AKP, tarihi de satıyor

İzmir Alsancak’taki 90 yıllık tarihi elektrik fabrikası, yaklaşık 11 dönümlük arazisiyle birlikte Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından satışa çıkarıldı.

YUSUF ÖZKAN

Konumu nedeniyle yıllardır rantçıların iştahını kabartan fabrika ve alanı, “korunması gerekli kültür varlığı” tesciline karşın ÖİB’ye göre “Metruk ve harap yapı”. Üstelik taşınmazın, ihale olmaksızın “satış” yöntemiyle birilerine peşkeş çekilebileceği vurgulandı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi binanın müzeye dönüştürülmesini isterken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da “Göreve hazırız” dedi.

Alsancak Elektrik Fabrikası`nın arazisiyle birlikte satılması için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ilana çıkıldı. Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’nin (ADÜAŞ) diğer taşınmazlarıyla birlikte verilen ilanda, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtildi. Buna göre taşınmaz, Devlet İhale Kanunu kısıtları uygulanmadan, ADÜAŞ tarafından “dilediğine” satılabilecek. 

TESCİL YOK SAYILDI 

İlanda ayrıca, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 8 Ocak 1998 tarihinde verilen “korunması gerekli kültür varlığı” tescil kararı da görmezden gelindi. Fabrika tanıtım dokümanında, “Parsel üzerinde, 1926 yılında inşa edilmiş Türkiye’nin linyit kömürüyle üretim yapan ilk tesisi olan tarihi elektrik santralı (elektrik fabrikası olarak da anılır) bulunmaktadır” ifadesine karşın ilanda, sıradan bir araziden söz edilerek, “10 bin 720 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ve üzerindeki yapılar” denildi.

EMO İzmir Şubesi, 1943 yılında kıt kaynaklarla kamulaştırılarak dönemin İzmir Belediyesi’ne devredilen taşınmazın ve fabrikanın, amaç dışı kullanımının önlenmesi için tüm kentlilere çağrı yaptı. Alanın tapusunun yeniden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi ve yenilendikten sonra müze/eğitim amaçlı kullanılmasını isteyen şube yönetimi, şu görüşlere yer verdi:

“İnşa edildiği dönemin endüstriyel özelliklerini yansıtmasının yanı sıra ülkemizin kalkınma çabaları içinde de önemli yeri bulunan tarihi yapımız, hemen yanı başındaki Havagazı Fabrikası gibi kentin kültürel yaşamına katkı sağlayacak şekilde teknoloji müzesi ve eğitim merkezine dönüştürülmelidir. ‘Özelleştirme’ adı altında üzerindeki tarihi binanın zamanla yok edilerek, alanın ticari olarak yapılaşmaya açılmasının önüne geçilmeli ve tarihi simge yapı kente kazandırılmalıdır. Kentte yaşayan tüm yurttaşlar ve elektrik fabrikasında yıllarca emek veren meslek büyüklerimiz adına, başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşları; binanın restore edilerek İzmir”e yeniden kazandırılması için girişimde bulunmaya çağırıyoruz” 

GÖREVE HAZIRIZ 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, kentin endüstri tarihinde çok önemli yeri olan bu yapıyı restore ederek kent yaşamına kazandırmak için Özelleştirme İdaresi’ne iki kez başvurduklarını belirterek, “Ancak hiçbir yanıt alamadık. Bu yapının satılmaya değil korunmaya, yaşatılmaya ve gelecek kuşaklara aktarılmaya ihtiyacı var. Biz de buna talibiz” dedi.

Yapının kente kazandırılmasının önemine değinen Kocaoğlu, “Burası, İzmir’in endüstrileşme tarihi için önemli bir yapıdır. 20 yıldır hiçbir şey yapılmadığı gibi, kamunun elinden çıkarılarak özelleştirilmesi, kentin belleğini de yok edecektir. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, yapının restore edilerek kentin günlük hayatına kazandırılmasına konusunda ortak çalışma yapmaya hazırız. Bu satış karanının gözden geçirilmesini ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsisini talep ediyoruz” diye konuştu. 

90 YILLIK 

Elektrik Fabrikası, bugün müze olarak hizmet vermeye devam eden İstanbul’daki Silahtarağa Santralı ile aynı dönemde çalışmaya başladı. Temeli, 1926 yılında Belçikalı Traction-Elektricite şirketi tarafından atıldı.Santralın 18 Ekim 1928‘de devreye girmesiyle birlikte kentte yaşam değişmeye başlamış, sokak aydınlatmasında hava gazından elektriğe geçildi. İlerleyen yıllarda ise atlı tramvaylar yerine troleybüsler devreye girdi. Yerel yönetime bağlı ESHOT’tan sonra Etibank’ın işlettiği santral, Türkiye Elektik Kurumu’na (TEK) devredildi. TEK’in parçalanmasından sonra da ADÜAŞ bünyesinde kaldı. Üretimin durdurulmasının ardından, teknoloji tarihi açısından önemli ekipmanlar ve cihazlar hurdaya ayrılarak, yok edildi.