AKP yakalandı
Sayıştay raporlarının TBMM’den “kaçırılması” nedeniyle AKP hükümetinin bütçesini “gayri meşru” ilan eden CHP; hükümetin 2010 yılından itibaren Sayıştay’ı işlevsizleştirip denetimden kaçınarak, “yolsuzluk, usulsüzlük ve yetim hakkı yeme”nin kapısını açtığı saptamasına yer verdi.
Ayşe Sayın / CumhuriyetMeşru değil: Demokratik yönetimlerin en önemli özelliklerinden biri yönetenlerin halka hesap vermesidir. Hesap vermek bir iktidar için hem bir görev hem de bir onurdur. Yasama organı adına denetim yapacak kurum Sayıştay’dır ve onun denetim raporları TBMM’ye eksiksiz gelmek zorundadır. Bu raporlar olmadan yapılacak Bütçe ve Kesin Hesap kanunlarının meşruiyeti yoktur. Demokrasilerde hesap vermek bir görev ve onurdur. Ne çelişkidir ki, kendini milli iradenin tek temsilcisi olarak gören AKP iktidarı, milli iradeye hesap vermekten korkmaktadır. Her vatandaş hükümete “Benim ödediğim vergiler nereye harcanıyor” diye sorma hakkına sahiptir.
Kamu zararını gizleme çabası: AKP hükümeti, kamu kaynaklarının nasıl harcandığını Sayıştay ve Meclis denetiminden kaçıracak girişimlere 2010 yılında başlamıştır. Ekonominin çapasız kalmasının ve bunun sonucu ekonomide meydana gelen kırılganlıkların altında iktidarın hesap vermekten ve denetimden kaçınması da yatmaktadır. AKP, Sayıştay’ın “performans denetimi” yapma yetkisini kaldırmıştır. Çünkü hükümet, Sayıştay’ın TBMM’ye sunmaya hazırlandığı performans denetimi raporlarının altısında yer alan, “kamu kaynaklarının verimlilik, etkililik ve ekonomiklik ilkelerine uyulmadan savurganca kullanıldığı ve yüksek miktarda kamu zararına neden olunduğuna” ilişkin bulguları TBMM’den ve kamuoyundan saklamak istemiştir.
Sayıştay’daki AKP ağırlığı engelledi: Sayıştay yönetimi, 2011 yılına ait 132 Sayıştay raporunu TBMM’ye göndermemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen, AKP Grubu 2012 yılı denetim raporlarının TBMM’ye gönderilmesini önlemek amacıyla, 2013’ün nisan ayında yeni bir kanun teklifini TBMM’ye sunmuştur. Ancak başta CHP olmak üzere, muhalefet partileri ile Sayıştay denetçilerinin ve medyanın yoğun tepkisi üzerine söz konusu teklif yasalaşmamıştır. Ancak bu kez de Sayıştay üst yönetimi devreye girmiş ve denetçilerin tespit etmiş olduğu yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin denetim bulgularını raporlardan ayıklamıştır. Söz konusu raporların TBMM’ye gönderilmeyişinde, görev başındaki Sayıştay Başkanı ile 50 Sayıştay üyesinden 42’sinin TBMM’de hiçbir uzlaşma arayışına girilmeden, AKP’nin parlamento çoğunluğu tarafından seçilmiş olmasının etkisi olduğu açıktır.
Yolsuzluk da olur, yetim hakkı da yenir: Hesap vermek bir iktidar için zül değildir. Demokrasilerde hesap vermek iktidar için bir görev ve onurdur. İktidarların hesap vermediği, vermekten kaçtığı rejimlerde yolsuzluk vardır, usulsüzlük vardır, haksız kazanç vardır, hak gaspları vardır, tüyü bitmemiş yetimin hakkının yenmesi vardır. Hesap vermeyen hükümetlerin yaptığı bütçelerin meşruiyeti sorgulanır. Parlamentoda hesap vermeyen bir hükümetin meşruiyeti her zaman tartışmalıdır. Bu bütün demokrasilerde böyledir. Bunun istisnası totaliter rejimlerdedir. Halka hesap vermeyen rejimlere “diktatörlük” denir.
Mahkemede yakalandı: Sayıştay raporu, hesap vermek demek, saydamlık demek. Vatandaştan alınan verginin nasıl harcandığının hesabını vermek demek. Hükümet hesap vermekten koktu. Yolsuzluğu, haksız kazancı örtbas etmeye çalıştı. AKP yasaları ve kurumları yolsuzluk yapılmasını kolaylaştıracak, yolsuzluğun ortaya çıkmasını zorlaştıracak şekilde düzenlemeye çalıştı. Bunun için başta Sayıştay denetimi olmak üzere demokratik denetim kurumlarını zayıflattı. Başta yargı tüm demokratik güçlerin denetimini yok etmeye çalıştı. Sayıştay denetiminden kaçtı, savcı denetimine yakalandı. Meclis’ten kaçtı, mahkemede yakalandı.