başka alana çeker. O da İstanbul’daki yarışta birtakım sıkıntılar yaratır. Meclis Başkanlığı’nda seçilene kadar devamında fayda görürüz. Türkiye’de Meclis Başkanlığı krizini, krizlerin üzerine koymanın manası yoktur.

-Bizi çok üzdü: (Metin Akpınar’ın sözleri) Bu, bizi çok üzdü. Mussolini, 28 Nisan 1945’te, sevgilisi Claretta Petacci ile ayaklarından asıldı. Bu korkunç bir resimdir. “Ulaşamazsak her faşizmin karşılaştığı gibi belki liderinin ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür. Ama bize yazık olur” diyor... Sana zaten yazık olmuş Metin Akpınar. Akpınar gibi toplumun genelinde kabul gören bir sanatçının bu duruma düşmesi kötü bir örnek teşkil etmiştir. Ayaktan asılmayı söylerseniz, faşizmi kastediyorsunuzdur. Bunu kabul ederseniz, Erdoğan’ı faşizmin lideri olarak kabul ediyor, öyle yorumluyorsunuzdur. Metin Akpınar Bey’in, Halk TV’ye çıkıp, 5 dakikalık bir konuşma yapmasını istiyorum. “Yanlış bir örnek verdim, bu örnek yanlıştır, bu benim gafletimdir, cehaletimdir, milletimden özür diliyorum” demesi lazımdır. Bu örneklerle Türkiye’yi iyi yere vardıramazsınız.
Yediveren gülü gibi: Her partide MHP’li aday var. Yediveren gülü gibi maşallah, her partide aday var. Hepsi bir araya gelseydi, biz bir şey olurduk ama...

-Konsey ortaya çıkarılmalı: Çok konuşan siyaset, bu konuda suskun. FETÖ’nün 8. ayağı olarak ses yok. Bunun üzerine gidilmesi lazım. Suyu gözünden içmek lazım. Bunun için de Yurtta Sulh Konseyi’nden yakalamak lazım. Yurtta Sulh Konseyi kimdir? Sivil kanadı ne kadardır? Bürokratı ne kadardır? Oradan aşağı doğru, üzüm salkımı gibi gelmek lazım. Bu çok önemli. Bu kadar soruşturmanın sonucunda, bir araya getirip bu işin beyni olan Yurtta Sulh Konseyi’ni çıkarmak lazım. Artık Türkiye sorgulamada bu aşamaya gelmeli; Yurtta Sulh Konseyi’ne doğru tırmanmalı, başı nerede görülürse orayı ezmeli.

-İnönü’yü ülke bağrına bastı: (İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar) Bu saldırıları kabullenmek, onun üzerinden siyaset üretmek kadar çirkin bir şey olmaz. İsmet Paşa’yı yıllar sonra kim anlatacak? Bu ülke onu bağrına basmıştır.