"AKP hem nalına hem mıhına vuruyor"

Bengi Yıldız, KCK operasyonu kapsamında Şanlıurfa il başkanı başta olmak üzere 40 parti yöneticisi ve üyesinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi

cumhuriyet.com.tr

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, "AKP hem nalına hem mıhına vuruyor. Bir taraftan 'ben Kürt sorununu çözeceğim' diyor ama böyle dediğimde milliyetçi çevreleri acaba küstürüyor muyum diye de BDP'ye operasyon yapıp bir parmak bal da milliyetçilerin ağzına çalıyor. Her iki tarafı da idare etmeye çalışan bir politika izliyor" diye konuştu.

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Muş Milletvekilleri Sırrı Sakık ve Nuri Yaman'la birlikte Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, dün KCK'nın 'ateşkesin bir ay daha uzatıldığı' açıklamasının ardından, bugün KCK operasyonu kapsamında Şanlıurfa il başkanı ile birlikte 40 parti yöneticisinin gözaltına alındığını bildirdi. 2009 seçimlerinden sonra PKK'nın ateşkes çağrısında bulunduğunu ve hemen ardından da KCK operasyonları başlatıldığını kaydeden Yıldız, halen 2 bine yakın partilinin tutuklandığını ifade etti.

"Anayasa değişikliği AKP'yi şımarttı, pervasızlaştırdı"

KCK operasyonlarının BDP'yi tasfiyeye yönelik olduğunu belirten Yıldız, "KCK operasyonları devam ederse, eylemsizlik ve barış çabalarınız sona mı erer" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi:

"Barış çabalarımız operasyonlarla bağlantılı bir çaba değildir. Biz legal, demokratik zeminde siyaset yapıyoruz. Daima barışı ve ateşkesin devam etmesini savunacağız. Ama ateşkesin tarafları var. Ateşkesin bir tarafı bugün yaptığı bir açıklamayla, bir ay ateşkesi uzatmanın gerekçelerini ortaya koymuştur. İyiniyetli ve yapıcı bir yaklaşım beklediğini söylemiş ve bu yaklaşımlar gelişirse ateşkesin süresiz ateşkese çevrilebileceğini söylemiştir. Bu kadar önemli, hepimiz açısından hayati, Türkiye demokrasisi açısından hayati bir açıklama yapılıyor, bu açıklamaya cevap olarak, bırakın askeri operasyonları, siyasi operasyonlar yapılıyor. AKP'nin 'bu anayasa paketi geçsin Türkiye daha özgürleşecek yaklaşımı' vardır. Ama Türkiye'nin daha özgürleşmediği, AKP'nin daha güçlendiği ortaya çıktı. Sosyalist Demokrasi partisine karşı giriştiği operasyon ortada. Bugün partimize karşı hemen bu paketten sonra girişilen operasyon ortada. Hanefi Avcı olayı ortada. Anayasa değişikliğinin AKP'yi şımarttığını, pervasızlaştırdığını görüyoruz. Bu ateşkes sürecine bu şekilde cevap verilmemesi lazım. Bu toplumu gerginleştirir, siyaseti gerginleştirir. Bu toplumla alay etmektir."

"AKP hem nalına hem mıhına vuruyor"

AKP'yi "hem nalına hem mıhına vurmakla da suçlayan Yıldız, "AKP bir taraftan 'ben Kürt sorununu çözeceğim' diyor ama böyle dediğimde milliyetçi çevreleri acaba küstürüyor muyum diye de BDP'ye operasyon yapıp bir parmak bal da milliyetçilerin ağzına çalıyor. Her iki tarafı da idare etmeye çalışan bir politika izliyor" diye konuştu.

"Sayın Öcalan örgütle ilşki kurabileceğim kanallar açılması lazım diyor"

BDP'lilere yönelik operasyonların sürece sabote eden bir yaklaşım olduğunu söyleyen Yıldız "Öcalan'ın Kandil'le görüşmek için kırmızı hat istediği" iddialarına ilişkin bir soruya da şu karşılığı verdi:

"Sayın Öcalan açıkça söylüyor, 'benim örgütle ilişki kurabileceğim kanallar açılması lazım, gerekirse sivil demokratik alanda da mesajımı iletebileceğim koşullar yaratılması lazım' diye. Bunu kırmızı hatta indirmek bu süreci farklı olarak ele almaktır. Daha aklı selim yaklaşmak lazım. Bir diyalog arayışı vardır. Kendi görüşünün PKK, BDP, DTK, aydınlar tarafından da önemsendiğini biliyor. 'Ben görüşlerimi aktarayım ve onlar da görüşlerini bana aktarsın böyle bir imkan sağlansın' diyor. Bunu farklı yorumlamamak lazım."

"Randevu istememize gerek yok"

Yıldız, AKP'nin ardından CHP'den de randevu isteyip istemeyeceklerine ilişkin bir soruya "Randevu istememize gerek yok. Parlamentoda bulunuyoruz. CHP ve BDP olarak yeni bir anayasa noktasında, temel argümanlarımız; sivil demokratik bir anayasa talebidir" yanıtını verdi.

"Cemaati biliyoruz"


Yıldız, tutuklanan Hanefi Avcı'nın kitabındaki tespitlere katılıp katılmadığına ilişkin bir soruya ise, "Kitabı aldım ama Avrupa ya gittim bir arkadaşıma hediye ettim. Okuma olanağım olmadı. Ama cemaati biliyoruz, Türkiye'de ciddi bir örgütlenme içerisinde olduğunu, devletin bütün kademelerine sirayet ettiğini ve bunun 12 Eylül'den beri devam eden, ilk önce devletin desteklediği bir proje olduğunu ama zamanla devleti de aşan bir projeye dönüşebilme tehlikesinin bugün ortaya çıktığını görüyoruz" karşılığını verdi.