AKP yedek polis devleti hazırladı
İkinci Ergenekon davasında tutuklu sanık Toplumsal Dönüşüm Sahibi ve Kuvayı Milliye 1919 Derneği yöneticisi Durmuş Ali Özoğlu "AKP yedek polis devleti hazırladı" iddiasında bulundu.
cumhuriyet.com.trSilivri Cezaevi bitişiğindeki salonunda devam eden 2. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün mazereti nedeniyle heyete başkanlık eden Hasan Hüseyin Özese’nin savunmasına devam etmek üzere kürsüye çağırdığı tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu, “ABD'nin hukukunu ihlal ettiğim için infaz ediliyorum. ABD'nin AKP'in çıkarlarını ihlal edenler Ergenekon'un içine konuluyor” dedi.ABD’de Acil Durum Seferberlik Kurulu adlı bir birim olduğunu anlatan Özoğlu, “Amerika, bir toplama kampı yaptırdı. Türkiye’de de bunun hazırlıklarını mı yapıyorlar? Silivri bir örnek oluşturuyor. AKP yedek polis devleti hazırladı” dedi.
Gazetelerden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yeğeninin uyuşturucu ile yakalandığına ilişkin haberlerin başlıklarını okuyan Durmuş Ali Özoğlu şöyle devam etti:
“Yeğenini uyuşturucu yakalayınca polisler Erdoğan’ı arıyorlar. ‘Gereğini yapın’ diyor. Bizim için de ‘gereğini yapın’ dedi mi? Bu bir polis devleti oluşturulduğunun en önemli kanıtıdır.”
Bizimkileri de ayarladılar mı
DTP Milletvekili Hatip Dicle’nin Mahmur Kampı’ndan gelen PKK’lilerin Habur’dan girişlerine ilişkin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a söylediği iddia edilen sözlere değinen Özoğlu, “Atalay ‘Habur’u ayarladık, geldikleri gibi geçecekler, hakim ve savcıyı ayarladık’ demiş. Bizimkileri de mi ayarladılar? Tutuklu psikolojisiyle ister istemez böyle düşünüyorsunuz” diye konuştu.Sahibi olduğu Toplumsal Dönüşüm Yayınevi ve Toplumsal Haber İnternet Sistesi’nde örgüt propagandası yaptığının iddia edildiğine dikkat çeken Özoğlu “Bu yayın evini örgüt mü çıkardı. Yazarlarımın yüzde 95’i asker o zaman burada örgüt kim. Bana ‘TSK’yi savunmak sana mı kaldı’ denilebilir. Benim üzerimden ateş ediliyorsa savunurum” dedi.
Mustafa Kemal’in askerleri
Örgütün afişlerini dağıtmakla suçlandığını anımsatan Özoğlu “Mustafa Kemal'in askeriyiz”, “Mevzu Vatan ise gerise teferruattır” yazılı Atatürk ve Türk bayraklarının yazılı olduğu afişleri göstererek “Örgütün afişleri bunlar. Örgütün lideri de Atatürk... Bu iddianameyi yazanların Atatürk düşmanı olmadığını bana söyleyebilir misiniz?. Ordunun içine sızma girişimi” suçlamasına karşı şu yanıtı verdi: “Sızılacak bir durum varsa başka ülkenin ordularına sızarım. Bu da o ülkenin ordularının sorunudur. 5 tane hakim arkadaşım olursa adliyeyi mi ayarlamış oluyorum? Bu durumda Tayyip Erdoğan’ı, İçişleri Bakanı’nı nereye koyacağız. İçişleri Bakanı hem adliyeye sızmış, hem emniyete”diye konuştu.Özoğlu, kendisinde bulunan Sedat Peker fotoğrafına ilişkin de şu açıklamayı getirdi:
“Bu Sedat Peker ile gazeteci Ecevit Kılıç’ın fotoğrafı. Ecevit Kılıç eskiden Cumhuriyet’te yazardı. Şimdi eksen kayması oldu. Fethullah’a övgüler düzer oldu. Bizim yayınevine gidip geliyordu. O fotoğraflar bir kitap çalışması kapsamında oldu.”
İki savcı sanığa soru yöneltmedi
Anadolu Ajansı'nın haberine göre duruşmada tutuklu sanık Özoğlu, savunmasının ardından çapraz sorgusu sırasında savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ile üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorularına yanıt vermeyeceğini söyledi. Duruşmada, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, Özoğlu'nun daha önce alınan ifadelerini okumasının ardından çapraz sorguya geçildi. Savcı Pekgüzel de Özoğlu'nun savunmasında suçlamalara ilişkin yeterli açıklık getirmediğini belirterek, savunmasında suçlandığı konuların dışında konuştuğunu kaydetti. Eylemlerin aydınlatılması için birçok konuya ilişkin soruları olacaklarını ifade eden Pekgüzel, sorularını sözlü muhakeme tarzına uygun olarak hazırlandığını, bazen bir soruya verilen cevabın başka soruları doğurduğunu vurguladı.
Pekgüzel, ''Özoğlu'nun sorulara cevap vermeyeceğini belirtmesi üzerine, zaman kaybı olmaması açısından, çapraz sorgudan beklenen fayda sağlanamayacağı ve diğer sanıkların savunmalarının gecikmemesi için şimdilik soru yöneltmiyoruz. Diğer sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından delillerin değerlendirilmesi aşamasında sorularımızı yönelteceğiz'' dedi.
Çapraz sorgu
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti, Özoğlu'na sorularını yöneltti. Özoğlu üye hakim Hüsnü Çalmuk'un, ''Psikolojik harp konusunda eğitim aldınız mı?'' sorusuna, yazar ve yayıncının birçok konuda bilgisi olduğunu, kendi branşının da terör olduğunu, terör hakkında yazanların da bunları bilmesi gerektiğini kaydetti. Çalmuk'un, ''Psikolojik harp, psikolojik harekat belgelerini nasıl elde ettiniz, siz mi yazdınız?'' sorusuna da Özoğlu, bu belgelerin kendisine ait olmadığını ama delilleri arasında gösterildiğini kaydetti. Çalmuk'un, ''Asker kitleniz olduğunu söylüyorsunuz. Nasıl elde ettiniz bu kitleyi'' şeklindeki sorusunu ise Özoğlu, Kemalist ve Atatürkçü yayınları olduğunu, askerlerin de bunları okuduğunu söyledi.
Çalmuk, Özoğlu'ndan Kıbrıs Alay Komutanlığı'nda çekilen ve bir askerin kendisini hazır ol vaziyetinde karşıladığı fotoğrafı açıklamasını istedi.
Özoğlu da bunun kendi fotoğraf makinasıyla çekildiğini, Kıbrıs'a gazilerle gittiklerini, o ortamda orgeneralden astsubaya kadar askerler olduğunu, askerlerin üzerlerinde üniforma varken subayla, erle ve bir çocukla bile konuşurken bu şekilde durduklarını anlattı. Çalmuk'un, ''Çizginizi belli etmek için yaptığınız faaliyetler nelerdir?'' sorusuna Özoğlu, yayınları, gazetelere çıkan ilanları ve posterleri olduğunu söyledi. Protokol listesindeki kişilere gönderdikleri kitapların bedava reklam olduğunu ifade eden Özoğlu, ''Kitaplar aracılığıyla ulaşılan kitle arasında en üst rütbede kimler var?'' sorusuna ise ''Orgeneraller var. Sıkıldığımda arayıp sohbet ettiğim orgeneraller var. Dostlar arasında rütbeler önemli değildir. Fikirlerimi sorarlar, ben de onlara sorarım. Atatürk'le ilgili yapılan çalışmalarda fikir sorarız'' diye yanıtladı. Çalmuk'un bilgisayarda çıkan hard diskin içerisinde birinci davanın sanığı Muzaffer Tekin'in çeşitli ortamlarda çekilen fotoğrafları olduğunu, bunların nerelerde çekildiğini sorduğu Özoğlu, sanıklardan İbrahim Özcan'a ait olan bu fotoğrafların nerelerde çekildiğini bilmediğini anlattı. Özoğlu, bu fotoğrafların muhafaza edilmesi için yayınevinin bilgisayarına konulduğunu açıkladı.
'Kitaplar sayesinde bize ulaşırlar'
Özoğlu, başka bir soru üzerine, bir kişiyle yaptığı konuşmada birinci davanın tutuklu sanığı Ergün Poyraz'ın JİTEM tarafından korunduğunu söylemesinin bilgiye dayanmayıp bir düşünce olduğunu dile getirerek, ''Poyraz'ı jandarma koruyordu. Askerler korursa, JİTEM korur düşüncesiyle söylenmiştir'' dedi. Çalmuk'un başka bir sorusuna da Özoğlu, askerleri kendi taraflarına çekmek için öğrenciye ihtiyaçları olmadığını belirterek, ''Öğrencileri çekmek için bir amacımız, çabamız olmadı. Atatürkçü kitaplar sayesinde bize ulaşırlar'' diye konuştu.
Tutuksuz sanıklardan Noyan Çalıkuşu'nu da aile dostları arasında tanıdığını, Ankara'da sanıklardan Kemal Aydın'a gittiğinde tesadüfen tanıştıklarını ve irtibatlarını koparmadıklarını kaydetti. Sanıklardan Mehmet Ali Çelebi'yi de tanıdığını belirten Özoğlu, bu şekilde toplam 2-3 kişiyle tanıştığını anlattı. Birbirlerinin çok zıt kitapları olmasına rağmen Abdurrahman Dilipak'ı bile sevdiğini ifade eden Özoğlu, daha önceden sevmediği Tuncay Özkan'ı da duruşmalarda tanıyıp sevdiğini vurguladı. Hüsnü Çalmuk'un sorularını tamamlamasının ardından üye hakim Hasan Hüseyin Özese, duruşmayı 18 Şubat Perşembe günü saat 09.00'a erteledi.