AKP Kürt sorununu çözemez
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı: AKP Kürt sorununu çözemez
Ayşe Sayın / CumhuriyetCHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Cumhuriyet Ankara Bürosu’nu ziyaret etti. Bekaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar ana başlıklarıyla şöyle:
Anadil, ortak dil, yabancı dil: Bu konuylailgili Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bir çalışma yaptırdı. Orada şu endişeler var, çocuk bütünüyle anadiliyle eğitim yaparsa, nasıl Türkiye vatandaşı olarak eşit haklardan yararlanabilir?
Yani sadece Kürtçe bilen bir çocuk, işte ilkokuldan başladı, ünversiteyi bitirdi, Kürtçe dışında başka bir dil bilmiyor. Bu çeşitli haklardan istifade etme konusunda ciddi şekilde zorlayabilir. Dolayısıyla öyle bir sistem getirilmeli ki, bir defa ortak bir ülkede yaşayacaksak, orta dil olmalı, bu da Türkçe’dir. Bir de Türkiye’de bir de yabancı dil sorunu var. Bunu da çözmek gerekiyor. Dolayısıyla bu üçünü birarada çözecek bir sistem olmalıdır diyoruz.
AKP Kürtleri de böldü: Ben idida ediyorum, Kürt meselesini bu çerçevede ancak CHP çözer, AKP çözemez. Çünkü AKP’nin de kendine özgü bir millet tanımı var ve bu halkın içindeki bir grubu kendi kimlikleriyle tanıyor. Bölerek siyaset yürüttüğü için kürtleri de kendi aralarında bölüyor. Dolayısıyla
o zinniyet çözemez. Çünkü bu sorun sosyal demokrat bir programla çözülebilir. Bu ancak CHP ile olabilir. CHP, cumhuriyeti kurmuş, sonra çok partili demokratik sisteme geçirmiş bu ülkeyi. Şimdi Türkiye’yi parçalanmaktan, daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktan, ancak CHP sosyal demokrat programıyla kurtarabilir.
CHP net: Bugünden itibaren hiçkimse CHP’yi “Kürt düşmanı, çözüm sürecinin karşıtı” gösteremez. Bu konuda CHP netleşmiştir. CHP’den geçmişte biliyorsunuz, Diyarbakır, Mardin, Urfa’da milletvekillliklerinin yarısını alıyordu. Milliyetçi olmayan Kürt seçmeni sosyal demokrat programı benimseyen Kürt seçmen, yavaş yavaş CHP’ye yönelecek diye düşünüyorum ben.
CHP şemsiye olabilir: Tabii AKP, kimlikler üzerinden seçmenini iyi konsolide etmiştir ki bu bir süre daha devam edecektir. Ama ciddi bir şekilde kendi tabanında da her yerde bir homurdanma var, bir güven kaybı var. Türkiye’de işlerin iyi gitmediğini artık AKP seçmeni de söylüyor. Hem toplumsal barış hem de ekonomik açıdından hem de uluslararası ilişkiler açısından iyi gitmediğini söylüyor. Buradan CHP büyük bir şemsiye açabilir. Herkesin altında yer alabileceği bir şemsiye açabilirse, gelecek için ümit CHP olacaktır bence.
CHP’li demokratikleşme, AKP refah istiyor: Toplumun bir kesiminin yeminli şekilde “CHP’ye oy vermem” gibi bir tavrı yok. Örgütlerimiz de Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme konusunda
çok istekli. Mesela araştırmalar var, son olarak Özer Sencer’in araştırması var, CHP seçmeni hem Kürt meselesinin çözülmesine, hem genel anlamda demokratikleşmeye AKP seçmeninden daha istekli ve açık. AKP seçmeni daha çok kalkınmaya refaha vurgu yaparken, CHP seçmeni demokrasi insan haklarına daha çok vurgu yapıyor.
Türbanın 9 yaşa inmesi: İndi ama çoğu insan da rahatsızlık duydu, 9-10 yaşındaki çocuğun başörtüsü takıp takmayacağı tartışması herkesi rahatsız etti. Siz gerçekten özgürlükçü davranırsanız, rahat bir şekilde ifade ederseniz, dindar kesimden bir problem çıkacağını sanmıyorum. AKP geçmişte olduğu gibi şimdi de bağıra bağıra göstere göstere elinde hiçbir şey kalmadı ve en son 9 yaşındaki çocuğa
başörtüsünü getirdi.
CHP’nin değil, cemaatin bakışı değişti: Cemaatle aynı yere düşmek CHP açısından çok tehlikeli. CHP aynı pozisyonda değil, aynı yerde değil cemaatle. Paralel yapıyla ne ilgisi olabilir CHP’nin?
Nasıl ki daha önce cemaat medyası CHP aleyhine ne varsa, ne olabiliyorsa, onları yazıp çiziyorsa, şimdi de iktidar aleyhine ne varsa kullanıyor. Bu CHP’yle ilgili bir hadise değil. Ama tabii CHP’nin bu ilişkide dikkatli olması gerekiyor. Ben 2008’de ilk defa “paralel yapı” kavramını kullanan insanım. O zaman AKP’liler bana hücum etmişti.