AKP'den 'Alman komedyen' açıklaması

AKP Sözcüsü Çelik, AKP Genel Merkezi önünde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

'İDEOLOJİK BEYAN'

Avrupa Parlamentosu (AP)'nun oy çokluğuyla kabul edilen Türkiye raporu hakkında görüşleri sorulan Çelik, "Nasıl ki PKK terör örgütüyse, PYD de terör örgütü. PKK'nın terör örgütü olduğunu vurguluyor rapor ama, PYD'nin terör örgütü olduğu konusunda bir ifade kullanmaksızın Türkiye, Suriye'deki Kürtleri bombalıyor, gibi bir ifade kullanıyor. Bu baştan aşağıya yalan ve yanlış bir değerlendirme. Türkiye'nin Suriye'deki Kürtleri bombalamak gibi bir politikası yoktur. Bunu söyleyen, bu değerlendirmeyi yapan bir rapor yanlış ve yalan bir değerlendirmede bulunuyor. Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından çatışma içerisinde olduğu ve tedbir aldığı husus PYD ve DAİŞ terör örgütüdür" ifadelerini kullandı.

Raporu ideolojik bir rapor olarak değerlendiren Çelik, "Biz bu raporun ön yargılı ve ideolojik bir rapor olduğunu düşünüyoruz. Tutuklu gazeteciler dediği meselelerde, defalarca kendilerine anlattık. Onların verdiği listedekilerin hiçbiri gazeteci değil. Yargılandıkları ve hüküm giydikleri konular gazetecilikle ilgisi olmayan terörden gaspa kadar geniş yelpazedeki konular" diye konuştu.

AP'nin Türkiye raporunu, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde gelinen son durum üzerinden de değerlendiren Çelik, "Son gelişmelerle birlikte Türkiye ve AB arasında ortaya çıkan son zirvelerle birlikte Türkiye-AB ilişkileri yeni bir ivme kazandı. Bu yeni ivme çerçevesinde yeni fasılların açılması, yeni bir aşamaya geçilmesi şeklinde pozitif bir ajanda var. Rapor, Junker'in açıklamalarını bile inkar eden bir yaklaşımla adeta Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir ivmeyle, iyi bir doğrultuda gitmesini istemeyen kesimlerin ideolojik bir beyanı olarak ortaya çıkmış gibi gözüküyor. Dolayısıyla bizim açımızdan rapor sağlıklı, rasyonel, maddi bilgilere dayanan ve gerçekçi bir rapor olmadığı için iade edilme kararı en doğru karar olarak ortaya çıkmış bulunuyor" dedi.

'TAKDİRLE KARŞILIYORUZ'

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Alman Devlet Televizyonu ZDF'de yayımlanan bir programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bir şiir okuyan mizahçı Jan Böhmermann'ın yargılanmasına izin verdikleri yönündeki açıklamasıyla ilgili Çelik, "Kuşkusuz bu karar, doğru bir karar. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na yapılan bir hakaret, milletimize ve devletimize karşı yapılmış bir saygısızlıktır. Söz konusu şahsın ortaya koyduğu ifadeler kesinlikle bir eleştiri değil, doğrudan hakaret etme amacıyla ortaya koyulmuş ifadeler. Bu soruşturmaya izin verilmesini biz memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun doğru bir adım olduğunu düşünüyoruz. Siyasiler eleştirilebilir. Dünyanın her tarafından cumhurbaşkanları, başbakanlar eleştiriliyor. Fakat doğrudan hakaret kastıyla, hakaret cümleleri kullanılarak yapılan bir şeyi hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Şahısla ilgili soruşturmaya izin verilmesini son derece olumlu karşılıyoruz. Bu kararın verilmesini takdirle karşılıyoruz" şeklinde konuştu.

AKP BAHÇELİ'NİN YANINDA

MHP'de kurultay tartışması sorulan Çelik, yargı kararlarıyla parti içi dinamiklere müdahale ediliyor gibi bir görüntünün ortaya çıkmasının siyaset açısından doğru olmadığını belirterek "Kongre olacak, olmayacak; bu mesele bizi ilgilendirmez. MHP'nin iç meselesidir. Yargı kararlarıyla bir partinin iç dinamikleri şekilleniyor. Bu sivil siyaset açısından doğru bir yaklaşım olmuyor. Yargı kararlarıyla kongre sürecinin şekillenmesi, yargı kararları üzerinden partilerin iç dinamiklerinin şekillendiriliyor gibi bir görüntünün ortaya çıkması kuşkusuz siyaset açısından doğru bir şey değil" açıklamasında bulundu.

'TAKVİMDE BİR AKSAMA YOK'

Yeni Anayasa çalışmalarında gelinen son durumun sorulması üzerine AKP Sözcüsü Çelik, şöyle konuştu: "Takvimimiz normal şekilde işliyor. Takvimde bir aksama yok. Mayıs sonuna bu yazımı yetiştireceğiz, demiştik. Komisyonumuz o disiplinle çalışıyor. Alt komisyonlar yazımlara başladı. Bütün konu başlıklarında en önemsediğimiz şey evrensel standartlarda kendi geleneklerimizin de ilham verdiği, ama evrensel standartları da içeren kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, denge denetleme sistemleri, temel haklar konusunda yetkin bir belgenin ortaya çıkması gerektiği şeklinde bir yaklaşımımız var. Sayın Başbakan'ımızın başkanlığında da bazı toplantılar yapıyoruz"