AKP alkol ithalatını desteklerken… (31.03.2020)

Yıllardır şeker fabrikalarının satılmaması, devamında kapatılmaması gerektiğini, nedenleri ile birlikte anlatmaya, yazmaya çalışırken aklımıza konunun başka boyutları da gelmişti.

Mustafa Balbay

Şekerpancarı aynı zamanda en kaliteli ve en ucuz etil alkolün hammaddesidir. Şeker üretiminden arta kalan en son ürüne Anadolu’da küspe, sanayi dilinde melas deniyor. Bir bölümü hayvan yemi olarak kullanılıyor. Kimyasal süreçlerden geçirildiğinde ise etil alkole dönüşüyor.

Boğaziçi mezunu idealist bir kimya mühendisine sordum, yukarıdaki bilgilerden sonra devam etti:

“Ülkemiz bu bakımdan çok şanslı. Bizde üretilen şekerpancarında çok yüksek oranda glikoz var. Dünyada da en çok pancardan üretilen alkol tercih ediliyor. Kullanım alanı çok çeşitli. PVC, silah, içki ve ilaç sanayiinde önemli bir girdi. Kolonya ve dezenfektan üretimi için de etil alkol şart…”

İşte şeker fabrikalarını satmayın söylemine, yukarıdaki bilgileri de kullanarak karşı çıkmak istemiştik. O günlerde arkadaşlarla durumu değerlendirirken şu görüş öne çıktı:

“Bu alkol kısmına girersek, ana konular gölgede kalır. Yandaş medya hemen, ‘bunların asıl derdi anlaşıldı’ gibi başlıklar atar. Şekerin gerekliliği zaten anlatmaya yeter…” 

Ama AKP ülke çıkarlarını dinlemedi, “çı-kargilleri” dinledi!

***

Kaderin cilvesine bakın ki koronavirüs salgını mikropkıran, yaygın söylemle dezenfektan gerektirdi. Dezenfektanın ve kolonyanın ana maddesi etil alkol. Etil alkol şekerpancarından üretiliyor. Üretim yetersiz… Ve AKP iktidarı ithalat kapılarını sonuna kadar açtı. Yüzde 10 gümrük vergisini kaldırdı.

İnsanlığın binyıllar süren yaşanmışlıklardan ürettiği sözlerden biri de şudur: 

Zorunluluk, her önlemi meşru kılar.

Ucunun nereye varacağı henüz kestirilemeyen salgınla mücadele için temizlik şart. Bunun için şart olanlardan biri etil alkol! AKP de bunu yaptı, etil alkol ithalatı için gümrük vergisini sıfırladı.

Şeker-İş Sendikası’nın verilerine göre, Türkiye’de mevcut şeker fabrikalarının yan ürünü melastan 100 milyon litreden biraz fazla etil alkol üretiliyor. Bu iç gereksinime yetmediği için 90 milyon litre kadar ithalat yapılıyor. En çok alkol üreten illerin başında Konya geliyor. Yanlış anlaşılmasın tüketen değil, üreten.

***

Koronavirüsle ilgili gerçekleri elbet uzmanlar, bilim insanları açıklayacak. Öncelikli tercih bilim insanlarının bunu doğrudan kamuoyuna duyurması. Gazeteci de her şeyi bilen kişi değildir, hangi bilgiyi nerede bulacağını bilen, topluma doğru şekilde aktaran kişidir.

Biz de bu süreçte ağırlıklı olarak siyasal kararlarla yok edilen, bu salgın sürecinde gerekli olan kaynakları konu edeceğiz.

Genel bir hesaplama ile AKP iktidarı döneminde Türkiye’ye 1 trilyon dolarlık kaynak girdi, 3 trilyon dolarlık kaynak çıktı.

Evde canı sıkılan bir ilkokul öğrencisinin yukarıdaki cümleyi okumasını rica etsek, sorsak: 

Türkiye kârlı mı çıkmış zararlı mı?

Zaman geldiğimiz noktayı “ama”sız, “fakat”sız çok net ortaya koyma zamanı. Eğer Erdoğan’ın övündüğü tek şey, gaz maskesi ve eldiven üretimi ise bütün maskeleri indirmek gerekiyor.

Pazar günü dikkat çektiğimiz SSK ilaç fabrikalarının 2005’te kapatılmasının yanlışlığını bugün yaşıyoruz, nefesimizde hissediyoruz.

Şeker fabrikalarına, şekerpancarı üreticisine hor bakmanın yanlışlığını da ellerimizi temizlerken yaşıyoruz, hissediyoruz.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında ve sonrasındaki ambargoda gördük ki, haberleşme teknolojimiz çok geri, uçak lastiği yapamıyoruz. Siyasal bir karar verildi; hemen ertesi yıl ASELSAN ve Petlas’ın temeli atıldı. ASELSAN bugün dünya ölçeğinde…

Büyük sorunlar, büyük mücadelelerle ve büyük kararlarla aşılır… 

Demek ki, “şart değil tarım, ithalatı yapar yatarım” doğru değilmiş. 

Gün, gerçekleri haykırma, gereğini isteme günü!