Akademisyenlere "Yeter Artık" dedirten dava yağmuru
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış İçin Akademisyenler grubunun "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı metnine imza atan akademisyenlere art arda dava açmaya devam ediyor.
KEMAL GÖKTAŞ
Daha önce 3 akademisyene önceki tarihli Facebook paylaşımları nedeniyle dava açan Başsavcılık şimdi de daha önce dava açılan 3 ismin de aralarında olduğu toplam 4 akademisyene yine sosyal medya paylaşımları nedeniyle yeni davalar açtı. Başsavcılığın suça konu paylaşımların bireysel olarak ayrı ayrı yapılmasına rağmen akademisyenlere tek bir iddianame ile dava açması dikkat çekerken mahkeme de bu nedenle iddianameyi iade etti, ancak üst mahkeme başsavcılığın itirazı üzerine iade kararını kaldırdı.
Haber ve eleştiriye terör davası
Başsavcılık Yrd. Doç. Hakan Mertcan, Yrd. Doç. Mustafa Şener, araştırma görevlisi Esin Gülsen ve Yrd. Doç. Selim Çakmaklı hakkında "terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlarından dava açtı. Başsavcılığın dava açtığı paylaşımların 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait olması dikkat çekti. Suç olarak görülen paylaşımlar arasında haber videosu paylaşmak, Güneydoğu'daki operasyonlar sırasında öldürülen Miray bebeğe ilişkin paylaşım, Lice'de 1994 yılında 8 kişihnin öldürüldüğü katliamla ilgili sendika afişini paylaşmak, Gezi eylemleri sırasında polis şiddetine ilişkin paylaşımlar, Silvan'daki sokağa çıkma yasağı sırasında özel harekatçıların duvara yazdığı "Kurdun dişine kan deydi korkun" yazısını "Asker ve polis Silvan'da 'kamu düzeni' sağlıyor" yorumuyla paylaşmak, Ankara'daki Gar katliamına ilişkin yayın yasağını eleştiren mesajları paylaşmak da yer aldı. Başsavcılık ayrıca Mertcan, Gülsen ve Çakmaklı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun "devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçunun düzenlendiği 301. maddeden, Mertcan, Şener ve Çakmaklı hakkında da Cumhurbaşkanına hakaret suçundan ayrı
soruşturmalar açtı.
Mahkemeden çarpıcı iade
Mersin Başsavcılığının iddianamesi önce Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kanuna aykırı olduği için iade edildi. Mahkeme, akademisyenlerin suça konu paylaşımlarını ayrı tarihlerde yaptıkları ve konularının farklı olduğuna dikkat çekerek "Soruşturmanın şüpheliler hakkında birlikte yürütülerek davaların birlikte açılmasına ilişkin bağlantıların neler olduğunun belirtilmediğini" vurguladı.
Başsavcılığın itirazı üzerine Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesi iade kararını kaldırdı. Mahkeme kararında iade kararı veren 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin suçlar arasında bağlantı görmüyorsa davaları ayırabileceği belirtildi.
21.5 yıl hapis
Mersin Başsavcılığı daha önce de Mertcan, Şener ve Çakmaklı hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan dava açmıştı. Böylece akademisyenler hakkında istenilen cezaların toplamı 14.5 yıla kadar hapis oldu. Cumhurbaşkanına hakaret ve 301. maddeden de dava açılırsa istenilen cezaların üst sınırı 21.5 yıla ulaşacak.
Miray bebeğe ağıt da "terör propagandası"
İddianamede Cizre'deki sokağa çıkma yasakları sürerken 25 Aralık 2015'de 3 aylık Miray bebek ile dedesi Ramazan İnce'nin öldürülmesi ve 42 yaşındaki halası Rukiye İnce'nin de yaralanması olayı ile ilgili yapılan şu paylaşım da "terör propagandası" olarak değerlendirildi: "Miray bebeği en öpülesi yerinden, yanağından vurdular. Kan bile gelmedi.. Buz gibi vurdular. 5 dakika geçmedi. Miray bebek ağladı, dedesi 'yaşıyor' dedi. 'Hastaneye yetiştirek'. Oğluna döndü dedi 'Gençsiniz oğul, biz gidek.' Torunlarını aldılar, babaanne beyaz bayrağı.. Miray'la sokağa çıktılar ve bir akrepten tarandılar. Miray
kucağında yere düştü dede. Ve evrende bremin (kardeşim)..evet, bu evrende o an ölmeyi istemeyen başka biri daha düşmedi yere. Böyle bir feryat, böyle bir yalvarış duyulmadı. 'Ya Rab! Henüz alma canımı, torunumu yetiştireyim önce.' Barış bremin! Barış nedir sence? Babaannenin beyaz bayrağı mı?.. Bebeğe kefen yaptılar ölünce."