AKP kulislerinde çare arayışı: MHP’liler ve Gül

AKP kulislerinde MHP seçmenini, evete ikna etmek için ‘Referandum sonrası MHP’yi hükümete alacağız’ kozunun işlenmesi de konuşuldu.

Erdem Gül

Referandum tarihi yaklaştıkça AKP dikkatini, yönetimi “evet” dediği halde anketlerde tabanının büyük bölümü “hayırcı” çıkan MHP’ye çevirdi. AKP, bu nedenle İstanbul başta, batıdaki Kürt seçmenin hassasiyetini de gözeterek MHP tabanını ikna edecek formül arayışlarını konuşmaya başladı.

AKP, diğer seçimlere göre anketler konusunda sessiz kalmayı tercih ediyor. Ancak bu sessizlik, AKP’nin referandumun gidişi konusunda anket yaptırmadığı anlamına gelmiyor. AKP, 16 Nisan’da çıkacak sonuca ilişkin il il, bölge bölge ve Türkiye geneline ilişkin ölçümler yaptırmayı sürdürüyor. AKP de anketlerinde, bu referandumun üzerinde en çok konuşulan konusu olan MHP seçmeninin evete uzak oluşunu hatta hayıra daha yakın oluşunu gördü.

MHP alarmı

AKP’ye ulaşan anketlerde MHP seçmeninin üçte ikisinin evet vermeyeceği, hayırcı ya da hayıra daha sıcak olduğu ölçüldü. Bu ölçümlere, AKP’lilerin MHP’nin sahada etkili bir kampanya yürütemediğine, hayır için çalışan MHP’li muhaliflerin kampanyasının daha sonuç alıcı olduğuna ilişkin gözlemleri eklenince tam anlamıyla MHP alarmına geçildi.

Koalisyon kartı

AKP’de, MHP seçmenini ikna etmek ve hayırdan döndürmek için formüller üzerinde tartışmalar yapıldı. MHP seçmenini ikna etmek için en etkili formülün, bu partiye hükümet olanakları vermekten geçtiği görüşleri dile getirildi. Anayasa paketine göre referandumda evet çıkması halinde, cumhurbaşkanı seçimleri 2019’da yapılacağından mevcut hükümetin 2 yıl daha görevde kalması öngörülüyor. Bu çerçevede MHP seçmeninin ikna edilmesi için, “16 Nisan’dan sonra MHP’yi hükümete alacağız. Bazı bakanlıklar MHP’ye verilerek koalisyon kurulacak” açıklamasıyla mesaj verilmesi önerisi gündeme geldi. MHP’nin yıllardır iktidar olmaması nedeniyle önceden ilan edilecek “hükümet ortaklığı” sözünün MHP seçmenini önemli ölçüde etkileyeceği düşünüldü.

Kürt seçmen kaygısı

Ancak bu formülün artısı kadar eksisinin de olacağı, kritik önemdeki Kürt oylarının olumsuz etkileneceği kaygısıyla bu konuda karar verilemedi. AKP’de, eş genel başkanları ile çok sayıda milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle yeterli kampanya yürütememesine karşın HDP seçmeninin çok büyük oranda hayır oyu vereceği öngörülüyor. Ancak HDP’nin varlığına karşın hayır oyu vermesi beklenen ciddi oranda bir muhafazakâr Kürt seçmen bulunuyor. Muhafazakâr Kürt seçmenler, yalnızca Güneydoğu’da yaşamıyor. Başta İstanbul ve batıda referandumun sonucuna etki edecek oranda yüksek bir nüfusa sahip muhafazakâr Kürt seçmen bulunuyor. AKP, Kürt seçmeni tamamen kaybetmeme hassasiyeti nedeniyle MHP konusunda adım atamadı. AKP, Kürt oyları hassasiyetinin yanı sıra MHP’ye sağlanacak avantajların kendi içindeki “gizli hayırcı” oranını artıracağından da kaygı duyduğu için, bu aşamada koalisyon kartını kullanmama kararı aldı.

Abdullah Gül’ün tercihi

Referanduma ilişkin en sıcak tartışmalardan biri de Abdullah Gül’ün tercihi. Gül’ün Başbakan Binali Yıldırım’ın eski partililerle yaptığı iki toplantıya katılmaması hayırcı olduğuna yoruldu. Memleketi Kayseri’deki mitinge katılmayışı da bunu pekiştirdi. Gül’ün, “Türk tipi başkanlığa karşı olduğuna” ilişkin eski açıklamaları da paylaşılıyor. Gül, bu süreçte referandumdaki tercihiyle ilgili hiç konuşmadı. Ancak kulislerde Gül’ün, “hayırcı” olarak algılanmasından rahatsız olmadığı, evet kampanyasında görülmek istemediği ve tercihini açıklamayacağı da belirtiliyor. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu için de aynı değerlendirmeler yapılıyor. AKP içinde tercihleri en çok merak edilen iki ismin aralarının, Gül’ün ikinci kez cumhurbaşkanı adaylığının Davutoğlu’nun başbakanlığıyla kesildiği 2014’ten bu yana iyi olmadığı biliniyor. Özellikle Gül’ün Davutoğlu’na kırgın olduğu sır değil. Buna rağmen Gül ve Davutoğlu’nun bu süreçte bir araya gelip görüştükleri de AKP kulislerinde konuşuluyor. Bu nedenle iki ismin ortak bir bakış açısıyla evet kampanyasından uzak durdukları ifade ediliyor. AKP’de aralarında bakanların da bulunduğu çok sayıda milletvekili ve çevresinin de “gizli hayırcı” olabileceği konuşuluyor.