Akdamar Kilisesi'nde turist yoğunluğu

Van'ın en önemli turizm merkezlerinden biri olan, 95 yıl aradan sonra ilk kez geçen yıl ibadete açılan Akdamar Kilisesi'nde adeta turist patlaması yaşanıyor. Geçen yıl gelen 30 bin turist sayısının şimdiden geçildiği, yıl sonunda da iki katına çıkmasının beklendiği bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün güneyinde, Gevaş ilçesi açıklarında bulunan Akdamar Adası, özellikle son 1 yıldır başta yabancı turistler olmak üzere çok sayıda ziyaretçinin akınına uğruyor. İl merkezine 45 kilometre uzaklıktaki ada, her mevsim büründüğü doğal güzellik sayesinde Van'a gelenlerin görmek istedikleri ilk yer olma özelliğini taşıyor.

Gevaş iskelesinden Van Gölü'nün eşsiz manzarasını seyrederek yaklaşık 20 dakika süren tekne yolculuğu ile ulaşılan ada, başta Ermeniler olmak üzere Hristiyan alemi için ise ayrı bir anlam ifade ediyor. Adada yer alan Ermeni Kralı 1. Gagik tarafından MS 915-921 yıllarında dört yapraklı yonca biçimli haç planı şeklinde inşa edilen Akdamar Kilisesi, bölgenin inanç turizmi açısından büyük önem taşıyor.

Geçen yıl 95 yıl aradan sonra ilk kez ibadete açılan kilise o tarihten sonra da adeta turist patlaması yaşıyor. Geçen eylül ayında yapılan ayinin dünya genelinde ses getirmesi adaya ilgiyi üst düzeye çıkarırken bu ilgi adaya gelen ziyaretçi sayısına bakıldığında da rahatlıkla görülebiliyor.

Kiliseyi geçen yıl yerli ve yabancı toplam 30 bin turist ziyaret ederken bu rakam bu yılın 7 ayında bile geride bırakıldı. Kilisenin 11 Eylülde ikinci kez ayine ev sahipliği yapacak olması nedeniyle geçen yıl ulaşılan turist sayısının ise bu yıl iki katına çıkması bekleniyor.
 

7 ayda 37 bin 500 turist

Van Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ, geçen yılki ayinin ardından Akdamar Adası'na turistlerin yoğun ilgi gösterdiğini, dünyanın her yerinden yabancı turistlerin Van'a geldiğini belirtti. Geçen yıl adayı 30 bin kişinin ziyaret ettiğini ifade eden Aktuğ, ''Geçen yılki ayinin ardından yoğun ilgiyle karşılaşıyoruz. Daha şimdiden geçen yılın ziyaretçi rakamlarını geçmiş durumdayız. Bu yıl temmuz ayı itibariyle turist sayısı 37 bin 500 kişiye ulaştı.  İnşallah yıl sonunda turist sayısını 2010 yılına göre 2 katına çıkarmış olacağız'' dedi.

Aktuğ, yabancı turistlerin yanı sıra yerli turistlerin kiliseye büyük ilgi gösterdiğini, gelenlerin Akdamar hatırası eşyalardan da satın alarak bölge esnafına katkıda bulunduğunu söyledi. Geçen günlerde Vali Yardımcısı Atay Uslu başkanlığında, 11 Eylül'de yapılacak ayin öncesinde toplandıklarını ifade eden Aktuğ, toplantıya Gevaş Kaymakamı Yusuf Güni, Van Belediye Başkan Yardımcısı Adil Adıyaman, Akdamar Belde Belediye Başkanı Ferdi Şeker ile Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Mustafa Kantarcıoğlu'nun katıldığını bildirdi.

Aktuğ, toplantıda alınan kararlar doğrultusunda genelge hazırladıklarını belirterek, ''Valilik tarafından genelge, hafta içinde yayınlanacaktır. Tüm resmi kurum ve kuruluşlar üzerine düşeni yapacak. Geçen yıl ayinin ilkini yapmıştık. Bu yıl ikincisini yapıyoruz, biraz daha tecrübe kazandık. Geçen yıl eksiklerimizi gördük, bu yıl bunları kapatacağız'' diye konuştu.

Adını büyük bir aşktan alıyor

Akdamar Adası ve kilisesi, adını kilisenin rahibinin güzel kızı Tamara ile Gevaşlı çobanın aşkını anlatan bir efsaneden alıyor. Efsaneye göre, Tamara'yı gören Gevaşlı çoban, güzel kıza aşık oluyor. Bu aşkı öğrenen ve karşı çıkan rahip ise çobanın adaya gelmemesi için elinden geleni yapıyor. Ama aşk, iki kıyı arasında gece olunca fener işaretleriyle devam ediyor.

Tamara, her gece eline aldığı fenerden yayılan ışıkla yerini belli ediyor. Feneri gören çoban, tekne ile ancak 20 dakikada ulaşılabilen adaya her gün yüzerek geçip Tamara ile gizlice görüşüyor. Bir süre sonra durumu fark eden rahip, fırtınalı bir gecede kızını odasına kilitleyip kendisi de kıyıda fenerle beklemeye başlıyor.

Fener ışığını gören genç, hemen suya dalarak karşıya ulaşmak için yüzmeye başlıyor. Gencin yüzdüğünü gören rahip, elindeki fenerle sürekli yer değiştiriyor. Fener ışığını yüzerek takip eden ve bir süre sonra yorgun düşen genç, ne ileri gidebiliyor ne de geriye dönebiliyor. Genç o an ''Ah Tamara'' diye seslenerek suda boğuluyor. O tarihten itibaren ise adaya ''Ahtamara'' adı veriliyor. Adanın ismi bir süre sonra değişikliğe uğrayarak ''Akdamar'' olarak anılmaya başlanıyor.