Akın Atalay'dan skandal iddianame için açıklama

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili skandal iddianameyi değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

Gazetecilik yaparak kamuoyunu yapılan hukuksuz uygulamalar için bilgilendiren Can Dündar ve Erdem Gül için yazdığı skandal iddianame ile gündeme gelen Savcı İrfan Fidan'ın iddianamadeki büyük hatasını Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay değerlendirdi.  "Savcı beyi birileri fena işletmiş ya da yanıltmış." diyen Atalay, Savcı İrfan Fidan'a da bir öneride bulundu. 

İşte Akın Atalay'ın açıklaması

DAVA AÇMA SÜRESİNİ KURTARAYIM DERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAK...

Hizmetleri nedeniyle Başsavcı yardımcılığına yükseltilen C. savcısı İrfan Fidan, Can Dündar ve Erdem Gül hakkında yazdığı 473 sayfalık iddianamede, Can Dündar'ın köşe yazılarını kopyalayıp iddianameye aktardığı 58 sayfa dışında 410 sayfayı ise daha önce başkaları hakkında yürütülen soruşturmaları anlatmayı tercih etmiş. Ama hakkını yemeyelim 2-3 sayfayı da birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis cezaları istediği Can ve Erdem'e ayırmayı da ihmal etmemiş.

Dava açma süresi geçmemiş(miş)...

Savcı bey, kamuoyuna da yansıyan "basın yoluyla işlenen suçlar bakımından dört aylık dava açma süresini kaçırdığı" şeklindeki haklı itirazımıza karşılık olarak ilginç ve yeni bir hamle yapmış. 2 ay önceki ifade alma sırasında, her nedense sadece 29 Mayıs 2015 ve 12 Haziran 2015 tarihli iki haber nedeniyle suçlama yaptığını söyleyen savcımız, dava açma süresine ilişkin itirazdan çok korkmuş olacak ki, iddianamede aynen şöyle yazmış:

"... şüpheliler, özellikle 7 Haziran 2015 tarihli genel seçimlerden 1 hafta öncesine gelecek biçimde 29.05.2015 tarihinden itibaren yayınlarına başlamışlar ve bu yayınları şüpheli Erdem Gül'ün 'Besle kargayı...' başlıklı, şüpheli Can Dündar'ın da 'Gazap Eken Azap Biçer' başlıklı 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin IŞİD terör örgütünü desteklediği, anlayış gösterdiği' iftirası içerikli yazılarının yayınlandığı 15.10.2015 ve 11.01.2016 tarihlerine kadar devam ettirmişlerdir. (...) Bununla birlikte, şüpheliler müdafilerinin gerek savcılık ifadelerinde gerekse sorgu esnasındaki mahkeme ifadelerinde basın kanunundaki sürelere ilişkin itirazlarının, suç tarihleri göz önünde bulundurulduğunda yerinde olmadığı açıktır."

Vay vay vay...

Sayın savcımız çok zekice(!) yeni bir hamle yapmış. Erdem Gül için 15 Ekim 2015 tarihli gazetedeki "Besle kargayı..." başlıklı bir haberini, Can Dündar için de 11 Ocak 2016 tarihli gazetedeki "Gazap Eken Azap Biçer" başlıklı bir yazısını da suçlamaya ve iddianameye ekleyerek, dava açma süresini buradan başlatmış oluyor. 

Pek güzel...
Ama, küçük bir talihsizlik olmuş.
Savcı beyi birileri fena işletmiş ya da yanıltmış.

Zira:
1- 15 Ekim 2015 tarihli gazetenin manşetindeki "Besle kargayı..." manşet haberi olup, Erdem Gül'ün haberi değil Alican Uludağ'ın haberi esas alınarak atılmış bir manşettir. 

2- 11 Ocak 2016 tarihli gazetede Can Dündar'ın yayınlanmış bir köşe yazısı yoktur; adı geçen başlıklı köşe yazısı ise bir yıl önce (4 Ocak 2015'de) yayımlanmıştır.

Bu durumda, sayın savcının bu dava süresini kaçırmış sayılmaması, iddianamede sahte, gerçek dışı bilgi verilmiş olmasının yarattığı ayıbın giderilmesi için gazetedeki arkadaşlara ricada mı bulunsam diyorum.

Savcının yazdığı şekliyle yazıların ve isimlerin yer aldığı birer adet 15 Ekim 2015 ve 11 Ocak 2016 tarihli yeni bir baskı yapar mısınız? desem ve iddianamenin onurunu kurtarsak.