AKP'de 'molotof' sıkıntısı

Hükümet ‘iç güvenlik paketi’ kapsamında 4 ayrı taslak hazırlayan AKP’de, molotof ve polis akademisinin kaldırılması konusunda görüş ayrılığı yaşanıyor.

Emine Kaplan / Cumhuriyet

AKP hükümeti, Kobani eylemlerinin ardından “kamu düzeni ve güvenliğinin” sağlanması gerekçesiyle 4 ayrı taslak hazırlıyor. Bu kapsamda molotofun silah sayılması ve polise molotof atan göstericileri “vur” yetkisi içeren düzenlemenin sıkıntı yaratabileceği konusunda parti içinde görüş ayrılıkları yaşanıyor. Bu yetkinin kötüye kullanılmasının provokasyona yol açabileceği ve eylemleri tırmandırabileceği görüşü dile getirilirken, yetkinin bazı koşullara bağlanması gerektiği kaydediliyor. Polis kolejleri ve akademinin kaldırılmasının da polis yetiştirilmesinde boşluk yaratacağı endişeleri ifade ediliyor.

Hükümet, “iç güvenlik paketi” kapsamında ad ve soyadın kolayca değiştirilmesi, Polis Vazife ve Selahiyat Yasası’nda önleme gözaltı getirilmesi, paralel yapıyla ilişkisi olan emniyet amirlerinin tasfiyesini öngören Emniyet Teşkilat Yasası’nda değişiklik ile molotofun silah sayılması ve molotof kullanan eylemcilerin tutuklu yargılanması ile kamu malına zarar verenlerin daha ağır cezayla cezalandırılmasına ilişkin 4 ayrı taslak üzerinde çalışıyor. Emniyet Teşkilat Yasası’nda yapılacak değişiklikle polis kolejleriyle Polis Akademisi’nin kaldırılması planlanıyor. Bunun yerine Polis Amirleri Eğitim Merkezleri”nin açılması öngörülüyor. Ancak parti içinde bu düzenlemenin polis yetiştirilmesinde sıkıntı ve boşluk yaratacağı dile getiriliyor.

Emniyet kökenli AKP’li milletvekilleri, “Özellikle polis kolejlerine ağırlıklı olarak paralel yapının dershanelerine gitmiş ve onların okullarında eğitim gören öğrenciler geliyor. Kolejlerin kaynağı burası. Polis Akademisi’nde de benzer bir durum var. Paralel yapının bu okullar aracılığıyla emniyette etkin olmasının önüne geçilmeli, ancak bu okulların kapatılmasıyla da polis ve amir yetiştirilmesinde sıkıntı yaşanabilir. Amirlerin yetişmesi eğitim merkezleri ve hizmet içi eğitim etkin hale getirilebilir. Ancak bu da ne kadar yeterli olur, bunun değerlendirilmesi gerekir” görüşünü ifade ediyor.

 

‘Vur’ yetkisi kötüye kullanılırsa

Hükümetin hazırladığı diğer bir taslakla Türk Ceza Yasası’nda değişiklik yapılarak molotofun “silah” sayılması öngörülüyor. Polis Vazife ve Selahiyat Yasası’na göre de molotofun silah sayılması durumunda polise doğrudan ateş etme yetkisi verilecek. Başbakan Ahmet Davutoğlu, molotof kullananların terörist sayılacağı ve buna göre hareket edeceğini açıklamıştı. Parti içinde, böyle bir yetkinin kötüye kullanılması durumunda kamu düzeninin sağlanması amacıyla getirilen bir düzenlemenin gösteri ve eylemleri daha da tırmandırabileceği değerlendirmesi yapılıyor. Bazı AKP’li hukukçular, “Bir kişinin vurulması durumu psikolojik olarak eylemleri daha da tırmandırma sürecine yol açabiliyor. Burada provokasyonlar da dikkate alınmalı. Bu yetkinin kötüye kullanılması durumu da olabilir. Polisin içinde kötü niyetli kişiler olabilir. Böyle bir yetkinin kendisiyle verilmesiyle molotofu gerekçe göstererek eylemcilerin üzerine ayrım yapmadan ateş edebilir. Bu durumda kamu düzeninin sağlanması amaçlanırken, iş daha kötü bir hale gelebilir. Bu nedenle bu yetkinin bazı koşullara bağlanarak ve kötü niyetle kullanılmasının önüne geçilecek yaptırımlarla verilmesi gerekir” görüşünü dile getiriyor.

 

Görevden alınan kişilerin iadesi

Hükümet, görevden alınan kamu çalışanlarının mahkeme yoluyla aldıkları iade kararlarının 2 yıl uygulanmamasına ilişkin yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce yürürlüğünün durdurulması ve iptal edilmesi üzerine formül arayışına girdi. TBMM’ye iç güvenlik paketi kapsamında sunulacak ya da Adalet Komisyonu gündeminde bulunan yargı paketlerine bu düzenlemenin süre sınırı değiştirilerek yeniden getirilebileceği belirtiliyor.