AKP medreseleri canlandırdı
Kamuoyunda “melle açılımı” olarak bilinen uygulama da sonrası medreselerden resmi kadrolara 51 imam atandığı ortaya çıktı.
Ozan Çepni
Doğu ve Güneydoğu’daki medreselere yönelik birçok akademik çalışmada sosyolojik inceleme yapılmasına karşın, MEB’in yasal işlemler için harekete geçmemesi dikkat çekti. Akademik çalışmalarda medreselerin dernek ve vakıflar şeklinde örgütlendikleri, Cumhuriyetin kurduğu ilahiyat fakültelerinin değil, medreselerde eğitim alan mollaların yüksek din eğitimini şekillendirdiği sonuçlar dikkat çekti. Ankara Üniversitesi’nde Abdusamet Kaya’nın “Medrese kökenli imamlar ile ilahiyat fakültesi mezunu imamların din anlayışlarının karşılaştırmalı analizi” başlıklı doktora tezinde ilginç değerlendirmeler yer aldı. Akademik çalışmadan dikkat çeken başlıklar şöyle:
Diyarbakır’da 20 medrese: Günümüzde Diyarbakır şehir merkezinde, cami altlarında, apartman dairelerinde veya medrese olarak inşa edilmiş müstakil yapılar şeklinde yaklaşık yirmi medrese bulunmaktadır. Büyük çoğunluğu resmi Kuran kursu olan bu medreselerin birkaç tanesi kadınlara yönelik olarak faaliyet göstermektedir. Bu medreselerden 2015 yılında yaklaşık doksan medrese talebesi icazet almış, bazı dini gruplar kendi medreselerinden icazet alan öğrencileri için görkemli icazet programları düzenlemiştir.
Mollalar devlet kadrosunda: Mollalık, ortalama 8-10 yıl süren ve yoğunlukla Arapça öğretimi merkezli bir medrese eğitiminden sonra icazetname alınarak kazanılan bir statüdür. Günümüzde mollaların büyük bir kısmı DİB bünyesinde imam-hatip, müftü, vaiz, Kuran kursu öğretmeni olarak çalışmaktadır. Araştırmanın yapıldığı dönemde, İl Müftülüğü’nden Diyarbakır’da 381 hocanın görev yapmakta olduğu öğrenilmiştir. Mollaların sayısına yönelik resmi bir kayıt bulunmadığından, Diyarbakır’da görev yapmakta olan imamların kaç tanesinin medreseden icazetli olduğu tespit edilememiştir. Ancak, kamuoyunda “melle açılımı” (2012) olarak bilinen ve bakanlar kurulunun 7/15754 sayılı kararı ile açılan kadrolara, icazet belgesi ile görev başvurusunda bulunup, resmi kadrolara atanan imamların sayısının 51 olduğu tespit edilmiştir.
2000 ve sonrası: Cumhuriyetten sonra yasadışı sayılan medreseler, 2000’li yıllardan sonra devletle yakınlaşmış, birçoğu Kuran kursu adı altında hem yasal meşruiyet sorununu aşmış hem de devletten maddi destek almaya başlamıştır. Devletin çeşitli açılımlarla medrese mezunlarını Diyanet kadrolarına alması, medreselilerin devletle daha da yakınlaşmalarını sağlamıştır.
İlahiyatlar medreselere benzedi: Türkiye’de ilahiyatçıların modernist bir din anlayışına sahip oldukları şeklindeki genel yargı, ilahiyatın kuruluş amacı bağlamında geçerli olsa da, güncel pratikler esas alındığında söz konusu yaklaşım bütün ilahiyat camiasını açıklamaktan uzaktır. Modernist din anlayışı, Ankara ilahiyat dışındaki ilahiyat fakültelerinde pek etkili olamamış, bu fakültelerdeki din anlayışı giderek halk dindarlığına daha fazla yaklaşmıştır. İçinde yer aldıkları toplumsal doku ve sahip oldukları beşeri sermayeden dolayı, taşra üniversitelerindeki ilahiyat fakültelerinde muhafazakârlaşma olgusunun daha belirgin olduğu söylenebilir.